Feyzi Hepşenkal

Feyzi Hepşenkal

feyzihepsenkal@mynet.com

Tüm Yazıları
Haberin Devamı

SİYASETİ bir yaşam biçimi olarak seçen ve bir ideal uğruna politika yapan insanlar için, gönül verdiği partide il başkanı olmak, on tane milletvekilliğine bedeldir.
Eskiden “hiç tartışmasız” böyleydi.
Hâlâ da büyük oranda öyle.
Adalet Partisi dönemi çok gerilerde kaldı.
Ama onca yıl geçmesine karşın aradan, insanlar Mehmet Karaoğlu’nun, Halil Ünalp’in, Kemal Serdaroğlu’nun, Hayri Yorgancıoğlu’un adını “AP İzmir İl Başkanı olarak” hatırlar.
İsteselerdi milletvekili olmak “işten değildi” onlar için.
Ama olmadılar.
Aynı dönemin CHP’sine bakın...
Misal, Sedat Akman’ı hatırlayın.
O da CHP İzmir İl Başkanı olmayı, diğer makamların üzerinde tuttu.
Adı geçen bu özel ve önemli siyasetçileri saygıyla anarken, aslında sözü “il başkanı” sıfatını neredeyse adıyla özdeş hale getiren Ekrem Bulgun’a getirmek istiyorum.
7 Temmuz 2010 tarihinde CHP İzmir İl Başkanlığı’ndan ayrılırken, biraz kırgın, biraz kızgın olsa da; eminim yüreğinde “partisine duyduğu sevgi” vardı yine.
Şaka değil.
İlk kez 1973 yılında oturmuştu il başkanlığı koltuğuna. O günden 7 Temmuz 2010’a kadar da dördü seçimle, dördü atamayla sekiz defa gelmesini de bildi, gitmesini de.
* * *
İki ay kadar önce egedesonsöz’e verdiği röportajda anlattığı bir olay vardı ki, bunu herkes duymalı, bilmeli...
“1980 sonrasında biliyorsunuz, üç partiye izin verdi Evren Paşa. Necdet Calp da Halkçı Parti’i kurdu. Ve İzmir’deki teşkilatı kurmak isterken, randevu aldı, benim yazıhaneme geldi” diye söze başlamıştı Ekrem Bulgun:
“Dedi ki ‘İl başkanı olmanı istiyoruz.’ Ben de ‘Olamam, Erdal Bey’in kuracağı SODEP’te görev almak istiyorum. CHP’nin devamının o parti olacağına inanıyorum’ dedim. Bunun üzerine bir nevi rüşvet mahiyetinde Sayın Calp bana dedi ki, ‘İl başkanı olursan, birinci sırada adaysın. Milletvekili olup Ankara’ya geldiğin zaman genel yönetim kurulu üyesisin. Hükümet olursak, bakansın.’ Bunu söyleyince birden bire canım sıkıldı, o sıkıntıyla belki terbiyesizce bir laf ettim:
- Kusura bakmayın, ben bunlar için politika yapmıyorum. Ben Cumhuriyet Halk Partisi’nin devam etmesini isteyen bir insanım. Ayrıca da siz bir sene sonra yoksunuz!”
Hiç şüphe yok.
Ekrem Bulgun gönüllerde hep var olacak.
Not: İzmir Milletvekili Canan Arıtman, CHP Genel Sekreteri Önder Sav’ın davetiye gönderdiğini ama mazereti nedeniyle düğüne katılamadığını söyledi. Yanlış haber veren kaynaklara duyurulur!


33 suçlu kelime!
EN güzel başlığı Radikal Gazetesi attı:
“Mahkemeden cerrahi müdahale”
Anayasa değişikliği paketi kaç sözcükten oluşuyor, saymadım.
Ama kesin olan şu:
Anayasa Mahkemesi, binlerce sözcükten 33 tanesini (bu arada iki adet bağlacı) gerçekten cerrahi bir operasyon yaparcasına, paketin içinden söküp, aldı.
Nasıl becerdiler, bilmem...
Hangi kantara vurdular, meçhul.
Anayasa’nın “değiştirilmesi teklif dahi edilemez olan” maddelerine aykırı, sadece “33 suçlu kelime” varmış, hepsi bu kadar!
Bakıyorum...
Ortaya çıkan mamulden (Başbakan Yardımcısı Cemil Çiçek hariç) mutlu olan yok.
O zaman 12 Eylül’deki referandumda, Cemil Çiçek “Evet” oyu verir, geri kalanımız da “Hayır” deriz; olur, biter!


Tek karelik gayret

Bir siyaset adamı