Gani Müjde

Gani Müjde

-

Tüm Yazıları
Haberin Devamı

Gani MÜJDE

GEÇEN gün New York Borsası maceramı anlatmıştım...
İşte aynı borsada Linda Evangelista hanımefendi'ye sırtıma güneş yağı sürdürecek parayı denkleştirmeye çalışırken Yenel Yayın Yönetmenim Derya Bey'in sert ve acımasız sesi ile uyandım.
"Ne işin var hala New York'ta. Bir uçağa atla gel. Biz Clinton'la görüşücez. Gani gelmezse kimseyle görüşmem. Benim kız onun kitaplarının hayranı. Anlamıyor ama resimlerine bakıyor" demiş. "Güneş yağı parası mı? Ekmek parası mı?" diye düşününce ekmek parası ağır bastı elbet.
Bir gün önce Sema "Washington'a La Guardia'dan Amerikan Airlines'in shuttle'ları var demişti. Atladım bir taksiye Afgan şoföre Türkçe aksanlı İngilizcemle "La Guardia airport, Amerikan Airlines shuttle for Qashington DC" dedim, o da bana aksanlı Afgan İngilizcesi ile "Yes" dedi.
Yol boyunca konuşmadı, sadece Türk olduğumu öğrenince "Selamınaleyküm" dedi. çaktım laik bir "aleykümselam". Susuştuk... İnince de Müslüman torpili yaptım iyi bir bahşiş verdim, gözleri parladı...
* * *
Bilet satışa gidince de gözlerimin parlama sırası bendeydi.
Amerikan Airlines'in shuttle'ları Kennedy Havaalanı'ndan kalkıyormuş. Dışarı koştum, bunları bilmesi gereken Afganlı gitmişti. Bir taksi daha tuttum. Şoföre olanları anlatınca inanamadı. "New Yorklu bir taksi şoförü nasıl olur da bunları bilmez" deyince "Afganlı karşının taksisiymiş birader" dedim. İstanbullu olmadığı için hiçbir şey anlamadı ama beni Delta'nın shuttle'ına ulaştırdı harbi New Yorklu taksici.
Ona da bir bahşiş patlattım onun da gözleri parladı.
* * *
Uçak bir saat sonra pilotluk eğitimi olan ve uçaktan asla korkmayan benim bile yüreğimi ağzıma getirecek manevralarla National Havaalanı'na indi.
Bir taksi daha çevridim. "Clinton bekliyor acele edin lütfen dedim" biraz şaşırdı ama bastı gaza. Önce "Yolculuk nereden, nereye hemşerim?" muhabbeti yaptı. Hemen arkasından ülkemi sordu. Ben de ona tabi... Bu da Afganlıymış. Yani karşının taksisi. Ama bu konuşkan.
Önce Mesut Yılmaz'a bulaşarak girdi lafa. "Sizin başbakan aç... Avrupa'da dileniyor" dedi.
"Lan Mesut'a bişey söylenecekse biz söyleriz sana ne karşının taksisi. Sana ne oluyor?" diyicem ama, adama bi kere gazeteciyiz dedik. Cevap vermek lazım.
"Türkiye kimseden dilenmez dedim. Bizim o ülkelere ihtiyacımız yok, daha çok ithalatımız var. Onlar düşünsün" dedim. Biraz susar gibi oldu. Az sonra Erbakan hakkında neler düşündüğümü sordu.
"Erbakan'ı sevmiyorum" dedim. Arkasını döndü. "Yoksa Müslüman değil misin" dedi?
Lan sana ne hıyar? Müslüman olmak için Erbakan'ı sevmek mi lazım? İslam'ın beş şartına bir tane daha eklendi de, bizim haberimiz mi yok? dingil. "Ne ilgisi var?" dedim.
"Türkiye'nin gidişatını beğenmiyorum" dedi. Sokaklarında insanların birbirini kestiği bir ülkenin vatandaşının benim ülkemi beğenmemesi ağrıma gitti elbet. "Nesini beğenmiyorsun dedim."
"Siz İslam'dan koptunuz" dedi. "Alfabeniz değişti Kuran'ı anlayamaz oldunuz."
Taksi şoförü değil ilahiyat alemi adam. "Bizim dilimiz yüzyıllardır Türkçe arkadaş" dedim. "Biz sadece Türkçeyi Arap harfleriyle yazıyorduk. Kuran'ı gene anlamadan okuyorduk" dedim. Bunu galiba ilk kez duyuyordu sustu.
Bir iki dakika sonra bilmiş bilmiş gene "Siz İslam'dan koptunuz" deyince dayanamadım. "Esas kopan sizsiniz. Sizin sokaklarında İslam adına kardeş kardeşi öldürüyor senelerdir" dedim.
"Onlar bizim kardeşimiz değil" diye cevap verdi...
Artık ne konuşacaktım ki elin Afganlı taksi şoförü ile. "Maden ülkeni bu kadar seviyorsun niye Amerika'da yaşıyorsun. Git ülkene İslam'ı doya doya yaşa" dedim. Sustu...
Öbür Afganlı'ya verdiğim bahşişin yarısını verdim kardeşini inkar eden ve onu kesmeyi marifet sanan pezevenge. Sırıta sırıta "Esselamınaleyküm" dedi. "Hadi lan" dedim Türkçe, sana "Aleykümselam maleykümselam yok, ikile..."
İkiledi...
* * *
Oval salonda Clinton ve Mesut Yılmaz'ı ovalarken hep taksi şoförünün sözleri geldi aklıma, sinirlendim...
"Evet ülkem dünyanın en demokrat, en müreffeh, en güzel ülkesi değil.
Bin türlü rezillik yaşanıyor, ama gene de ben ülkemde yaşıyorum ve her şeye rağmen ülkemi seviyorum çok şükür" dedim.



Yazara EmailGani Müjde'nin Amerika notları