Avrupa Birliği liderleri, Türkiye’deki Suriyeli mültecilere mali yardım konusunda prensipte anlaşırken, AB-Türkiye ilişkilerini canlandıracak somut bir karar almadı
Avrupa Birliği’ne (AB) üye ülkelerin devlet ve hükümet başkanlarını bir araya getiren Brüksel’deki Liderler Zirvesi’nde AB-Türkiye ilişkileri kapsamlı bir şekilde ele alınırken, ilişkileri canlandıracak eyleme yönelik bir karar alınmaması dikkat çekti.
Birlemiş Milletler Genel Sekreteri (BM) Antonio Guterres’in katıldığı oturumda Libya, Suriye ve İran’ın nükleer zenginleştirme programı konularının yanı sıra Kıbrıs sorununun çözüm süreci değerlendirildi. AB dönem başkanlığına yakın kaynaklardan edinilen bilgiye göre
Guterres, Kıbrıslı Türkler ile Türkiye’nin, Cenevre’deki gayri resmi görüşmelerde KKTC’nin bağımsızlığını öngören bir çözüm önerisi getirdiklerini, Rum Kesimi ile Yunanistan’ın buna itiraz ettiklerini dile getirdi. Nitekim taslak sonuç bildirgesinde de, Atina ve Rum Kesimi’nin ısrarıyla, AB’nin iki bölgeli ve iki toplumlu federal çözüm öngördüğü kaydedildi.
Somut adım gelmedi
AB,Doğu Akdeniz’de yaşanan gerilim sırasında, bunun sonlandırılması AB’nin Türkiye ile Gümrük Birliği’ni güncelleştirebileceğini hatırlatan AB Konseyi Başkanı Charles Michel, yüksek seviyeli diyaloğun yeniden canlandırılıp, ilişkilerin kapsamının enerji, bilim, Ar-Ge, eğitim, ticaret gibi konularla genişletileceğini dile getirmişti.
Gelinen noktada AB, Türkiye’ye yönelik somut herhangi bir açılımda bulunmadı. Tek somut unsur, Avrupa Komisyonu’nun Türkiye’ye vermeyi taahhüt ettiği yeni mali yardım paketi oldu. Komisyon Başkanı Ursula von der Leyen, AB’nin Türkiye’nin ev sahipliği yaptığı Suriyelilerin desteklenmesi amacıyla 2024’e kadar 3 milyar euro’luk bütçe ayıracağını bildirdi.
Buna karşılık Gümrük Birliği’nin güncelleştirilmesi, vize serbestisi, enerji, ulaştırma, bilim gibi konularda herhangi bir iş birliği önermedi. Milliyet’e bilgi veren AB Konseyi kaynakları, Almanya’da yapılacak genel seçimler ve Atina ile Rum Kesimi’nin Gümrük Birliği’nin yenilenmesi konusunda ayak sürmesi nedeniyle bu konuda bir ilerleme sağlanamadığını kabul etti.
AB’nin kafası karışık
Zirvenin gölgesinde kalan bir diğer konuysa, AB Konseyi Başkanı Michel’in liderler için hazırladığı küresel ajanda çalışması. Michel bu çalışmayla, AB’nin önündeki önemli dış politika konuları hakkında Avrupalı liderlere düzenli bilgi vermeyi hedefliyor.
Bu çalışmada Rusya, Çin ve Türkiye’ye yer verilmesi bekleniyor. Diplomatik kaynaklar, Michel ve AB kurumlarının bu çalışmasını, “sıra dışı”, “çelişkili” ve “anlamsız” olarak niteliyor. Zira Rusya, Çin ve Türkiye’nin aynı kefeye konulamayacağı, nüfus yapısının yanı sıra coğrafi ve siyasi yapısının bir olmadığı aşikar.
Dün tamamlanan zirvede AB’nin, Türkiye’yle ilişkileri şekillendirmeye yönelik stratejisi olmadığı bir kez daha tescillendi. Zira “Strategic Compass” belgesinde Türkiye’yi tehdit olarak tanımlayan AB, Brüksel zirvesinin sonuç bildirgesinde Ankara ile “dialog” arayışında olduğunu ifade ediyor.
Türkiye’nin de üyesi olduğu NATO ile daha yakın çalışma arzusunda bulunan AB, Libya ve Suriye konusunda Ankara’yı eleştirmeye devam ediyor. Türkiye’nin Kabil Havalimanı’nın güvenliğini sağlama girişiminden de istifade etme çabasında. Kafa karışıklığında olan AB’nin, Türkiye konusundaki çelişkilerine son vermesi gerekiyor. Bu, sadece Türkiye açısından önemli değil... Bu, AB’nin sadece bir para kesesinden ibaret olmadığı ve dünya meselelerine çözüm bulacak erdeme sahip ülkeler topluluğu olduğunu göstermesi için.