İZMİR, Türkiye’nin üçüncü büyük şehri.
İzmir, Anadolu uygarlığının beşiği.
İzmir, çok önemli bir kültür ve turizm merkezi.
Fakat İzmir’e gelen turist sayısı, Türkiye’ye gelen turistin 30’da biri kadar.
Üstelik gelenlerin üçte biri deniz yolu ile giriş yapıyor İzmir’e.
Yani...
Kurvaziyer turist.
İmam Hatip aidiyetçiliğine karşı çıkan bir İmam Hatipli var:Ahmet Hakan.Neden karşı çıktığını maddeler halinde anlatıyor:
* İmam hatipler “tramvay” gibidir. Binersin ve inersin. Fazlası, ötesi, ilerisi, gerisi yoktur.
* Hiçbir okul kutsal değildir.
* İmam hatip liselerine “Parma manastırı” muamelesi yapılması ile “öcü” muamelesi yapılması arasında sadece mahiyet farkı vardır.
* İmam hatiplere dil uzatan, dine dil uzatmış sayılmaz.
* Bir öğrencinin mezun olduğu okulu beğenmemesi, onun en temel insan haklarından biridir.
* Mekteplerine âşık olmayan ve destanlar yazmayan imam-hatiplilere, “yumurta çıkmış kabuğunu beğenmemiş” muamelesi çekmek, mahalle baskısının türevlerinden biridir.
SAYIN Başbakan’ın öğrencilik hayatı Kasımpaşa Piyale İlkokulu’nda başlıyor...
Marmara Üniversitesi İktisadi ve Ticari Bilimler Fakültesi’nden mezun olduğunda bitiyor.
Anlaşılan ne Kasımpaşa Piyale İlkokulu’nun, ne de Marmara Üniversitesi İktisadi ve Ticari Bilimler Fakültesi’nin anılarında fazla yeri yok.
Önemli olan:
Aradaki dönem.
Yani...
Varsa İstanbul İmam Hatip Lisesi...
İZMİR’İN yeni bir umudu var artık.
Todori Kalamaris.
Adından anlaşılacağı üzere, o bir Yunanlı.
Ama...
“Yaratıcı fikirlerle İzmir’e ilkleri yaşatmak istiyoruz” diyor.
İzmir Hilton Oteli’nin genel müdürü kendisi.
Ama...
SELÇUK YAŞAR’ın, “1980 sonrası seçimlerde İzmir, Evren’in desteklediği partiye oy verdi. Özal iktidara gelince intikamını aldı” şeklindeki sözleri bir bakıma doğru, bir bakıma yanlış.
Yanlış, çünkü...
İzmir, 1983 seçiminde Evren’in desteklediği Milliyetçi Demokrasi Partisi’ne oy verdi vermesine de; Halkçı Parti ile ANAP’a daha çok oy verdi.
Çok kişi bilmiyor veya hatırlamıyor olabilir.
1983 yılının İzmir’inde, seçim sonucu şöyleydi:
Halkçı Parti yüzde 37,25 ve 8 milletvekili, ANAP yüzde 34,51 ve 5 milletvekili, MDP yüzde 27,23 ve 3 milletvekili.
Doğru soru, şu olabilir belki:
KURTLAR Vadisi bir anda aslına dönüverdi. Heyecan ve merakla izlenmenin çaresini, sanki tekrar keşfetti.
Neydi o, yarı resmi El Ehram Gazetesi ağzıyla yazılan diyaloglar?
Sanki Kamu Güvenliği Müsteşarı Muammer Güler ile Emniyet Genel Müdürü Oğuz Kağan Köksal başrolde oynuyordu!
Çok şükür.
İttire kaktıra uçurumun kenarına doğru götürülen Vadi’nin Kurtları özgürlüklerine kavuştular yeniden.
Böylece yeni karakterler de katıldı maceraya.
Yeri gelmişken bir hakkı teslim edelim.
HABER TÜRK’ÜN haberi, ABD büyükelçilerinin kriptolarına benziyor:
“Ankara’da ABD’nin bilgi aldığı isimlerin gizli tutulması konuşuluyor. Wikileaks belgelerinde ‘XXX’ diye kodlanan ve ‘Bu hükümetin geleceği yok’ diyen Brütüsler aranıyor, bir AK Partili kurmay ‘Bizimkiler gidip ötmüş’ dedi.”
Durum vahim. Hal ve gidiş hiç iyi değil.
Özellikle AKP’nin işi bundan sonra büsbütün zor olacak.
Vaziyete bakın şimdi.
Haber doğruysa eğer...
AKP “Wikileaks belgelerinde ‘XXX’ diye kodlanan ve ‘Bu hükümetin geleceği yok’ diyen Brütüsleri arıyorsa” gerçekten...
KEMAL KILIÇDAROĞLU soruyor:
“Allah aşkına bir adam hakkını arıyor, diye söylemediğini bırakmıyorsun, senin anlayışın ile Kenan Evren’in anlayışı arasında ne fark var?”
Kemal Bey kusura bakmasın.
Sayın Başbakan ile Kenan Paşa arasında çok ciddi bir fark var.
İtirazımı somut bir olay ile anlatayım...
1988 yılının Ekim ayında, dönemin Cumhurbaşkanı Kenan Evren, Almanya’ya gitmişti.
Güngör Mengi, Yavuz Donat, Altan Öymen, Nahit Duru, İlnur Çevik, rahmetli Hüsamettin Çelebi ile beraber; ben de geziyi izliyordum.