Beni kürdanla tehdit etti Reha Bey...

10 Ocak 2001


<#comment>İyi günler Türkiye. Her nerede tecavüz ediyor veya ediliyorsan... Efendim şimdi de yanımızda bir zorbanın silah zoruyla tehdit ederek 15 gün boyunca al yanaklarından ve pembe baldırlarından öperek tecavüz ettiği sanatçımız Sevyap Sarman var.
-Geçmiş olsun Sevyap hanım.. Olay nasıl oldu anlatır mısınız?
- Efendim yeni kasetim çıkmak üzereydi ki, bu adam telefon ederek beni bir kafeye çağırdı. Kafeye gittiğimde de bana sivri uçlu kürdan çekti efendim.
- Bağırmadınız mı Sevyap hanım?
- Kürdanı gırtlağıma dayayarak "Ya benimle yatarsın ya da bütün kafedekileri öldürürüm" dedi Reha bey.
- Peki siz ne yaptınız?

Yazının Devamı

Şiddet tarlasındaki şaşkınlar

7 Ocak 2001


<#comment>Garip bir ülke olduk, çok garip.
Bazı sosyal hadiseleri açıklamak sosyal bilimler açısından da mümkün değil.
Örneğin yılbaşı gecesi "Ya Allah Bismillah Allahüekber" , "Burası Türkiye, İsrail değil" sloganları eşliğinde Taksim’deki The Marmara Oteli’ne taarruzda bulunan ülkücü gençlerin hareketini hiçbir sosyal bilimcinin yorumlayabileceğini sanmıyorum.
Yani işin neresinden bakarsanız bakın ancak bir Ortadoğu ülkesinde görünebilecek psiko şaşkın bir eylem olarak adlandırılabilir bu davranış olsa olsa...
Öncelikle olayın otelde düzenlendiği sanılan yılbaşı balosuna yönelik bir saldırı olduğunu bildiğimize göre buradan yola çıkmamız gerekir.
Şimdi otele niye saldırdınız güzel abilerim?

Yazının Devamı

Yağdı Turkcell, çaktı Telsim!

3 Ocak 2001


<#comment>200 yıllık çağdaş edebiyat tarihimizde Nobel'e aday bir edebiyatçı çıkaramayan güzel topraklarımın insanı, cep telefonunun icadı ile birlikte yazar olduğunun farkına vardı nihayet.
Matbaanın icadının birkaç yüzyıl gecikmeli olarak hayatımıza girmesinin acısını şimdi cep telefonlarına mesaj yazarak kapatmaya çalışan insanlarla dolu dört bir yanımız.
Konuşmakta ve iki kelimeyi bir araya getirmekte zorlanan yurdum insanı cep telefonunun tuşları vasıtası ile döktürüyor adeta.
Herkes tek parmak tuş vasıtası ile şair.
'Yağdı Türkcell, çaktı Telsim! Sen de mi şair oldun vesselam..' dercesine birbiri ardına edebiyatçı yetiştiriyor güzel ülkemiz.
Okuma alışkanlıklarımız konusunda Galapagos Takım Adaları'nın, yıllık kitap satışlarınıda Fidji Prensliği'nin bile gerisine düşmüşüz ne gam.

Yazının Devamı

Kırmızı don stresi

31 Aralık 2000


<#comment>Yıllar önce yoktu böyle adetler. Televizyon karşısında Kutlu Payaslı dinler, çekirdeklerimizi çıtlatırdık bi güzel.
Tombalada şansımız yaver gitmişse erkenden uykumuz gelir, saat 24:00’te TRT ekranlarını yılda bir kez şereflendiren tesettürlü dansözü seyre koyulur, ekrandaki havai fişek gösterilerinin ortasında da yatardık.
Halkın büyük bölümünün, bu saatte ekrana gelen havai fişek patlamalarını televizyon arızası sandığı ve televizyonu yumrukladığı dönemler çok geride kaldı.
Şimdi saat 24:00’te Mezdeke yirmilisi ekranları esir alıyor.
Her kanalda yüzlerce dansöz gerdan kıracak gene.
Ve korkarım ki CNN Türk bile yeni yıla bir dansöz haberi ile girecek çaktırmadan.

Yazının Devamı

Acıklı reklamdan daha acıklı bir reklam...

27 Aralık 2000


<#comment>Hicaz makamında acıklı bir klarnet sesi ile başlar reklamımız.
önde şekerlikler içinde rengarenk şekerler.
Arkada ise bizim gerçek şekerler.
Kadının gözü pencerede.
Adamın ise gözleri biraz bozuk. Pencere yerine ikide bir buzdolabının kapısını açıp bakıyor.
***

Yazının Devamı

Kezban Paris’te...

24 Aralık 2000


<#comment>Demokrasiyle yönetilen ülkemizin kapıcılar kralı ile çöpçüler kralının çocukları Paris’te yapılan görkemli bir düğünle dünya evine girdiler sevgili Milliyet okurları.
Dünya sosyetesine mensup olmadığım için düğüne katılamadım ama düğünle ilgili çok detaylı bilgiler elde ettim.İşte asrın düğünü ile ilgili bulabildiğim notlar:
• Paris’te yapılan düğün için iki tane Airbus, bir tane Boeing bir tane de zeplin kaldırıldı. Gene de bazı yolcular açıkta kalınca Namibya hava kuvvetlerine bağlı yedi askeri uçak davetlileri Paris’e taşıdı.
• Özel bir mönü hazırlayan düğün sahipleri şu an çok zor bulunan, deli dana etinden oluşmuş dört çeşit et yemeği sundular davetlilere. Kimseye bir şey olmadı.
• Arch de Triumph’un üzerine "Evlendik mutluyuz" yazıldı. Bunun için Paris Belediye Başkanlığı’na rüşvet verildiği, Mauritus’ta tatilde bulunan Paris Belediye Başkanı tarafından yalanlandı.
• Maliye Bakanlığı’nın dikkatini çekmek istemeyen düğün sahipleri davetiye üzerine Fransız olduklarını ima eden ifadeler koydular.

Yazının Devamı

‘Ben Çürdüm daa!...’

20 Aralık 2000

‘Ben Çürdüm daa!...’
<#comment>Mehmet Anlattı bu hikayeyi.
Londra’da yaşayan Karadenizliler, Kürtler’e daha kolay sığınma hakkı verildiğini duyunca göçmen bürolarının kapılarına dayanmışlar.
"Haçan biz de çürdüz daa. Bizim çağıtlari ha burda niçun bekleteyisunuz?"
Aslında Mehmet’te hikaye çok. Türk filmleri festivali için gittiğim Londra’da bana arabasıyla eşlik eden Mehmet Mersin’i Londra’da tanımayan yok zaten.
Arabaya biner binmez ‘Abi ben de meslektenim’ dedi?
"Hayrola yazar mısın?" diye sordum.

Yazının Devamı