CHP’nin millet anlayışı

5 Şubat 2013

Mustafa Kemal Atatürk’ün, Türk milletini, “Türkiye devletini kuran Anadolu halkına Türk milleti, denir” diye tarif ettiği biliniyor.
Bu tanım Atatürk’ün, imparatorluk kalıntısından bir ulus ve ulus devlet yaratma projesiyle uyumlu bir tanımdır.
Büyük Atatürk’ün Türkiye Cumhuriyeti’ni inşa ettiği iki temel projeden biri uluslaşma diğeri de laiklik projesidir ki, her ikisinde de çok büyük mesafe aldığı da tarihi bir gerçektir.
Kurucu parti olarak CHP, Atatürk’ün bu iki projesini de sahip çıkmış ve programlarında yer vermiştir. CHP’nin hiçbir döneminde, millet ve milliyetçilik anlayışı Atatürk’ün çizdiği çerçevenin dışına çıkmamıştır.
Kurucu parti anlayışı ve sorumluluğu içinde “Türk milleti” olgusunu sahiplenmiş ve “yüce Türk milleti”, “Türklük, Türk vatandaşlığı” gibi kavramları kullanmakta da hiçbir zaman beis görmemiştir.
CHP’nin milliyetçilik anlayışı da “Atatürk milliyetçiliği” olarak tanımlanmıştır. Bu anlayış ise, soycu bir anlayış değildir; ırk, soy, din, mezhep ayırımı gözetmez. CHP’nin çizgisi budur.

Yazının Devamı

Ankara hedef tahtasında

3 Şubat 2013

Türkiye’de ve bölgedeki gelişmelere bakıldığında Ankara’nın terör örgütlerinin hedef tahtasında olduğu görülüyor.
Güvenlik birimlerinin ABD Büyükelçiliği’ne yapılan saldırıdan günler önce ilgili birimlere terör eylemi uyarısında bulunması bunun işaretlerinden biri. Son aylarda başka teröristlerin de Türkiye’ye illegal yollardan giriş yaptıkları, izlerinin sürülmeye çalışıldığı yönünde bilgiler de geliyor.
Başta istihbarat birimleri olmak üzere güvenlik güçlerinin daha fazla önlem almaları gereken bir döneme girildiği anlaşılıyor.
Türkiye’nin neden hedef tahtasında olduğu konusuna girmeden önce meslektaşımız Didem Tuncay’ın sağlık durumuyla ilgili olumlu gelişmelere değineyim.

Didem hızla iyileşiyor
ABD Büyükelçiliği’ne yapılan canlı bomba saldırısında yaralanan Didem Tuncay’ın sağlık durumu hakkında bilgi almak amacıyla Numune Hastanesi’nde doktorlarını ve ailesini ziyaret ettim.

Yazının Devamı

Manzara korkunçtu!

2 Şubat 2013

ABD’nin Ankara Büyükelçiliği, Milliyet Ankara bürosunun çaprazındadır. Milliyet binasının pencerelerinden görülen manzara, ABD büyükelçilik binası ve bahçesidir.
Dün saat 13.00 sıralarında şiddetli bir patlamayla sarsıldık. Ses çok yakından gelmişti. Gözüm doğal olarak pencereye takıldı. Elçiliğin diğer kapısındaki görevliler, hemen karşısındaki kahvede oturanlar dışarıya fırladılar.
Gazetecilik refleksiyle fotoğraf makinelerini kapan arkadaşlarımla birlikte sesin geldiği yere doğru koştuk.

Ürperten manzara
ABD büyükelçilik binasının 2 no.lu giriş kapısının kalın duvarından parçalar dökülmüştü. Yerde enkaz oluşmuştu. Yaklaştığımızda gördüğümüz manzara korkunçtu. Bir süre sonra Paris Caddesi’ne ceset parçalarının dağıldığını fark ettik.
Ağaç dallarına kadar dağılmış çok küçük ceset parçalarını görünce, bir intihar saldırısı olduğu izlenimi edindik. Nitekim kısa süre içinde karşılaştığımız güvenlik görevlileri de parçaların intihar bombacısına ait olabileceğini söyledi.

Yazının Devamı

Denizci hâkimin mektubu

1 Şubat 2013

Balyoz davasının gerekçesi çok ciddi tartışmalara neden oldu. Bu davanın birçok sanığı için maddi olarak mümkün olmayan iddia ve gerekçelerle hüküm kurulduğu eleştirileri yapıldı.
Balyoz davasında 13 yıl 4 ay hapis cezası alan, Hasdal Askeri Cezaevi’nde bulunan Dz. Hâkim Kıdemli Albay A. Cengiz Şirin’den bu mahiyette bir mektup aldım.
Deniz Hâkim Kıdemli Albay Şirin, Balyoz davasında tutuksuz yargılanmış. Karar günü mahkemeye gelmiş ve hüküm giyince de teslim olmuş.
Hâkim Şirin’e yöneltilen suçlama, Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti’ni cebren ıskat ve vazife görmekten men etmeye teşebbüs etmek...
Şirin, İstanbul Hukuk Fakültesi’ni dereceyle bitirdikten sonra Deniz Kuvvetleri’ne katıldığını, 30 yıl hizmet ettiğini ve başarılı bulunduğu için de binbaşı rütbesindeyken Deniz Kuvvetleri Adli Müşavirliği’ne atandığını belirtiyor.

Yasa değişikliği taslağı

Yazının Devamı

Erdoğan’ın yol haritası

31 Ocak 2013

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın başkanlık sistemine geçmek için referanduma gitmeyi de göze alarak girişimde bulunacağı belli oldu.
Erdoğan, dün partisinin grup toplantısında Anayasa Uzlaşma Komisyonu’na süre verdi.
Komisyonun mart ayı sonuna kadar bir sonuca varamaması halinde, parti olarak anayasa teklifini Meclis Genel Kurulu’na getireceklerini açıkladı. Ve gerekirse referanduma da gideriz, diyerek diğer partilere hodri meydan demiş oldu.

Yol haritası
Başbakan’ın bu sözleri başkanlık konusundaki yol haritasını da ortaya koyuyor.
Anayasa Uzlaşma Komisyonu, mart ayı sonuna kadar bekleyecek. Komisyon, ortak bir yeni anayasa metni ortaya çıkaramazsa, AKP kendi anayasa önerisini Meclis Genel Kurulu’na getirecek.

Yazının Devamı

Büyükerşen: Beşir Atalay’ın imzası var

30 Ocak 2013

Yılmaz Büyükerşen’in bozkırın ortasında bir vaha yarattığını bilmeyen yoktur. O vahanın adı Eskişehir...
Büyükerşen Hoca, rektörlüğünde Eskişehir’i bir üniversite kentine dönüştürmemekle kalmamış, üniversite ile sanayiyi birleştirip bilim ve üretimi birlikte yürütmüştür. Bu yönleriyle Hoca, birçok üniversiteye de örnek olmuş bir öncüdür.
Büyükerşen Hoca’nın belediye başkanlığında şekillendirdiği Eskişehir, örnek kent güzelliğiyle yerli ve yabancı turist çeken bir kent haline geldi.
Plajlarıyla, gondol gezileriyle, dünyanın en ünlü köprülerinin birebir örnekleriyle bezediği Porsuk’u, Venedik’i aratmayan bir gezi ve tatil alanına dönüştürdü. Hoca, sanatçı ruhunu sadece balmumu heykellerine değil kentin mimarisine da yansıttı.
Anadolu’da parmakla gösterilen Eskişehir’le özdeşleşen Büyükerşen Hoca’nın belediyesine yapılan baskın ve gözaltılar, sadece Eskişehirlilerin değil bütün Türkiye’nin dikkatini ve tepkisini çekti.
Yılmaz Hoca’nın çalışma arkadaşları ihale yolsuzluğuyla suçlanınca CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu da bugün Eskişehir’e gitmeye karar verdi.
Hoca’ya “iddia nedir?” diye sorunca, şöyle bir çırpıda durumu özetledi:

Yazının Devamı

Koç: Kimse CHP’yi tanzim etmeye kalkmasın

29 Ocak 2013

CHP, yine parti içi tartışmalar nedeniyle gündemin üst sırasına taşındı. Ana muhalefet partisinde, Tunceli Milletvekili Hüseyin Aygün’ün Paris’te öldürülen PKK’lıların ailelerine taziye ziyaretinde bulunmasının ardından bir grup milletvekili açıktan tepkilerini göstermişti. Bu konudaki tartışmaların dinmesi beklenirken, İzmir Milletvekili Birgül Ayman Güler’in Meclis’te, “Türk ulusu ile Kürt milliyetini bana eşit gördüremezsiniz” sözleriyle oluşan gerginlik, CHP’deki görüş ayrılıklarının artık örtülemez bir halde su yüzüne çıktığını ortaya koydu.
Bu gelişmeler sonrasında CHP’nin, “yenilikçi” ve “ulusalcı” diye iki ayrı cepheye ayrıldığı, hatta ulusalcı olarak isimlendirilen kanadın partiden ayrılarak İşçi Partisi’ne geçeceğine kadar çeşitli yorumlar yapıldı.
CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu, durumu, “AKP’yi eleştiremeyenler CHP’yi eleştirme kolaycılığına kaçıyor” diyerek özetledi ve bugün partisinin stratejisini açıklayacağını ilan etti.
Farklı görüşlerin dillendirilmesi nedeniyle gündeme gelen, “CHP’de neler oluyor” sorusunu yönelttiğim Genel Başkan Yardımcısı ve Parti Sözcüsü Haluk Koç, “Partinin bir programı var. Bütün soruların yanıtları orada yazılı” karşılığını verdi.

Yazının Devamı

Özel Paşa da ikna edemedi

27 Ocak 2013

Çankaya Köşkü’nde, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın ve Genelkurmay Başkanı Orgeneral Necdet Özel’in perşembe günü mutad olarak Cumhurbaşkanı Abdullah Gül’le yaptıkları haftalık olağan görüşmenin bu kez üçlü zirve biçiminde gerçekleşmesi, özel olarak Donanma Komutanı’nın istifası, Deniz Kuvvetleri Komutanlığı’ndaki amiral ve subay açığıyla ilişkilendirildi.

Ağustosta, Deniz Kuvvetleri Komutanı olması beklenen Donanma Komutanı Oramiral Nusret Güner’in istifa etmesiyle gözler yeniden muvazzaf ve emekli general/amiral ve subayların yargılandığı davalara çevrildi.
Çankaya Köşkü’nde, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın ve Genelkurmay Başkanı Orgeneral Necdet Özel’in perşembe günü mutad olarak Cumhurbaşkanı Abdullah Gül’le yaptıkları haftalık olağan görüşmenin bu kez üçlü zirve biçiminde gerçekleşmesi, özel olarak Donanma Komutanı’nın istifası, Deniz Kuvvetleri Komutanlığı’ndaki amiral ve subay açığıyla ilişkilendirildi.
Bu zirvenin ardından Başbakan Erdoğan’ın, canlı yayındaki şu sözleri de kulislerde bu yorumu güçlendirdi:
“Bunların içinde denizcisi var, karacısı var. Şimdi bu kadar fırkateynimiz, gemilerimiz, vesaire... Yani neredeyse komuta kademesinde oralara

Yazının Devamı