Çiçek: El Kaide için yapılan PKK için yapılmadı

4 Mayıs 2011

ABD’nin, El Kaide lideri Usame Bin Ladin’i öldürmesinden sonra teröre karşı uluslararası işbirliği konusu yeniden gündeme geldi. ABD Başkanı Barak Obama, konuşmasında bu yöne de vurgu yaptı ve özellikle Pakistan yönetimine teşekkür etti.
Başbakan Yardımcısı Cemil Çiçek’le dün terörle mücadelede uluslararası işbirliğini konuştuk.

Çifte standart
Çiçek, Batı’nın terörle mücadelede PKK konu olunca “çifte standart” uyguladığını vurguladı. El Kaide’ye karşı gösterilen uluslararası işbirliğinin PKK’ya karşı mücadelede gösterilmediği siteminde bulundu. Çiçek şöyle dedi:
“Biz terörün her türlüsünün acısını çektik. Etnik terörün de ideolojik terörün de acısını çektik, çekiyoruz. Bize göre terör bir insanlık suçudur. Uluslararası alanda bu anlayışla mücadele etmek gerekir. Ama görüyor ve biliyoruz ki, El Kaide için gösterilen uluslararası işbirliği PKK ile mücadelede gösterilmedi. Halen de gösterilmiyor.”

Yazının Devamı

Obama’yı seçtirebilir ama terörü bitirmez

3 Mayıs 2011

ABD Başkanı Barack Obama, El Kaide’nin lideri Usame bin Ladin’in Pakistan’da öldürüldüğünü canlı yayında tüm dünyaya açıkladı. Obama, bunun ABD için zafer olduğunu ilan etti.
O Usame bin Ladin ki, ABD onun için iki ülke işgal etti. Afganistan ve Irak savaşlarında on binlerce belki yüz binlerce insan öldürüldü. ABD, Afganistan ve Irak’a yerleşti.

Obama’nın başarısı
Usame bin Ladin’in öldürülmesi, kukusuz ABD Başkanı Obama’nın hanesine büyük bir başarı, büyük bir zafer olarak yazılacaktır.
ABD seçimlerine 1,5 yıl gibi bir zaman kalmışken, Obama’nın yeniden seçilmesinde avantaj sağlayacaktır. ABD Başkanı, bu operasyonla elini bir hayli güçlendirdi.

Yazının Devamı

Erdoğan’ın Kürtlerle ilgili yeni söylemi

1 Mayıs 2011

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın seçim meydanlarında yaptığı konuşmalarda Kürtlerle ilgili yeni bir söylem geliştirdiğine tanık oluyoruz.
Başbakan üzerine basa basa, “Kürt sorunu yoktur. Kürt kardeşlerimin sorunu vardır” diyor. “Kürt sorunu yoktur” sözlerinin bir dil sürçmesi olmadığı art arda yaptığı konuşmalarda belli oldu.
Başbakan Erdoğan’ın, Türkiye’de “Kürt sorunu” olmadığını, “Kürtlerin sorunu olduğunu” söylemesi önemli bir değişiklik olarak görülmeli.

“Kürt vardır” söylemi
Başbakanlar arasında açıkça “Kürt sorunu vardır” diyen Tayyip Erdoğan olmuştu.
Erdoğan, 2005 yılında Diyarbakır’a yaptığı ve çok yankı uyandıran o konuşmasında, “Kürt sorunu vardır ve daha fazla demokrasi ile çözülecektir” mesajı vermişti. “İlla bir isim koymak gerekiyorsa Kürt sorunu bu milletin bir parçasının değil hepsinin sorunudur” diye Diyarbakırlılara seslenen Başbakan, bölgede büyük destek görmüştü.

Yazının Devamı

ÖSYM yeni bir başlangıç yapmalı

30 Nisan 2011

Yükseköğretime Geçiş Sınavı (YGS) gençlerin kaderini belirleyen en önemli sınav. Öğrenciler ilkokuldan itibaren bu sınava kilitlenerek büyüyorlar. İyi bir üniversiteye girmek için önce iyi bir liseye girmeye çalışıyorlar. Lise boyunca da üniversite sınavı kâbusuyla yaşıyorlar.
Bu ağır sürecin çocuklar üzerinde yarattığı travma bir yana, gelecekleri belirleyen sınavın güvenirliliğini yitirmiş olması çok ciddi bir sorun. ÖSYM yakın zamana kadar Türkiye’nin en çok güvenilen kurumuydu. Bugün ise bu güvenden eser kalmamış durumda.

Kuşku kalır
YGS sınavında şifre olduğu iddialarının ÖSYM Başkanı Prof. Dr. Ali Demir tarafından önce reddedilip sonra kabul edilmesiyle başlayan güvensizlik zirve yapmış durumda.
Savcılığın yürüttüğü soruşturma henüz sonuçlanmadı ama emniyetin “şifre var, kopya yok” kararına varmasıyla sınav sonuçları da açıklandı. Ayrıca idare mahkemesinin önündeki dosya da henüz karara bağlanmadı.
Bu koşullar altında ÖSYM’ye ve YGS sınavına yeniden güven duyulması çok zor hatta imkânsız. Soruşturma sonucu ne olursa olsun öğrencilerin ve kamuoyunun bir kesiminde kuşku kalacaktır.

Yazının Devamı

Milliyet’te yeni dönem

29 Nisan 2011

Milliyet, Türk basınının temel taşlarından biridir. “Basında güven” diye anılması, 61 yıllık yaşamı boyunca evrensel gazetecilik kurallarına gösterdiği özenin getirdiği bir sonuçtur.
Milliyet 32 yıl sonra sahip değiştirdi. Doğan grubundan Demirören-Karacan ortaklığına geçti.
Doğan grubu, küçülme kararı aldığını açıkladığından bu yana Milliyet satış sürecindeydi. Bu sürecin sonunda, Aydın Doğan, Milliyet’i Demirören-Karacan ortaklığına devrederek, isabetli bir karar verdi. Aydın Bey’in bu kararı verirken ticari değerlerden çok Milliyet’in değerlerini, okurlarını ve çalışanlarını esas aldığı anlaşılıyor. Gazetenin kurucu ailesinden gelen ve yeni sahiplerinden biri olan Ali Karacan’ın, Aydın Bey’in satışı kolaylaştırdığını ifade etmesi de bunu gösteriyor.
Satıştan sonraki görüşmemizde Aydın Bey’i gönül rahatlığı içinde gördüm. Milliyet’i emin ellere teslim etmenin huzuru içindeydi.

Demirören ailesi
Erdoğan Demirören, Türk iş dünyasının en saygın en başarılı isimlerinden biri.

Yazının Devamı

Başbakan’ın çılgın projesi

28 Nisan 2011

Başbakan Tayyip Erdoğan merakla beklenen çılgın projesini açıkladı: Kanal İstanbul...
İstanbul’un batısında Karadeniz’i Marmara’ya bağlayan ikinci bir boğaz açılması projesi bu. Başbakan Erdoğan, projesini açıklarken Panama ve Süveyş kanallarından örnekler verdi, İstanbul kanalının bu kanallara göre çok daha büyük tonajlı gemilerin geçebileceği biçimde inşa edileceğini söyledi.
Projenin ilk amacı, İstanbul Boğazı’nın gemi trafiğinin hafifletilmesi, özellikle de büyük tehlike arz eden petrol tankerlerinin geçişinin bu kanala alınması biçiminde özetlenebilir.
Kuşkusuz çok büyük ve çok boyutlu bir proje. İstanbul’un batı yakasını bir adaya dönüştürecek olan bu proje, bölgenin coğrafyasını, iklimini, yerleşimini, ulaşımını, köprüleri etkileyecek dev bir proje.
Başbakan sadece etüt çalışmasının iki yıl süreceğini de açıkladı. Arsa spekülasyonuna yol açmamak için yerini açıklamayacağını söylediyse de televizyonlarda kanalın muhtemel yerini gösteren krokiler gösterildi. Bu tür büyük projelerin ne kadar saklanırsa saklansın arsa spekülasyonuna yol açmasını, haksız kazançlar doğurmasını önlemek çok zordur.

100. yıl projesi

Yazının Devamı

Özkök: Susmam veya konuşmam zan altında bırakmaz

27 Nisan 2011

Balyoz davasında savunma yapan eski Deniz Kuvvetleri Komutanı Özden Örnek, dönemin Genelkurmay Başkanı Hilmi Özkök ve Kara Kuvvetleri Komutanı Aytaç Yalman’a çağrıda bulundu.
Özden, Özkök ve Yalman için, “Buraya gelmeli, ne biliyorlarsa açıklamalılar. Onların susması bizi zan altında bırakıyor” dedi.

“Zan altında bırakmaz”
Dönemin Genelkurmay Başkanı Hilmi Özkök’le dün konuştum. Özkök Paşa, her zaman olduğu gibi bu konularda konuşmaya istekli değil. Yargı sürecinin devam ettiğine dikkat çekerek, bu konuda titiz davranıyor. Ancak, Örnek’in “susmaları zan altında bırakıyor” ifadesine bir yanıt almak için üsteleyince şu değerlendirmeyi yaptı:
- Benim susmam veya konuşmam kimseyi zan altında bırakmaz. Zan benim susmamla doğmaz, ilgisi yok. Ben konuşup da kimseyi suçlamadım ki, kimseyi zan altında bırakmadım ki! Ayrıca susmam da kimseyi zan altında bırakmaz. O adli süreçle ilgili bir durumdur. Mahkeme süreciyle ilgili, mahkemenin sonuçlanması gerekiyor.

Yazının Devamı

Kılıçdaroğlu: 10 bin gençle değil, Ali Demir’le uğraş

26 Nisan 2011

ZONGULDAK
CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu’yla Zonguldak’a uçarken sohbetin ilk konusu ÖSYM’ydi. YGS’den sonra önceki gün ALES sınavında da bir başka skandal ortaya çıkınca Kılıçdaroğlu, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’a şöyle seslendi:
“Başbakan çatışma istiyor. Haklarını arayan gençlere karşı 10 bin genci karşınıza sürerim, diyor. Sen 10 bin gençle uğraşacağına bir kişiyle uğraş yeter. Yapacağın iş basitti. ÖSYM Başkanı Prof. Dr. Ali Demir’i görevden alacaktın, mesele bitecekti.”

“MHP’yi bölmek istiyor”
CHP lideri, Başbakan Erdoğan’la MHP lideri Devlet Bahçeli arasındaki bozkurt-çakal tartışmasına değindi. Kılıçdaroğlu, gençlerin çatıştırılması üzerinden süren bu tartışma için, “Umarım sadece sözde kalır” dedikten sonra şu değerlendirmeyi yaptı:
“Başbakan, MHP’yi bölmeye çalışıyor. Ülkücüleri bölmek istiyor. Ülkücülere saygıdan söz ediyor, bozkurtları suçluyor. Bu bile Başbakan’ın ne kadar yapay konuştuğunu gösteriyor. Amacı MHP’yi bölmek.”

Yazının Devamı