Gani MÜJDE
ADAMIN Mesa sitesinde kızına aldığı iki evi ve bir de hasta ve yorgun kalbi vardı.
Ama gazeteci değil miyiz, Sayın Mustafa Koltuklu'ya sorulacak bir - iki sorumuz vardı elbet. Evine gittik bizi salona buyur etti.
Salonda herkes yerlere oturuyordu.
Koltuk davasından ağzı yanan Mustafa Koltuklu evdeki bütün koltukları balkondan aşağıya atmıştı...
* * *
- Sayın Koltuklu nedir bu koltuk davası?
- Gani Bey, aslında oturulmuş koltuğun davası olmaz ama oluyor işte. Adamı gereksiz yere sıkıştırıyorlar. Hayır kalbim var ondan korkuyorum.
- Ama otomobil fiyatına koltuk olursa bazı sorular sorulacak elbet.
- Canım bu memlekette otomobil ucuzsa ben naapiyim? Bugün bir yumurta 35 bin lira, koltuk 2 milyar olmuş çok mu yani? Benim milletvekilimin poposunun yumurta kadar değeri yok mu?
- Ama arada çok fark var?
- Benim de kalbim var ama...
- Bakın faturalar ortada 1500 dolar teklif verilmiş sonra bu fiyat birden 4800 dolara çıkmış.
- Koltuk malzemelerine o sırada zam geldi. Bak benim de kalbim var ona göre...
- Peki bu ihaleyi alan firmadan kızınıza ev almanız doğru mu?
- Etik olarak doğru değil ama, gotik olarak doğru. Bir de batik var, benim hanım yapıyor. Biz o evi batiklerden kazandığımız paralarla aldık. Ayrıca kalbim var hatırlatırım.
- İhaleyi neden Emlakkonut'a verdiniz?
- Ya kime verecektim? Emlakkonut'un görevi ne? Vatandaşı ev sahibi yapmak... Benim kızım vatandaş değil mi? Bu sayede ev sahibi olmasında ne gibi bir kötülük var? Ama benim neyim var? Kalbim var...
- Emlakkonut da işi Mesa'ya vermiş.
- Biliyorsunuz milletvekilleri arasında sık sık mesane kanseri vakalarına rastlanır. Bu yüzden mesane önemli. Milletvekillerinin mesanesi için işi Mesa'ya vermek zorundaydık.
- Ama fiyatlar bu gelgitler sırasında iyice uçmuş Sayın Koltuklu. Cumhurbaşkanı'nın koltuğu 40 milyar. Daire fiyatına koltuk olur mu?
- Bu memlekette daire fiyatları ucuzsa ben naapiyim kardeşim? Bakın ben kızıma ihaleyi verdiğimiz firmadan daire aldım, bunun karşılığında 7 milyon lirayla, içinde bedava yazan dört koka kola kapağı verdim, oldu bitti. Ucuz bu memleket ucuz. Üstelik kalbim var beni sıkıştırmayın...
- Ama siz liberal bir politikacısınız. Bunları sizinle konuşmazsak kiminle konuşucaz.
- Ne liberali kardeşim. Ben bu daire ve koltuk meselelerinden sonra mülkiyet tutkusundan vazgeçtim. Komünist oldum komünist. Ho ho Hoşimin, iki üç daha fazla Vietnam, Ernesto'ya bin selam. Gün doğdu hep uyandık siperlere dayandık...
- Peki niye istifa etmiyorsunuz?
- Bir ihale işim daha var, ondan sonra edicem.
- Nasıl yani?
- Bana destek olmayan partili milletvekillerinin koltuklarına raptiye yerleştiricem. Raptiyeler gümüş olacak. Muhammen bedeli 1000 dolar civarında olacak.
- Yapmayın Mustafa Bey. Gümüş kapıdan sonra bir de gümüş raptiye davası ile uğraşmayalım.
- Sıkıştırmayın beni kalbim var...
- Ama her soruda böyle yaparsanız olmaz ki? Biz kalbiniz tutup öleceksiniz diye sorularımızdan vazgeçemeyiz.
- Onun için demiyorum kardeşim. Kalbim sıkışınca ilaç alıyorum, ilaç da gaz yapıyor. Zooort. Bak yaptı bile...
- Peki şu halı hikayesi.
- Zooort...
- Vatandaşın vergilerinin çarçur edilmesi...
- Zuuuuuuurt.
- Tüyü bitmemiş yetim hakkı?
- Zooooooort.
* Ailem Yugoslav göçmeni, ben İstanbul doğumluyum. Üstelik fanatik Fenerbahçeliyim. Hayır burnum kemerli olsa diyicem ki "Tipime bakıp gönderdiler". Trabzon araştırma merkezi vakfından "Trabzon için bir araya geliyoruz" daveti aldım da... Hayır Laz olsam gurur duyarım o başka ama değilim. En azından o kadar zeki değilim.
* Kitap kontrollerine devam. Geçen hafta Capitol'deydim. Önce Dünya Kitabevi'ne girdim. "Nezih Abi titiz adamdır. Dükkanlarında mutlaka kitabımı bulundurur" diyordum. Bırakın yenisini eski kitaplarım da yoktu. Kasadaki sevimli bayanlar, "Sizin kitabınız çok satıyor. Valla dün bitti" dediler. Onları üzmemeye karar vererek Capitol içindeki Dünya Gençlik Merkezi'ne gittim. Orada da hiçbir kitabım yoktu. Dünya Gençlik Merkezi'nin kitap sorumlusunun gençliğine verip "Net Kitabevi'ne" gittim. Bir iki tane eski kitabım vardı ama yeni kitabımı hiçbir yerde bulamadım. Bu arada 3. baskısı yapılıyor, kitapçıların haberi yok ama sizin olsun bari. Belki nalburlarda bulursunuz.
* Kenan Doğulu Atatürk'e ortak çıktı. Atam benimdir kimseyle paylaşılmayacak.
* Anıtkabir'e yerleşmek mümkün mü araştırılacak?
* Olmazsa Dolmabahçe sarayı denenecek.
* Latife isimli bir kız bulunacak ve evlenilecek.
* Anne ve babama isimlerini değiştirmeleri için baskı yapılacak. Zübeyde ve Ali Rıza'nın nesi var allahaşkına?
Yazara EmailG.Mujde@milliyet.com.tr