ŞANGHAY
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın dün kendisine yönelttiği eleştirileri, Çin Komünist Partisi’nin konuğu olduğu Şanghay’da Uzun Nehir’de katıldığı tekne turunda yanıtladı.
Varsa açıkla
Başbakan Erdoğan’ın, CHP lideri için, “Gizli ajandası var ama açıklayamaz” sözlerinin sorulması üzerine Kılıçdaroğlu, şu yanıtı verdi:
“Öyle miymiş? Madem gizli ajandam varmış ve ben açıklayamıyor muşum, o zaman kendisi açıklasın. Nedir bu ajanda? Ben de merak ediyorum.”
Kılıçdaroğlu, Başbakan’ın, “CHP lideri, her yerde Türkiye’yi şikayet ediyor. ‘Tutuklu gazetecilerin sayısı Çin’dekinden bile fazla’ diyor. Şimdi kendisi Çin’de. Sormuş mu acaba, orada kaç gazeteci tutuklu?” sözlerinin hatırlatılması üzerine de, şöyle konuştu:
PEKİN
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, Pekin ziyaretinin üçüncü gününde gazetecilerin sorularını yanıtlarken, Paris’te öldürülen PKK’lıların cenaze törenlerinde olay çıkmamasını diledi. Kılıçdaroğlu, Diyarbakır’da Sakine Cansız, Fidan Doğan ve Leyla Söylemez için yapılacak cenaze törenine ilişkin sorumuzu şöyle yanıtladı:
“Cenaze töreninde olay çıkmasını istemeyiz. Umarım çıkmaz. Cenaze törenlerinde Habur gibi görüntüler halkı rahatsız ediyor. Cenazelerin istismar edilmemesi gerekir. Türkiye’de barış ve huzurun oluşması için herkesin sorumlu davranması gerekir.”
Kılıçdaroğlu, taziye ziyaretinde bulunan CHP Tunceli Milletvekili Hüseyin Aygün’le konuşup konuşmadığına ilişkin soruya ise, “Hayır, konuşmadım” yanıtını verdi.
‘Fransız polisi çözebilir’
Kılıçdaroğlu, Paris suikastıyla ilgili kendisine bilgi ulaşıp ulaşmadığı sorusuna ise, “Bize de değişik seçeneklerden söz ediyorlar. Basına yansıyanlardan farklı değil. Sanıyorum Fransız polisi, çözebilir. Genel kanaat Fransız istihbaratının çözebileceği yönünde” karşılığını verdi.
CHP?lideri Kılıçdaroğlu, Paris’te öldürülen PKK’lı üç kadının ailesini ziyaret eden Tunceli vekili Aygün’e Çin ziyaretinde yanıt verdi: “Partinin ilkelerine özenle uyulması gerekir!”
PEKİN
Çin Komünist Partisi’nin davetlisi olarak Pekin’de bulunan CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu, bir yandan temaslarını sürdürürken, bir yandan da Türkiye’deki gelişmeleri izliyor.
Dün temaslarından sonra gazetecilerle bir araya gelen Kılıçdaroğlu’na CHP Tunceli Milletvekili Hüseyin Aygün’ün Paris’te öldürülen PKK kurucusu Sakine Cansız’ın ailesine taziye ziyaretinde bulunmasını nasıl karşıladığı soruldu.
“Parti disiplinine uymalı”
Kılıçdaroğlu, Aygün’e uyarı niteliği taşıyan şu değerlendirmeyi yaptı: “Sayın Hüseyin Aygün’ün ziyareti konusu bana da geldi. Ben de ne olduğunu sordum. Siyasette herkesin sorumlu davranması gerekir. Sorumluluk boş bir kavram değildir. Bir partinin milletvekilleri ve üyelerinin partinin ilkelerine özenle uyması lazım. Parti disiplinine uygun davranması lazım.”
Kılıçdaroğlu, Aygün’le ilgili partinin disiplin mekanizmasının çalıştırılmasının söz konusu olup olmadığı sorusuna ise, “Detayları bilmiyorum, Ankara’ya bir gidelim” yanıtını vermekle yetindi.
CHP lideri Kılıçdaroğlu, Paris’te PKK’lı 3 kadının öldürülmesi nedeniyle ‘yeni sürecin’ kesilmemesi gerektiğini söyleyerek, “Bir infaz olduğu belli ama hangi gerekçe ile yapıldı bunun ortaya çıkması gerek. Süreç, eğer hükümetin böyle bir kararlılığı varsa, kendi içinde yürümeli” dedi
PEKİN
CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu, özel uçakla ve gazetecilerin de içerisinde yer aldığı kalabalık bir heyetle Çin’e, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın yurtdışı gezilerine benzer bir ziyaret yaptı. Çin hükümeti de muhalefet partisi lideri olmasına rağmen, Kılıçdaroğlu’nu en yüksek devlet protokolü ile karşıladı ve konukevinde ağırladı. Kılıçdaroğlu, Çin’e gelirken uçakta, gündemdeki konulara ilişkin sorularımızı yanıtladı.
Kılıçdaroğlu’na, Paris’te 3 PKK’lı kadının öldürülmesi ile ilgili değerlendirmesini ve bu olayın İmralı’da Abdullah Öcalan’la başlayan görüşmeleri etkileyip etkilemeyeceğini sorduk. Kılıçdaroğlu, bu sorulara karşılık, sürecin devam etmesi gerektiği yanıtını verdi. Kılıçdaroğlu, Paris suikastlarını yakından izlediklerini ancak, bir yerde bir cinayet oldu diye bu sürecin kesilmemesi gerektiğini vurguladı ve “Süreç kendi içinde, eğer hükümetin böyle bir kararlılığı varsa,
CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu, İmralı’da Abdullah Öcalan’la MİT arasında başlayan ve Ahmet Türk ile Ayla Akat’la devam eden görüşmeler konusunda iktidara “kredi” verdiklerini açıklamıştı.
Başbakan Tayyip Erdoğan ise Kılıçdaroğlu’na, “kredinize ihtiyacımız yok, krediye siz muhtaçsınız” diye özetlenebilecek bir karşılık verdi. Aldığı bu yanıta karşın Kılıçdaroğlu, tutumunu değiştirmedi, krediyi hükümete değil barışa verdiklerini açıkladı ve 4 şart öne sürdü:
1 - Samimi ve dürüst olacaksınız
2 - Gizli, kişisel amaçlarınız olmayacak
3 - İzah edemeyeceğiniz angajmanlara girmeyeceksiniz
4 - Muhalefete bilgi vereceksiniz
Kılıçdaroğlu, ayrıca, bu sürece kredi vermesinin bir nedeni olarak da, “eğer aksini yapsaydık Başbakan meydanlarda, ‘biz çözüyorduk CHP engelledi’ diye bizi suçlardı” gerekçesini de ekledi.
İmralı’da Abdullah Öcalan’la başlatılan görüşmelerle yeni bir müzakere sürecine girildi. Paris suikastlerinin bu süreçle ilgili olduğu yönündeki tartışmalar da sürüyor.
BDP Eşbaşkanı Selahattin Demirtaş, İmralı’da müzakere aşamasına gelinmediği yolunda açıklamalar yapsa da, açıkta yürütülen bir müzakereden söz edilebilir.
İmralı’dan döndükten sonra CNN-Türk’teki Tarafsız Bölge programında Ahmet Hakan’ın sorularını yanıtlayan Mardin Bağımsız Milletvekili ve Demokratik Toplum Kongresi (DTK) Eşbaşkanı Ahmet Türk, Öcalan’ın taleplerinin bazılarını kamuoyuna açıkladı.
Bu açıklamanın ardından Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın Senegal’den dönerken uçakta gazetecilerin sorularına verdiği yanıtlar birlikte ele alınırsa kamuoyuna açık biçimde bir çeşit müzakere yürütüldüğü saptaması yapılabilir.
Ülke dışına çıkma müzakeresi
İmralı görüşmesinden sonra kamuoyuna yansıyan konuların başında Türkiye’de bulunan PKK’lı teröristlerin sınır dışına çıkarılmaları geliyordu.
PKK’nın kurucularından Sakine Cansız ve örgütün Avrupa’daki önemli temsilcileri olarak tanımlanan Fidan Doğan ile Leyla Söylemez’in öldürülmesi, Abdullah Öcalan’la masaya oturan Türkiye’de karşılıklı suçlamalara neden oldu.
Yapılan ilk yorumlarda, suikastler, zamanlaması dikkate alınarak bir şekilde İmralı süreciyle ilişkilendirildi.
İktidar cephesinden ilk yorum Ak Parti Genel Başkan Yardımcısı Hüseyin Çelik’ten geldi. Çelik, olayın, “örgüt içi hesaplaşma gibi göründüğü” yorumu yaptı. Bu yoruma tepki gecikmedi. BDP Eşbaşkanları Selahattin Demirtaş ve Gültan Kışanak, sert ve kesin ifadelerle cinayetlerin, “derin devlet işi” olduğu suçlamasında bulundular.
PKK’nın Avrupa cephesinden de benzer suçlamalar geldi. KCK da, “Türk gladyosunun işi olabilir” açıklamasıyla aynı suçlamalara katıldı.
İmralı’da Öcalan’la görüşmelerin başladığı bir süreçte PKK’nın üst düzey üç kadın temsilcisinin öldürülmesi sonrasında iktidar ile PKK-KCK-BDP-DTK cephesinden yapılan ilk yorumların bu şekilde olması şaşırtıcı değil.
DTK Eşbaşkanı ve Mardin Bağımsız Milletvekili Ahmet Türk’le, BDP Batman Milletvekili Ayla Akat’ın adaya gittiklerinin açıklanmasından düne kadar, bu tür olaylar
Kozlu ocağında 1500 ton kömür postasının altında kalan maden işçisinin kız kardeşi, durumu izah etmeye çalışan TTK yetkilisine şöyle yanıt veriyordu:
“Zonguldak’ın kaderiymiş! Neymiş Zonguldak’ın kaderi! Niye teknoloji yok orada? Bizim 3 gün önce umudumuz vardı ama şimdi hiç umudumuz yok. Belki siz 3 gün sonra unutursunuz ama biz bu acıyı hiç unutamayız!”
Müdür bir şey diyemedi, acılı kardeşe...
“Kurtarma çalışmaları sürüyor” dedi, “Metan gazının seviyesini indirmeye çalışıyoruz, eğer bu inmeden müdahale edersek grizu patlar, yine işçilerimiz yaşamını kaybederse o zaman ne yaparız” diyebildi.
İkisi de gerçeği biliyordu...
Ulaşılamayan 3 işçi, 1500 ton kömür postasının altındaydı...
Bir diğer kız kardeş daha acı haykırışını yine de umuda bağladı: