MİLLİYET Gazetesi’nin Ankara Temsilcisi Fikret Bila’nın yazısında, “tırnak içinde verilen” Başbakan Yardımcısı Cemil Çiçek’e ait cümleleri defalarca okudum.
“Çiçek: Bizdense 2 yıl çok, değilse 10 yıl az, diyemeyiz” başlıklı o yazıda, bir kere başlığa taşınan bu sözü ile akıllara zarar veriyor!
Hırsızın, katilin, tecavüzcünün hangisi, kime yakın ki; Cemil Çiçek böyle buyurmuş?
Yo.
Bir çuval lafın içinden, işime geleni cımbızlıyor falan değilim.
Aynen şunu söylüyor Başbakan’ın yardımcısı:
“Kişilere göre farklı yorum yapmak hukuki değil, siyasi olur. Şimdi eğer kişi bizdense 2 yıl tutukluluk süresi çok uzun, bizden değilse 10 yıllık tutukluluk süresi az, daha fazla olmalı, diyemeyiz. Böyle dersek bu hukuki değil, siyasi bir yorum olur. Ben, tahliye edilenleri savunduğum veya tahliye edilmeyenlere edilmesin dediğim için konuşmuyorum. Böyle anlaşılmasın.”
FACEBOOK ’TA bir sayfa açtım:
İbretlik Haberler
Her gün yayınlanan “ibret verici” haberleri topluyorum orada.
Kimi olumlu...
Kimi olumsuz haberler bunlar.
Kesin olan, hepsinin “ibretlik” olduğu.
Veya diyebilirim ki:
Hani “Vur” deyince “Öldürür” ya bazı kazmalar.
Buna benzedi olanlar.
Oysa...
“Bir insanın hüküm giymeden üç yıl, beş yıl, on yıl tutuklu kalması insafa sığmaz” diye çırpınırken ne ummuştuk?
Yazar Konca Kuriş ve eski DEP milletvekili Mehmet Sincar’ın öldürülmesi de dahil, 188 adam öldürme ve 84 yaralama olayından sorumlu tutulan...
Ve sonuçta müebbet hapis cezasına çarptırılan ama henüz Yargıtay’da onaylanmayan Hizbullah davası sanıklarına “Yallah dışarı” denmesini ummuyorduk meselâ!
İşe bak.
CEM YILMAZ “Yahşi Batı” diye, dalgasını geçti ama memleket gerçekten “vahşi batıya” benzedi iyiden iyiye.
Özellikle İstanbul’da, neredeyse her gün bir-iki silahlı banka soygunu yapılıyor.
Teknoloji müthiş.
Adım attığın her yerde kamera var.
Alarm düzenekleri birbirinden gelişmiş.
Ortalık polis kaynıyor.
Bankaların özel güvenlik elemanları da cabası.
ALLAH, Erbakan Hoca’ya uzun ömürler versin.
Çünkü siyaset sahnesinde, mizah gücü ondan fazla olan biri yok hâlâ.
Nitekim...
Radikal Gazetesi’nden Ezgi Başaran’ın röportajı, ondaki bu yeteneğin son kanıtıydı meselâ.
Erbakan bir harita yaymış masaya.
Milli Görüş’ün 1977 tarihli ağır sanayi haritası.
“Bakın” ne diyor:
GEÇEN yıl Çankaya Köşkü’nün önemli konukları vardı.
6 Ocak 2010’da Filistin Devleti Başkanı Mahmud Abbas...
22 Ocak 2010’da Moritanya İslam Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı Mohamed Ould Abdel Aziz...
2 Şubat 2010’da Kosova Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı Fatmir Sejdiu...
18 Şubat 2010’da Tanzanya Birleşik Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı Jakaya Mrisho Kikwete...
22 Mart 2010’da İrlanda Cumhurbaşkanı Mary McAleese...
15 Nisan 2010’da Estonya Cumhurbaşkanı Toomas Hendrik İlves...
O nasıl bir roldür öyle?
Sinemaya meraklı biri olarak binlerce film, yüzlerce dizi izledim ama böyle kötü bir karakter görmedim.
Elm Sokağı’nda Kabus’un Freddy Krueger’i...
Matrix’in Ajan Smith’i...
Yüzüklerin Efendisi’nin Saruman’ı...
Psycho’nun Norman Bates’i...
Batman’in Joker’i...
ARKADAŞLARIN buluşup, konuşup, öpüşüp, koklaşmasından çok daha ileri bir iletişim ortamına dönüştü Facebook.
Gidiş o gidiş ki, yakında herkes filozof olacak.
Sayfalara yansıyan özlü sözler, ilginç ve önemli hikâyeler, hem insanların yüzüne gülücükler konduruyor, hem de düşündürüyor onları.
Özellikle de kadın erkek ilişkileri üzerine o kadar çok yazı paylaşılıyor ki, aklı olan, bunlardan ders almalı.
Örneğin nedir erkek olmanın avantajları:
1-İş toplantılarınız gece yarılarına kadar uzayabilir. “Bu iyi bir şey mi?” demeyin, bilenler bilir, harika bir şeydir.
2-Kafanızda 40 tilki dolaştırmak durumunda değilsinizdir.