CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu, İmralı’da Abdullah Öcalan’la MİT arasında başlayan ve Ahmet Türk ile Ayla Akat’la devam eden görüşmeler konusunda iktidara “kredi” verdiklerini açıklamıştı.
Başbakan Tayyip Erdoğan ise Kılıçdaroğlu’na, “kredinize ihtiyacımız yok, krediye siz muhtaçsınız” diye özetlenebilecek bir karşılık verdi. Aldığı bu yanıta karşın Kılıçdaroğlu, tutumunu değiştirmedi, krediyi hükümete değil barışa verdiklerini açıkladı ve 4 şart öne sürdü:
1 - Samimi ve dürüst olacaksınız
2 - Gizli, kişisel amaçlarınız olmayacak
3 - İzah edemeyeceğiniz angajmanlara girmeyeceksiniz
4 - Muhalefete bilgi vereceksiniz
Kılıçdaroğlu, ayrıca, bu sürece kredi vermesinin bir nedeni olarak da, “eğer aksini yapsaydık Başbakan meydanlarda, ‘biz çözüyorduk CHP engelledi’ diye bizi suçlardı” gerekçesini de ekledi.
Öneri ile taleplerdeki yakınlık
Başbakan Tayyip Erdoğan, CHP lideri Kılıçdaroğlu’nun dört partinin bir araya gelmesi önerisinde ısrar etmesini eleştirmeyi de sürdürüyor.
Diğer partiler olmasa bile iktidar ve ana muhalefet olarak iki partinin birlikte çalışmasını önerdiğini ancak CHP liderinin reddettiğini vurguluyor.
Bu tartışma devam etse de Abdullah Öcalan’ın Ahmet Türk ve Ayla Akat’la görüşmesinden sonra kamuoyuna yansıyan talepleri ile CHP’nin gündeme getirdiği önerilerin yakınlığı dikkati çekiyor.
Öcalan’ın taleplerini kendisiyle yaptığı görüşmeden sonra Mardin Bağımsız Milletvekili Ahmet Türk açıkladı.
Türk’ün ifadesine göre Öcalan bir “Barış Konseyi” kurulmasını öneriyordu. Türk, bu öneriyi açıklarken televizyonda bu konseye üye olabilecek bazı isimler de verdi.
Türk’ün, Öcalan’a dayanarak yaptığı tanıma göre bu Konsey, kamuoyunda saygınlığı olan “akil adamlar”dan oluşabilirdi.
Türk’ün ifade ettiği bu konsey önerisi ile CHP’nin bir süre önce gündeme sürdüğü “akil adamlar komisyonu” önerisiyle örtüşüyor. CHP lideri Kılıçdaroğlu da Meclis dışında bir “akil adamlar komisyonu” oluşturulmasını istemişti. Bu komisyon her kurum ve kişiyle görüşebilecekti.
“Hakikat komisyonu”
Ahmet Türk’ün yine Öcalan’a dayanarak açıkladığı bir diğer öneri de “Hakikatleri Araştırma Komisyonu” kurulmasıydı. Bu öneri de yine CHP tarafından gündeme getirilmişti.
CHP lideri Kılıçdaroğlu, bir süre önce Meclis’te “Hakikatleri Araştırma Komisyonu” kurulmasını, bu komisyonun da faili meçhuller dahil bütün iddiaları araştırması gerektiğini gündeme getirmişti.
İmralı’dan gelen bu öneri de CHP’nin önerisiyle örtüşüyordu.
Vatandaşlık tanımı
Ahmet Türk’ün ifade ettiği bir diğer öneri de vatandaşlık tanımıyla ilgiliydi. Türk, Öcalan’a dayanarak Türk veya Kürt sözcüklerinin geçmediği, eşit vatandaşlık tanımı yaptı.
Anayasal vatandaşlık olarak da tarif edilen bu tanım daha önce tartışılmıştı. Son olarak TBMM Anayasa Uzlaşma Komisyonu’nda da partilerin önerileri tartışıldı ancak bir uzlaşmaya varılamadı.
Konu CHP içinde de tartışma yarattı. Kılıçdaroğlu, daha önceki televizyon söyleşilerinde eşit yurttaşlık tanımının yeterli olacağını söylemişti. CHP içinde bir grup tanımda mutlaka Türk vatandaşlığı ifadesinin bulunmasını, diğer bir grup ise “Türk” sözcüğünün yer almasına gerek olmadığını savundular. Sonuçta Kılıçdaroğlu duruma müdahil oldu ve CHP, “Vatandaşlık-Türk vatandaşlığı” başlığı altında “Türk vatandaşlığı, dil, din, ırk, cinsiyet, etnik köken ve benzeri sebeplerle bağlı olmaksızın herkesin eşitlik temelinde Türkiye Cumhuriyeti yurttaşı olması anlamına gelir” önerisinde bulundu.
PKK-BDP cephesinin önerisiyle birebir örtüşmese de CHP’nin önerisi vatandaşlığı Türklük olarak tanımlayan mevcut maddeyi yumuşatıyordu, ayrıca CHP içinde Türk sözcüğü geçmeyen tanım önerenler de mevcuttu.
Öcalan’dan gelen talepler ile CHP’nin önerilerinin yakınlığı Kılıçdaroğlu’nun açtığı krediyi içerik olarak da anlamlı kılıyor.