Dünya kadar malım olacağına...

22 Eylül 1997

Gani MÜJDE

BAKIN, peşin peşin anlaşalım. Beni edepsizlikle suçlamak yok, tamam mı?
Bu haber, gazetelerde yer aldı.
Bu kadınlar, televizyonlara çıkıp haber oldu.
Hangi kadınlar mı?
`Şeyinde' altın bilezikler yakalanan kadınlar...
Bilezikleri sakladıkları yeri açık açık yazamıyorum tabii...
Halk arasındaki yaygın ve sonu `cık'la biten söylenişini yazsam, yazı işlerinden bir telefon gelir şimdi.

Yazının Devamı

Okula yeni başlayanlara öğütler

15 Eylül 1997

Gani MÜJDE

Sevgili minikler. Maalesef normal olarak onaltı, ama benim gibi karı kız (öğrenciye karı kız yok) ve futbol (futbol da yok) meraklısıysanız yirmi yıl sürecek okul hayatınız başladı.
Üzgünüm ama, bunu size birinin söylemesi gerekiyordu.
Okul hayatı dünyanın en sıkıcı, en berbat, en zor dönemidir.
'Leon' adlı filmde (artık film seyretmek te yok), Matilda, Leon'a şöyle sormuştu:
"Hayat hep böyle zor mudur Leon? Yoksa çocuklukta mı böyle?"
Leon'un ne cevap verdiğini, yazının bir yerinde öğreneceksiniz.
Sözün kısası, okul hayatına karşı sizi hazırlamak, tecrübeli bir abiniz olarak (toplam 21 yıl okudum da...) bana düşüyor..

Yazının Devamı

Pamuk Prenses ve yedi cüceler

8 Eylül 1997

Gani MÜJDE

BİR varmış bir yokmuş... Evvel zaman içinde kalbur saman içinde sisli memleketin, isli malikanelerinden birinde Pamuk Prenses adlı güzel mi güzel, endamlı mı endamlı, yere reçel dökmüş kedi gibi mahçup mahçup bakan bir prenses yaşarmış.
Fakat bu genç kız prenses olduğunun farkında bile değilmiş.
Bizim gibi yaşar, yuvalarda öğretmenlik yapar, belediye otobüsü ile işine gider, hatta indirim günleri Harrods'un önünde kuyruğa girermiş.
Bu güzel prensesi sarayın hamamında görüp beğenen büyükleri "Allah'ın emri İsa'nın kavli" ile Pamuk Prenses'i kepçe kulaklı prense uygun görmüşler.
Kahveler içilmiş, havadan sudan konuşulmuş, "She is de pek biitifulmuş maşallah" türünde geyik muhabbetleri yapılmış ve Pamuk Prenses o gece sisler ülkesinin kepçe kulaklı prensi ile başgöz edilmiş.
Prens kepçe kulak "Ben atım Don Camillo ile evlenicem. Ben onu seviyorum " dediyse de babası kulağından (786 metrekare) tuttuğu gibi nikah masasına oturtuvermiş kepçe kulaklı prensi.
Sisler ülkesinde "kırk days, kırk nights" törenler yapılmış.

Yazının Devamı

Gani Müjde Time'da 1 numara...

1 Eylül 1997

Gani MÜJDE

EĞER 20. yüzyılın çehresini değiştiren birileri seçilecekse, Ata'm elbette ilk beşe girer, ama benim günahım ne?
Madonna veya Hitler kadar değerim yok mu bu dünyada?
Niye Time'a girmişken, Gani Müjde'yi de 'tıktık'lamıyorsunuz.
Benim - kendi çapımda da olsa -, 20. yüzyıla bir sürü katkım oldu... 20 yüzyılın çehresini değiştirmesem bile ufak tefek estetik operasyonlar yaptığımı tüm eş, dost bilir.
Örneğin:
* İran'da çıplaklar kampı açma teklifini, ilk ben götürdüm Hamaney yönetimine... Bugüne kadar mektubuma cevap verilmemiş ve Hatemi'nin cumhurbaşkanlığına getirilmiş olması, bu fikrimden vazgeçtiğim anlamına gelmez.
* Masaların altına sümük konuşlandıranları, 'Cam masalara dikkat ediniz' diyerek uyaran ilk insan benim.

Yazının Devamı

Dustin Offaman'ın Türkiye günlüğü

25 Ağustos 1997

Gani MÜJDE

NEFİS bir havada, tekneyle Türkiye sınırlarına girdik.
`Türkiye bir polis devleti' diyorlardı. Burada rahat edeceğimizi sanıyoruz. Police'in solisti Sting, "Kendi ülkeme gelmiş gibiyim" diyor.
Cennet gibi koylarda geziyoruz. Bu arada Türkler çok ilerlemiş. Denizde patlıcan ve lahana yetiştirmeyi başarmışlar. Helal olsun adamlara.

Bodrum açıklarına demirledik. Burada olduğumuzu kimse bilmiyor. Tanınmamak için Sting'le adlarımızı değiştirdik zaten. Gazetelerden kendimize Türk isimleri bulduk. Sting'in adı Erbakan, benim adım da Zeynep Uludağ oldu. Söylenmesi zor, ama olsun. Bugün kıyıya çıkmayacağız. Sting erken yatıp sabah yoga yapacağını söyledi.
Türkler denizde karpuz da yetiştirmeye başlamışlar. Helal olsun.

Yazının Devamı

"Kelin merhemi olsaydı"

18 Ağustos 1997

Gani MÜJDE

SEVGİLİ çocuklar, mini mini birler, çalışkan ikiler, tembel üçler , nefis yüzde onlar...
Bugün sizlere, yüce ahlaktan bahsetmek istiyorum.
Ahlak, Fransızca'dan türeme bir kelime olup, 'Ahlaquie'nin günümüze değişerek gelmiş karşılığıdır.
Çift şeritli otoban anlamına gelir.
'Yüce ahlak' ise, bu çift şeritli otobanda insanın istediği gibi at koşturmasıdır.
***
Ahlaquie adlı kelime, Rusça'da Ahlakeviç şeklini alır.

Yazının Devamı

5+3 değil 13+1

15 Ağustos 1997

Gani MÜJDE

LİGLERE ara verilmiş, bu hafta Spor - Toto ikinci lig takımlarına kalmıştı.
Nedense hep ikinci lig takımlarının olduğu haftalar Toto'ada şansım tutar.
Para kazanmasam da 13 veya 13+1 bilmenin keyfini yaşar ve yazıları Türkçe ders kitaplarına giren Özer abim gibi cebinde boncuk bulmuşçasına mutlu olurum.
Bu mühim düşüncelerle gazetenin spor servisinden yürüttüğüm toto kuponu elimde Milliyet gazetesi içinde tenha bir yer arıyordum.
Üstelik Toto kuponunu doldurma işlemi sırasında genel yayın yönetmenime yakalanmamam gerekiyordu.
Düşündüm, "yöneticiler en az kendi odalarında otururlar" diye bir Murpy kanunu geldi aklıma. Gamze'yi "Derya Bey odasından bir kitap almamı istedi" diye kandırıp odasına daldım.
Uzun deri koltuğa uzanıp toto kuponunu da elime aldım. Hatta ferahlık versin diye pantolonumun üst düğmesini de çözdüğümü hatırlıyorum son olarak, ki kapı "drankkkk" diye açıldı.

Yazının Devamı

Kamaşullah

11 Ağustos 1997

Gani MÜJDE

BÖYLE bir fıkra vardı. Erkeklik organı ile meşhur bir Kahramanmaraşlı'nın hikayesiydi...
Fıkrayı geçen gün anlatmaya çalıştım, hatırlayamadım.
Bilenler bilmeyenlere anlatsın, çünkü ben size bugün başka bir Kahramanmaraşlı'nın hikayesini anlatmak istiyorum. Milli damadımız Musa'ya, Sarah yenge kelek yapmış ve Musa abimizden ayrılmış.
"Aşklarında gözü olanların gözü çıksın" diye dertlenip bir şişe beyaz selection devirmekteydim ki, Sarah ve Musa'nın son konuşma bandını posta kutumda buldum.

* * *

Yazının Devamı