Fikret Bila

Fikret Bila

fbila@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı

Milliyet, Türk basınının temel taşlarından biridir. “Basında güven” diye anılması, 61 yıllık yaşamı boyunca evrensel gazetecilik kurallarına gösterdiği özenin getirdiği bir sonuçtur.
Milliyet 32 yıl sonra sahip değiştirdi. Doğan grubundan Demirören-Karacan ortaklığına geçti.
Doğan grubu, küçülme kararı aldığını açıkladığından bu yana Milliyet satış sürecindeydi. Bu sürecin sonunda, Aydın Doğan, Milliyet’i Demirören-Karacan ortaklığına devrederek, isabetli bir karar verdi. Aydın Bey’in bu kararı verirken ticari değerlerden çok Milliyet’in değerlerini, okurlarını ve çalışanlarını esas aldığı anlaşılıyor. Gazetenin kurucu ailesinden gelen ve yeni sahiplerinden biri olan Ali Karacan’ın, Aydın Bey’in satışı kolaylaştırdığını ifade etmesi de bunu gösteriyor.
Satıştan sonraki görüşmemizde Aydın Bey’i gönül rahatlığı içinde gördüm. Milliyet’i emin ellere teslim etmenin huzuru içindeydi.

Demirören ailesi
Erdoğan Demirören, Türk iş dünyasının en saygın en başarılı isimlerinden biri.
Demirören grubu, üzerine en küçük bir gölge düşürmemiş, Türk ekonomisinin öncü kuruluşlarından biri olarak kamuoyu tarafından da yakından biliniyor. Beşiktaş’ın başkanlığını yürüten Yıldırım Demirören, beyefendiliği, yansıttığı değerler ve duruşuyla her zaman takdir gören bir isim.
Cumhurbaşkanlığı ve başbakanların uzun yurtdışı seyahatlerinde Erdoğan Demirören’le yaptığımız sohbetlerden çok şey öğrendim. Dünya, bölge ve Türkiye analizleri; ekonomik, sosyal ve siyasi olaylara farklı bakışı ve ileriye dönük tahminleri bende hep iz bırakmıştır.
Milliyet’in eski ortaklarından olduğunu da o sohbetlerden birinde öğrenmiştim. Türk basınına ve özellikle Milliyet’e yakınlığını kendisinden dinlemiştim.

Karacan ailesi
Milliyet’in yeniden Karacan ailesiyle buluşması özel bir anlam taşıyor kuşkusuz. Aydın Bey, kurucusu Ali Naci Karacan’ın oğlu Ercüment Karacan’dan aldığı Milliyet meşalesini, 32 yıl sonra Ali Karacan’a yeniden teslim etmenin rahatlığını yaşıyor. Milliyet’i Türk basınına kazandıran Karacan ailesinin onun üzerine titreyeceğinden kimsenin kuşkusu yok.
Ali Karacan’ın, Milliyet’le yeniden buluşmasını değerlendirirken, “Ercüment Karacan-Abdi İpekçi çizgisi”ne vurgu yapması bunun ilk işareti sayılmalı.
Bütün bunlar, Aydın Bey’in neden Demirören-Karacan ortaklığını tercih ettiğini ortaya koyuyor.

Milliyet’in gücü
Milliyet, en güçlü en etkin gazetelerden biridir. Gücü, etkinliği, taşıdığı ağırlık her zaman tirajından çok fazla olmuştur. Ercüment Karacan-Abdi İpekçi çizgileriyle, Türk basınına evrensel gazetecilik kurallarının yerleşmesine öncülük etmişlerdir. Aydın Bey, devraldığı Milliyet’te bu öncülüğü sürdürmüş, daha da güçlendirmiş, daha ileriye taşımıştır. Milliyet’in değerlerini kökleştirmiştir.
Milliyet’i kıyasıya gazetecilik rekabetinde hep başarıya götüren de bu değerler ve bu değerlerle yetişen kadroları olmuştur. Aydın Bey’in, rakip gazeteler tarafından boğulmaya çalışıldığı dönemlerde Milliyet’in yaşaması, bağımsızlığı ve değerleri için en ağır koşullarda nasıl mücadele verdiğinin en yakın tanıklarından biriyim. Bu zorlukları biz gazetecilere hiç yansıtmamış; her zaman güven ve özgürlük içinde gazetecilik yapmamızın koşullarını sağlamıştır.
Demirören-Karacan döneminde de Milliyet’in bu değerleriyle yoluna devam edeceğine, Türk basınındaki müstesna yerini koruyacağına ve daha nice gazetecilik başarılarına imza atacağına inanıyorum.