İmam Hatip aidiyetçiliğine karşı çıkan bir İmam Hatipli var:Ahmet Hakan.
Neden karşı çıktığını maddeler halinde anlatıyor:
* İmam hatipler “tramvay” gibidir. Binersin ve inersin. Fazlası, ötesi, ilerisi, gerisi yoktur.
* Hiçbir okul kutsal değildir.
* İmam hatip liselerine “Parma manastırı” muamelesi yapılması ile “öcü” muamelesi yapılması arasında sadece mahiyet farkı vardır.
* İmam hatiplere dil uzatan, dine dil uzatmış sayılmaz.
* Bir öğrencinin mezun olduğu okulu beğenmemesi, onun en temel insan haklarından biridir.
* Mekteplerine âşık olmayan ve destanlar yazmayan imam-hatiplilere, “yumurta çıkmış kabuğunu beğenmemiş” muamelesi çekmek, mahalle baskısının türevlerinden biridir.
* Her türlü faşizme karşı çıkmak bir insanlık görevidir. Her türlü faşizm arasında “mektep faşizmi” de yer alır.
* Asıl olan “din eğitimi”dir, imam hatip bunun aracıdır.
* Demokratik bir ülkenin başbakanı, “imam -hatip güzellemesi” yapmak yerine, anayasal bir hak olan “din eğitimi”nin dileyen vatandaşlara verilmesi doğrultusunda düzenlemeler yapar.
Ahmet Hakan bunları anlatıyor ama...
Anlayan var mı acaba?
Tek karelik demokrasi!
Başbakan suç işliyorBAŞBAKAN’IN önerisini kim, ne kadar ciddiye alır; herkesin keyfi bilir.
Fakat bir an için “birinci ağızdan” çıkan (Sayın Cumhurbaşkanı kusura bakmasın, çünkü fiili durum bu) sözler, aynen şöyle:
“CHP madem değişiyor ismini de değiştirip WikiCHP yapsın.”
Aslına fena fikir değil.
WikiCHP
İlk anda kulağa “viva” der gibi geliyor.
Malum.
“Çok yaşa” demek, viva...
Aslına bakarsanız “viva” bal gibi olur.
WikiCHP ise olmaz.
Olmayacağını da, önce bu memleketin Başbakanı bilmek zorunda!
* * *
Çünkü halen geçerli olan 1353 Sayılı “TÜRK HARFLERİNİN KABUL VE TATBİKİ HAKKINDA KANUN” var ortada.
Diyor ki orada:
“Bu Kanunun neşri tarihinden itibaren Devletin bütün daire ve müesseselerinde ve bilcümle şirket, cemiyet ve hususi müesseselerde Türk harfleriyle yazılmış olan yazıların kabulü ve muameleye konulması mecburidir.”
Şakası yok.
Mecburi.
Üstelik ne zamandan beri?
3 Kasım 1928’den beri.
Yani...
Aksine davranan suç işler.
Yani...
Sayın Başbakan da “suç işlemeyi teşvik suçu” işliyor resmen ve alenen!
Ayıp.
Bir başbakana yakışır mı insanları kanunsuzluğa teşvik etmek?
Cevap verin:
Yakışır mı?
* * *
Yasada harfler de sıralanmış birer birer.
“U” var.
“Ü” var.
“Y” var.
“Z” var.
Ama “W” yok.
O zaman ne olacak?
Bakanlar Kurulu hemen toplanıp, “1353 sayılı yasada yazılı Alfabeye ‘W’ harfinin eklenmesine dair” bir kanun tasarısı hazırlayıp, Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığı’na verecek hemen.
Oldu olacak...
Hükümet Alfabeye “Q” ile “X” harflerini de koysun.
Tam olsun!
BLOGCÜNEYT KAÇAR: Feyzi Bey, özgür basın kavramlarını yoğun olarak tartıştığımız bu günlerde internet gerçekten bir kurtarıcı olarak çıkıyor karşımıza. Sizin de belirttiğiniz gibi, artık internet gizli saklı ne kalmışsa bir bir ekranlarına yansıtıyor. Bence en önemlisi insanları bu gelişmenin tedirgin etmesi... Tabii, gizli saklı karanlık işler çevirenleri!
GÜLENDAM SOYLU: Artık başımızı biliçli bir şekilde kaldırıp karar mercilerinde kimlerin oturduklarına, dünya görüşlerine, kılık kıyafetlerine dikkat etmemiz gerekiyor. Devrin kimlerin devri olduğunu görebilmek çok kolay değil mi?