Gani MÜJDE
GEÇEN gün New York Borsası maceramı anlatmıştım...
İşte aynı borsada Linda Evangelista hanımefendi'ye sırtıma güneş yağı sürdürecek parayı denkleştirmeye çalışırken Yenel Yayın Yönetmenim Derya Bey'in sert ve acımasız sesi ile uyandım.
"Ne işin var hala New York'ta. Bir uçağa atla gel. Biz Clinton'la görüşücez. Gani gelmezse kimseyle görüşmem. Benim kız onun kitaplarının hayranı. Anlamıyor ama resimlerine bakıyor" demiş. "Güneş yağı parası mı? Ekmek parası mı?" diye düşününce ekmek parası ağır bastı elbet.
Bir gün önce Sema "Washington'a La Guardia'dan Amerikan Airlines'in shuttle'ları var demişti. Atladım bir taksiye Afgan şoföre Türkçe aksanlı İngilizcemle "La Guardia airport, Amerikan Airlines shuttle for Qashington DC" dedim, o da bana aksanlı Afgan İngilizcesi ile "Yes" dedi.
Yol boyunca konuşmadı, sadece Türk olduğumu öğrenince "Selamınaleyküm" dedi. çaktım laik bir "aleykümselam". Susuştuk... İnince de Müslüman torpili yaptım iyi bir bahşiş verdim, gözleri parladı...
* * *
Bilet satışa gidince de gözlerimin parlama sırası bendeydi.