Yak türküyü benzin niyetine!

HAM petrolün varili 150 dolara vurduğunda, Türkiye’de benzinin litre fiyatı 2,5 dolardı.
Bugün bir varil ham petrol, 90 dolar.
İnceden hesaba lüzum yok.
Çarp, böl...
Benzinin litresi 1,7 dolar civarında olmalıydı bugün.
Tıpkı Fransa’da, İtalya’da, Portekiz’de veya 27 Avrupa ülkesinin ortalamasında olduğu gibi!
Kimse merak etmesin.
Oralarda da ciddi vergiler bindirilmiş akaryakıt ürünlerinin üzerine.
Fakat bizde “vur” demiş, zamanında biri.
Arkadan gelenler de, öldürmüş!
Bir litre benzin, 2008 yılının o meşum Temmuz ayında bile 2,5 dolarken, şimdi 2,7 dolar olmuş.

Sözcükleri dizdim ardı ardına.
İnsaf.
İzan.
Akıl.
Mantık.
Vicdan.
Yetmedi...
Hepsinin toplamı, bu devirde “bir litre benzin” etmedi!
* * *
Ya yapsak şimdi?
Bir yerlerden, üç- beş varil ham petrol mü bulsak?
Piyasa raconuna göre, 159 litreymiş bir varil.
90 dolara karşılık...
159 litre.
Sudan ucuz neredeyse!
* * *
Normal koşullarda işlemek gerek ham petrolü.
Ama biz petrolü ham haliyle boca etsek depoya, bir mucize yaşanır da, kendiliğinden rafine olur mu?
Hele bir de yanında şu türküyü yaksak...
“Uzun olur gemilerin direği
Yanık olur anaların yüreği
Ne sen gelin oldun ne ben güveyi
Onun için açık gider gözlerim” desek, bağrımız yanarak.
Olur be.
Acırlar halimize.
Türkünün ilk dizesini de “Ham meyveyi kopardılar dalından” olduğuna göre...
Ham petrol ile ham meyve, anlaşırlar kardeş kardeş.
Zalimlerin zulmünden kurtarırlar bizi!

Zor hesap
NEDİR adı, bahşiş mi, avanta mı, çorba mı, çıkma mı, arpa mı; ne?
Ne derseniz deyin (örneğin Yunanlılar ‘fakelaki’ diyorlarmış) hepsi “rüşvet” demek neticede.
Uluslararası Saydamlık Örgütü’nün 2010 yılı araştırmasına göre:
“Dünya üzerinde son 12 ayda her 4 kişiden biri rüşvet vermiş.”
Siz dört kişilik bir aileyseniz misal, bu durumda içinizden birinin rüşvet vermiş olması muhtemel!
Üstelik Türkiye’de araştırmaya katılanların yüzde 57’si rüşvet vakalarının arttığına inanıyorsa; demek ki bu ihtimalÖ
Kuvvetle muhtemel.
O zaman akla bir başka ihtimal geliyor haliyle.
Her dört kişiden biri rüşvet veriyorsa...
Her dört kişiden biri de rüşvet alıyor!
Yok.
Bu iddia “çok iddialı” oldu.
Çünkü rüşvet öyle bir meret ki, sokakta simit satan insana veya deniz kıyısında balık tutan adama verilmez!
Öyleyse...
Oran ne?
Her sekiz kişiden biri mi, her 16 kişiden biri mi, her 32 kişiden biri mi, her 64 kişiden biri mi rüşvet alıyor bu memlekette?
Çok birader, her 100 kişiden biri de alsa çok, her bin kişiden biri de alsa çok.

Tek karelik AYI!
BLOG
ASLI KERİMOĞLU: Aziz başkanın İzmir’in tanıtımı ile ilgili “Bu Kalkınma Ajansı’nın işidir, bizim değil” sözüne katılıyorum ve ilgililere soruyorum; “Altı ayı aşan bir süre önce İzmir’in salt tanıtımı için ciddi paralar karşılığı bu iş ihale ile çok uluslu bir şirkete verilmişti. Bu şirket de 6 ay içinde nasıl bir tanıtım yapılması konusunda rapor verecekti. Altı ay geçti ama ben böyle bir raporun hazırlanıp tamamlandığını duymadım. Eksiklik bende mi, yoksa Aziz başkanın bildiği başka bir şey mi var?”
ALİ GÖÇEL: İzmir’de bu kadar yıldır turizm tartışır dururuz. CVB diye, ham de çatı kuruluş olduğunu anladığım bir kuruluş mu varmış. Hiç duymadık! Ne iş yapar acaba bu “İzmir Kongre ve Ziyaretçi Bürosu”, nerede bulunur, kimler üyesidir..