Gani Müjde

Gani Müjde

-

Tüm Yazıları
Haberin Devamı

Gani MÜJDE

LİGLERE ara verilmiş, bu hafta Spor - Toto ikinci lig takımlarına kalmıştı.
Nedense hep ikinci lig takımlarının olduğu haftalar Toto'ada şansım tutar.
Para kazanmasam da 13 veya 13+1 bilmenin keyfini yaşar ve yazıları Türkçe ders kitaplarına giren Özer abim gibi cebinde boncuk bulmuşçasına mutlu olurum.
Bu mühim düşüncelerle gazetenin spor servisinden yürüttüğüm toto kuponu elimde Milliyet gazetesi içinde tenha bir yer arıyordum.
Üstelik Toto kuponunu doldurma işlemi sırasında genel yayın yönetmenime yakalanmamam gerekiyordu.
Düşündüm, "yöneticiler en az kendi odalarında otururlar" diye bir Murpy kanunu geldi aklıma. Gamze'yi "Derya Bey odasından bir kitap almamı istedi" diye kandırıp odasına daldım.
Uzun deri koltuğa uzanıp toto kuponunu da elime aldım. Hatta ferahlık versin diye pantolonumun üst düğmesini de çözdüğümü hatırlıyorum son olarak, ki kapı "drankkkk" diye açıldı.
Aslında kapı sesini duymadım ama yöneticiler bir odaya ansızın giriyorlarsa kapı genellikle "drankkk" diye açılır diye düşünüyorum.
"Senin ne işin var burada?" diye kükredi Murphy'den ve kanun hükmündeki kararnamelerinden habersiz Derya Bey. "Ankara'da 5+3 meselesi görüşülüyor. Sen burada oturmuş sevgili Beşiktaşımın antrenörüyle talihsiz bir isim benzerliği taşıyan bir cins kebap yapıyorsun"...
"Gğsbczzz" gibi Macarca ile Romence karışımı manasız bir cevap verdim bu manalı soruya. Daha doğrusu ağzımdan çıkan harflerden dünyanın en ünlü scrabble oyuncusu bile manalı bir kelime oluşturamazdı.
Birkaç saat içinde Ankara'da Meclis salonundaydım.
Benim de kısmetim buydu işte.
Selahattin Duman zırt pırt yurtdışına gider, Antalya'lardan yazılar yazar,
Serdar Turgut iki günde bir Washington'dan bildirir,
Kenan Erçetingöz Miami'de dibe dalarak su altında çekim yapan kızların bacaklarının arasından geçmeye çalışır, Fatih Altaylı Amerika'da kovboylar diyarından yazılarını yazar durur, Duygu Asena'nın gezdiği yerleri ise hiç düşünmek bile istemiyorum... Ama sıra bana gelince her seferinde Ankara piyangosu...
Bugüne kadar gazete beni beş yere gönderdi, beşi de Ankara TBMM tatil köyü...
Yahu politikadan anlasam neyse...
Kenan Evren, yüksek cankurtaran lisansı alıp Armutalan'a yerleştiğinden beri ben politika ile ilgilenmiyorum diyorum ama kimseyi inandıramıyorum.
Neyse efendim. Meclis salonuna girdim ama aklım cebimde buruşuk duran Toto'da.
Toto kağıdını dizimde ütüleyip düzelttim. Gazetenin Ankara İstihbarat'ından Mete not alıyorum sanıyor ama ben Toto oynuyorum. Salonda herkes 5+3'ü tartışıyor, benim aklım fikrim 13+1 de...
Bakıyorum biri hararetli hararetli konuşuyor.
"Kim bu?" diye soruyorum Mete'ye...
"Aydın Milletvekili" diyor...
"Sıkı adammış. Eskişehirspor - Aydınspor maçı iki olur o zaman" diyorum. Bir şey anlamadığı için yüzüme bön bön bakıyor Mete.
Biraz sonra patlamaya hazır yeşil bombalarla dolu Refah sıralarından biri hatibe saldırıyor. Fakat beni vakti zamanında gazetesinden kovmuş olan dünyalar güzeli insan, oturum başkanı Uluç abim adama söz hakkı vermiyor.
"Bu kim?" diyorum. "Salih Kapusuz" diyor Mete...
Y. Salihli - Denizli maçında Salihli'ye şans tanımıyorum. İkiiiii...
Muğlaspor - Uşakspor maçında takılıp kalıyorum.
Yine Refah sıraları karışıyor.
"Yahudi uşakları" diye bağırıyor Refahlılar. Woody Allen'e bayılırım, Spielberg'e, Kishon'a... Hepsi Yahudi üstelik. Kimsenin uşağı olmaya niyetim yok ama Uşak'a kafadan bir galibiyet veriyorum...
Sanki böyle bir niyet varmış gibi "İmam hatipleri kapatıp kilise çanlarını mı çaldıracaksınız?" diyor bir meczup.
Oysa Balat ve Fener sokaklarında yıllardır ezan sesleriyle çan seslerini duya duya büyümüş bir neslin çocuğu olarak beraberlikten yanayım.
Çanspor - Keşanspor berabere diyorum...
Adanaspor - Y. Turgutlu maçına takılıp kalıyorum.
Dışarı çıkıyorum hava almak için, bakıyorum Turgut Özal'ın kardeşi Korkut Özal kameralara nasıl istifa ettiğini anlatıyor.
Turgutlu güme gidiyor, Adanaspor'a kocaman bir galibiyet veriyorum.
İçeride 5+3 görüşülüyor ben 13+1'in huzuru ile kuponumu yatırmaya gidiyorum.


Yazara EmailG.Mujde@milliyet.com.tr