Güldener Sonumut

Geçtiğimiz hafta Fransa’da yapılan bölgesel seçimlerin neticesi Avrupa Birliği’ne üye ülkelerin yöneticilerinin derin nefes almasını sağladı. Öngörülerin aksine Marine Le Pen’in başkanlık ettiği aşırı sağ yabancı düşmanı Ulusal Birlik hiçbir bölgeyi ele geçiremedi. Düşük katılım oranının sonuçlarda önemli etkisi olmadı değil. Ancak Fransa’da seçmen, Le Pen ve buna bağlı siyasi akımların bırakın ülkeyi yönetmeyi, bölgeleri yönetebileceğine inanmıyor. Nitekim geçmişte Fransa’nın bazı belediyelerini yönetme imkanına sahip olan Le Pen’in partisi seçmen nezdinde farkını gösteremedi. Seçim vaatlerini hayata geçiremedi. Birçok belediyede önemli yolsuzluklar yaşandı. Bir başka deyişle anti-sistem partisi olarak seçmen karşısına çıkan Le Pen, sisteme çok çabuk uyum sağladı.

2022 yılında düzenlenecek olan genel seçimler ve Cumhurbaşkanlığı seçimleri için henüz rehavete kapılmamak gerekiyor. Nisan 2022’deki Cumhurbaşkanlığı

AB’nin yeni dönem başkanı Slovenya, iddialı bir eylem planına sahip. Ancak AB kaynaklarına göre, Ankara’nın beklentilerini “gerçekçi” boyutta tutması gerekiyor.

Avrupa Birliği (AB) dönem başkanlığını 1 Ocak 2021 tarihinden bu yana yürüten Portekiz, bu bayrağı Slovenya’ya devretti. Bugünden itibaren 6 ay süreyle AB’ye yön verecek olan Slovenya, bir yandan kendi iç karışıklıklarıyla çalkalanırken, diğer yandan da iddialı bir eylem planına sahip.

Maribor Ulusal Tiyatrosu’nun önderliğinde, ünlü koreograf ve dansçı Edward Clug’un sergileyeceği “The Water Man” adlı gösteriyle resmen start alacak olan Slovenya’nın eylem planında AB’nin dayanıklılık gücünün artırılması, Avrupa Sağlık Birliği’nin kurulması, siber saldırılara karşı mukavemet, Batı Balkanlar konusunda işbirliği gibi konular yer alıyor. Schengen bölgesinin dış sınırlarını kuvvetlendirmeyi de hedefleyen Slovenya dönem başkanlığı, mülteci ve göç alanında da AB’nin imkan ve yeteneklerini geliştirmeyi hedefliyor.

İle

Ay başından bu yana Brüksel uzun bir zirve maratonuna ev sahipliği yaptı. NATO zirvesinden AB-ABD zirvesine birçok etkinlik düzenlendi. NATO Dışişleri ve Savunma Bakanları toplantısı da cabası. Nihayet 24 ve 25 Haziran’da Portekiz’in Avrupa Birliği (AB) dönem başkanlığını siyasi açıdan noktalayan Brüksel zirvesiyle doruk toplantılarına bir süre ara verildi. Portekiz AB dönem başkanlığını 1 Temmuz tarihinde resmen Slovenya’ya devredecek.

Diplomasi açısından önemli anlar ve dönüm noktaları yaşandı. Almanya Başbakanı Angela Merkel, Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron’la kol kola vererek bir AB-Rusya liderler zirvesi düzenlenmesi için AB’ye üye diğer ülkeleri ikna etmeye çalıştı. Ancak başarılı olamadı. Olamamasının sebebi de bunun Merkel’in son zirvesi olması. Malum Almanya’da Eylül ayında yapılacak genel seçimlerde Merkel bir daha aday olmadı. Merkel’in adayı olan Alman Hristiyan Demokrat CDU partisi lideri Armin Laschet de şimdiden Türkiye konusunda saçmalamaya başladı. Merkel, 2005 yılında başbakanlık görevine

Avrupa Birliği liderleri, Türkiye’deki Suriyeli mültecilere mali yardım konusunda prensipte anlaşırken, AB-Türkiye ilişkilerini canlandıracak somut bir karar almadı

Avrupa Birliği’ne (AB) üye ülkelerin devlet ve hükümet başkanlarını bir araya getiren Brüksel’deki Liderler Zirvesi’nde AB-Türkiye ilişkileri kapsamlı bir şekilde ele alınırken, ilişkileri canlandıracak eyleme yönelik bir karar alınmaması dikkat çekti. 

Birlemiş Milletler Genel Sekreteri (BM) Antonio Guterres’in katıldığı oturumda Libya, Suriye ve İran’ın nükleer zenginleştirme programı konularının yanı sıra Kıbrıs sorununun çözüm süreci değerlendirildi. AB dönem başkanlığına yakın kaynaklardan edinilen bilgiye göre
Guterres, Kıbrıslı Türkler ile Türkiye’nin, Cenevre’deki gayri resmi görüşmelerde KKTC’nin bağımsızlığını öngören bir çözüm önerisi getirdiklerini, Rum Kesimi ile Yunanistan’ın buna itiraz ettiklerini dile getirdi. Nitekim taslak sonuç bildirgesinde de, Atina ve Rum Kesimi’nin ısrarıyla,

Brüksel’de yapılacak AB Zirvesi, Avrupa Birliği’nin Türkiye ile ilişkisine yeni bir yön verilmesi açısından önem taşıyor.

Belçika, bir zirveye daha ev sahipliği yapmaya hazırlanıyor. Avrupa Birliği (AB) üyesi ülkelerin devlet ve hükümet başkanları, Brüksel’de bir araya gelerek AB-Türkiye ilişkilerine yeni bir yön vermeye çalışacak.

Avrupa Komisyonu Başkanı Ursula Von der Leyen, Türkiye, Lübnan ve Ürdün’deki Suriyeli mültecilere yönelik verilecek mali yardım taslağını AB liderlerinin görüşüne sunacak. AB Konseyi kaynakları, bu konuda prensip kararı alınabileceğini, resmi kararın ancak yılın son çeyreğinde alınabileceğini dile getirdi. Zira Avrupa Komisyonu’nun Türkiye, Lübnan ve Ürdün için önereceği mültecilere yönelik mali yardımın, Avrupa Parlamentosu tarafından da onaylanması gerekiyor.

Zirvenin gündeminde yer alan bir diğer konuysa AB-Türkiye ilişkilerinin geleceği. AB liderleri akşam yemeğinde Brüksel ile Ankara arasındaki ilişkilerin bir bilançosu

Brüksel, geçtiğimiz hafta pazar gününden itibaren üç gün süren ve dış politika ve uluslararası ilişkiler açısından çok yoğun geçen toplantılara ev sahipliği yaptı. ABD Başkanı Joe Biden’ın NATO müttefikleriyle tanışması için düzenlenen bu zirvede sadece medyatik kararlar alınmadı. Zirvenin heyecanı, liderlerin gerçekleştirdiği çok sayıda ikili görüşme ve basın açıklamaları esnasında zirvenin 79 başlıklı sonuç bildirgesinde bulunan bütün konulara yer verememiştik.

Her şeyden önce her zirvede olduğu üzere bu zirvede de Türkiye’nin NATO nezdindeki konumunun bir kez daha pekiştiğini hatırlatmakta fayda var. Zira uluslararası düşünce kuruluşları ile basında ‘Türkiye NATO’dan uzaklaşıyor mu sorusu?’ her dönemde soruluyor ve tartışılıyor. Her zirvede de Türkiye’nin NATO’dan uzaklaşmadığı, aksine NATO’nun güvenlik tüketen değil, güvenlik üreten ve Transatlantik bağları güçlendirmek amacıyla üzerine düşen görevi yerine getiren bir

Transatlantik ilişkilerin bel kemiğini oluşturan kurum olarak NATO’yu belirleyen Biden, Avrupa-Atlantik alanının ekonomik ilişkilerinin ABD-AB ekseninde ilerleyeceğinin sinyalini verdi

ABD Başkanı Joe Biden’in ilk kapsamlı yurt dışı ziyaretinin Brüksel etabı sona erdi. NATO devlet ve hükümet başkanları toplantısına katıldıktan sonra AB-ABD zirvesine katılan Biden, Trump döneminde bozulan Washington-Avrupa Birliği (AB) ilişkilerini yeniden canlandırarak ABD’nin Avrupa kıtasıyla olan ilişkilerde bir ‘kalibraj’ çalışması gerçekleştirdi. Bu çerçevede Transatlantik ilişkilerin belkeğini oluşturan kurum olarak NATO’yu belirleyen Biden, Avrupa-Atlantik alanının ekonomik ilişkilerinin  ABD-AB ekseninde ilerleyeceğinin sinyalini verdi.

Biden’ın Avrupa turnesine başlamadan önce Washington Post gazetesi için kaleme aldığı uzun makalede NATO’ya daha az yer verip Transatlantik ilişkiler konusunda ABD-AB ilişkilerine vurgu yapması soru işaretlerine neden olmuştu. ABD-AB zirvesinde  taraflar demokratik değerler, uluslararası ticaret ve Rusya konusunda fikir birliğine vardılar. Bu

Brüksel’deki NATO Zirvesi, müttefiklerin bölünmüşlük görüntüsünü ortadan kaldırırken, uzlaşmayı ön plana çıkardı. Sonuç bildirgesinde Türkiye’ye özel atıfta bulunuldu

NATO’ya üye ülkelerin devlet ve hükümet başkanları, Brüksel’de bir araya gelerek, İttifak’ın 2030 yılına kadar izleyeceği yol haritası konusunda mutabakata vardı. Liderler, zirveye ilişkin sonuç bildirgesinde, Donald Trump döneminin mirası olan “bölünmüşlük görüntüsünün” son bulacağını belirtti. Washington anlaşmasının 5. maddesine olan taahhütlerini de yineleyen liderler, NATO’nun, transatlantik ilişkilerde Atlantik’in iki yakasındaki ülkeleri bir araya getiren yegane örgüt olduğunu vurguladı.

Sonuç bildirgesinde NATO’nun üyelerini her tür tehdide karşı korumaya hazır olduğuna vurgu yapılırken, İttifak’ın müttefiklerini nükleer, konvansiyonel ve füze savunma sistemleriyle korumaya devam edeceği kaydedildi.

İttifak’ın iklim