FAZLA sivrilmek iyi değildir.
Batar.
Batınca da keserler ucundan.
Önceden Önder Sav’dı, CHP’nin en güçlü ikinci adamı.
Kurultaylarda en çok çiziği o yerdi.
Sıra Gürsel Tekin’de şimdi.
Ama bu kez öyle çok kesildi ki, blok listeye rağmen Parti Meclisi’ne seçilmesi “bir ara” tehlikeye girdi.
İDDİA dikkat çekiyor:
“Eski kurtlar siyasete yön vermeye çalışıyor. Dört eski başbakan Türkiye’de siyaseti yeniden şekillendirmenin hesabını yapıyor.”
Kim onlar?
Süleyman Demirel, Necmettin Erbakan, Mesut Yımaz, Tansu Çiller...
Bu iddianın üzerine yazılan senaryo ise akla durgunluk veriyor:
“12 Haziran’da yapılacak seçimlerde DP, SP, BBP, TP ve YP’nin ittifak yapması planlanıyor. TP lideri Abdüllatif Şener bu ittifakı sağlamak için Erbakan ve Demirel arasında mekik dokuyor. Cindoruk’u DP’nin başında istemediği konuşulan Erbakan’ın ‘ittifak için DP’nin başına Tansu Çiller’in gelmesini’ istediği belirtiliyor.”
Böyle bir hikâyenin gerçekleşme ihtimali var mı?
SÖZLÜKTE “birini övme, iyi özelliklerini sayma” anlamına gelse de, edebiyatta “yağcılık sanatı” olarak bilinir methiye.
Özellikle eski zamanlarda, padişah ve sadrazamları yere-göğe sığdıramayan methiyeler yazardı devrin ünlü şairleri.
Hacı Sadullah Ağa, 3. Selim’e şöyle seslenmiş meselâ:
“Padişahım, lutfedip mesrur-u şâdeyle beni,
Na-ümidim, bir nazar kıl ber-muradeyle beni.
Hatırımdan bir nefes gitmez dua-yı devletin
Sen de ey kan-ı kerem lutfunla şadeyle beni.” Çoğaltmak mümkün ama görüldüğü gibi, yazılanları anlamak namümkün!
SİYASAL Bilgiler Fakültesi Uluslararası İlişkiler öğrencisi Nihal Çarıkçı’nın başı dertte.
Savcı 21 yaşındaki Çarıkçı hakkında 2 yıl 4 aya kadar hapis cezası istiyor.
Kızın suçu ne?
Devlet Bakanı ve Başmüzakereci Egemen Bağış’a yumurta atmak.
“Yumurta” ha.
Hele bu devirde:
Tehlikeli madde!
SABAH Gazetesi’nden Şule Güner, 25 Kasım 2010’da “masal tadında” bir haber yazmıştı:
“Gülnara Kerimov’un, Taşkent Üniversitesi Siyasi Bilimler Fakültesi’nden lisansı, Harvard’dan doktorası ve son olarak yine Taşkent Üniversitesi’nden profesörlük dereceleri var. Özbekistan’ın BM Daimi Temsilcisi ve ülkesinin Madrid Büyükelçisi.
Ancak hayatı, siyaset ve diplomasiden ibaret değil. Onda biraz Galler Prensesi Diana, biraz Monako Prensesi Stephanie esintileri var.
İsviçre’nin ünlü mücevher markası Chopard için ‘Guli’ isimli koleksiyonu tasarlayan Kerimov, aynı zamanda bir iş kadını. Ünlü moda ve magazin dergilerinde boy gösteren, röportajlar veren bu güzel kadını dünyanın herhangi bir yerindeki moda haftasında veya prestijli bir davet veya ödül töreninde görebilirsiniz.
AIDS araştırmaları vakfının davetinde Bill Clinton ile yanyana... Başka bir davette Julio Iglesias ile Besame Mucho’yu söylerken... Sharon Stone, Rod Stewart veya Elton John ile aynı davette sohbet ederken... Cannes Film Festivali’nde kırmızı halıda yürürken...
Kendini moda dünyasından esinlenerek klasik Christain Dior ile çılgın John Galliano’nun karışımı olarak betimleyen güzel kadın, babasının ona seslendiği
KİM demiş, ne zaman demiş, neden demiş; meçhul.
Ama denir ki:
“Zengine sürün de geç, fakirden sakın da geç.”
Öncelikle, sözün ikinci bölümüne itirazım var.
Hem İslam’ın, hem insanlığın gereğidir fakire yardım etmek, kol kanat germek.
Onun için aman ha, sakın ha; elinizden gelen katkıyı yapmaktan sakınmayın fakire, fukaraya.
Diğer yanda, “zengine sürünmek” işe yarayabilir.
İZMİR Kâtip Çelebi Üniversitesi rektörlüğü için 22 adayın başvurduğunu ve YÖK’ün, İzmir Atatürk ve Araştırma Hastanesi Başhekimi Prof. Dr. Galip Akhan’ı 1. sıradan aday gösterdiğini daha önce yazmıştım.
O yazıda önemli olan iki bölüm vardı.
Birincisi...
“Herkes Cumhurbaşkanı Gül’ün birinci sıradaki kişiyi rektör olarak atayacağından emin.
Yok.
Sadece YÖK’e olan saygı ve sevgisinden değil, Cumhurbaşkanı Gül’ün ailevi ilişkilere bağlılığından ötürü de; Prof. Galip Akhan’ın rektör olacağı kesin.
Malum.
HAM petrolün varili 150 dolara vurduğunda, Türkiye’de benzinin litre fiyatı 2,5 dolardı.
Bugün bir varil ham petrol, 90 dolar.
İnceden hesaba lüzum yok.
Çarp, böl...
Benzinin litresi 1,7 dolar civarında olmalıydı bugün.
Tıpkı Fransa’da, İtalya’da, Portekiz’de veya 27 Avrupa ülkesinin ortalamasında olduğu gibi!
Kimse merak etmesin.