Büyükanıt hesap vermeli

28 Temmuz 2010

EPEYDİR bekliyordum. Biri çıksın ve açıkça söylesin.
Desin ki:
“E-muhtıra AKP’nin tekrar iktidara gelmesi için konulmuştur. Sayın Erdoğan’la Sayın Büyükanıt işbirliği yapmıştır.”
Tamam işte söylendi artık.
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu çok kişinin aklındaki kuşkuyu, kimilerinin kendi aralarında konuştuğu mevzuu açıkça dillendirdi:
* 27 Nisan muhtırası, AKP’nin tekrar iktidar olması için verildi.
Soralım şimdi.

Yazının Devamı

İktidara ‘büyük’ destek!

27 Temmuz 2010

REFERANDUMDA bir değil, 100 kere ‘Hayır’ demeye karar vermişken, kafam karıştı birden!
Haliyle soracaksınız, neden?
Türkiye’nin gelmiş geçmiş en müstesna, en muhteşem, en ve de en mükemmel sanatkârı, “bilge insan” Nihat Doğan; 12 Eylül referandumu için söz yazar ve şarkı yaparsa...
“Ulen, ne oluyor?” demek düşer bana da...
Şaplağı yapıştırdığım gibi suratıma, aklım geliverir başıma!
Huşu içinde, Nihat Doğan’ın yazdığı sözleri okurum sonra:
“Darbeci yapılanma, kardeşi statüko, inan Allah katında bu işler fasa fiso...”

Yazının Devamı

Ağla Başbakan ağla...

26 Temmuz 2010

“HAKKARİ’NİN Yüksekova İlçesi’nde yol kenarındaki mazgal demirlerinin altına teröristlerce yerleştirilen bombanın patlaması sonucu ağır yaralanan Yüzbaşı İbrahim Barış Yurtsever, tedavi gördüğü Gülhane Askeri Tıp Akademisi’nde şehit oldu.”
Ağla Başbakan ağla...
* * *
“Gelire göre sıralı yüzde 20’lik gruplar itibariyle tüketim harcamalarının dağılımına bakıldığında; birinci yüzde 20’lik grupta yer alan hane halklarının gıda harcamasına ayırdıkları pay yüzde 34 iken, beşinci yüzde 20’lik gruptaki hane halklarının gıda harcamalarına ayırdığı payın yüzde 17,4 olduğu gözlenmektedir.”
Ağla Başbakan ağla...
* * *
“Gasp iddiasıyla tutuklandığında 14 yaşındaydı. Kesinleşmiş 20 yıl hapis cezasını çekerken lösemiye yakalanan Abdullah Akçay, son günlerini ailesinin yanında geçirmek istiyordu. ‘Üç ay ömrü kaldı’ diyen raporun ardından ailesinin tahliye talebi üzerine ceza erteleme kararı verildi. Ancak erteleme raporu Yargıtay’a ulaşamadan yaşamını yitirdi.”

Yazının Devamı

Evet de, ayvayı ye!

25 Temmuz 2010

HABER, “50 bin kişilik dev referandum anketi” gazıyla pompalandı her yana.
Vay be.
50 bin kişi ha.
Büyük rakam.
Ya sonuç?
Tam rakamıyla 48 bin 515 kişinin katıldığı ankette “Evet” oyları, yüzde 64’e vurmuş.
“Hayır” diyenler, yüzde 31 ile ve deyim yerindeyse “iki seksen yere serilir” iken, yüzde 5’lik bir kesim ise “Sandığa gitmeyeceğim” demiş.

Yazının Devamı

Müsebbip belli

23 Temmuz 2010

BU muhabbet 12 Eylül’e kadar sürer. Sürmeli de... Ak ile kara ayrışmalı birbirinden. Eteklerdeki bütün taşlar dökülmeli, maskeler düşmeli.
Madem Başbakan Erdoğan, referandumdan istediği sonucu alma umudunu 12 Eylül’e bağladı; görelim bakalım işin sonu AKP adına hayra mı varacak, şerre mi?
Ve tabii...
O güne dek, sorulacak başka sorular var.
Nitekim Başbakan’ın son grup toplantısında “Benim Kültür Bakanım Ertuğrul Günay, 12 Eylül’de hapisteydi. Babası öldü cenazesine göndermediler” sözlerine karşılık, Kemal Anadol soruyor şimdi:
“O dönemde Ertuğrul Bey’in bir avukatı bendim, diğeri de Önder Sav’dı. Sen o zaman Ertuğrul Günay’ı tanımıyordun. Mehmet Haberal’ın babası öldü, cenazesine gönderdin mi? Biraz vicdanın varsa cevap ver.”
Diğer yanda Bülent Arınç ateşliyor muhabbeti.

Yazının Devamı

Ağla iki gözüm

22 Temmuz 2010

BAŞBAKAN Erdoğan ve yardımcısı Bülent Arınç en azından bir konuda pek mahirler. Değme aktörler bile onlar gibi her istediklerinde ve bu kadar inandırıcı biçimde ağlayamaz ve kendilerini izleyenleri ağlatamaz.
Hele kürsüde Erdoğan varsa...
Ve de karşısında Arınç oturuyorsa...
Salya sümük, sel olur!
Nitekim öyle oldu yine.
Bir yanda Erdoğan, diğer yanda Arınç; hem ağladılar, hem ağlattılar.
Mesele AKP için önemli.

Yazının Devamı

Uyan da yok aldıran da...

21 Temmuz 2010

BEN, siz, hepimiz bu kentte yaşayan aptal insanlarız; bunu biliyor muydunuz?
Koyun gibi sessiz, isyan etmeyen, yularından çekilen mahluklardan bir farkımız yok.
Saatlerce bekliyor, sinirlenmemeye çalışıyor, görevini yapmayan ya da kuralları çiğneyenlerin neden oldukları sıkıntıya katlanmayı, insanlık ve marifet sayıyoruz.
İzmir’i yönetenlerin ve sorumluların bir bölümü; “kel başa şimşir tarak” misali, sıcaklarda klimalı odalarından dışarı adımlarını bile atmıyorlar.
Onlara göre herşey tıkırında, işler dört dörtlük yürüyor.
Ama gelin bir de İzmirliye bir sorun bakalım?
* * *

Yazının Devamı

İki üniversite

21 Temmuz 2010

Üniversitelerin internet sitelerine girip, hangi bölümlere ve dolayısıyla mesleklere ağırlık verdiklerine baktım.
En çok Gaziantep’teki Zirve Üniversitesi ilgimi çekti.
Mühendislik Fakültesi’nde iki bölüm var ki...
Deniz Ulaştırma İşletme Mühendisliği, biri.
Gemi Makineleri İşletme Mühendisliği, diğeri.
Merak ettim, acaba üniversitenin sahibi olan kişinin iş hayatında “denizcilik” ile ilgili bir yatırımı var da, o nedenle mi, denize uzak bir kent olan Gaziantep’de kurduğu üniversitede bu bölümlerin olmasını istedi?
Hayır.

Yazının Devamı