Orhan Hakalmaz “Bir of çeksem karşıki dağlar yıkılır” derken, derdi başkaydı.
O sevdiğinden beklediği habere hasretti:
“Bir of çeksem karşıki dağlar yıkılır,
Bugün posta günü canım sıkılır.”
Benim hasretliğim ise iyiye, güzele, doğru yapılması gereken işlere!
Olmuyor işte.
Bazıları TRT için “çiftlik” falan dese de, şahsen bu tabirin içerdiği alaycı yaklaşımı paylaşmam söz konusu bile olamaz.
Aksi halde TRT Genel Müdürü de “çiftlik kâhyası” durumuna düşer ki, bu hiç olmaz.
Olmaz çünkü. . .
TRT Genel Müdürlüğü, Türkiye’deki “en önemli görevlerden” biridir.
TRT dev bir kurum.
Kesin sayıyı bilmiyorum ama sanırım 7-8 bin kişi çalışıyor bünyesinde.
Tam 15 kanaldan televizyon yayını yapıyor.
Ahmet Müfit Bey, Aristidi Paşa, Emanuel Emanuelidi Efendi, Halil Bey, İhsan Onnik Efendi, İsmail Sıtkı Bey, İstephan Efendi, Karoldi Eefendi, Mehmet Ubeydullah Efendi, Nesim Masilyah Efendi, Pavli Karolidi Efendi, Rahmi Bey, Sait Bey, Seyyid Bey, Seyyit Bey, Simonaki Simonoğlu Efendi, Tahsin Bey, Vahan Martizbaryan Efendi, Vengel Mimaroğlu Efendi...
Kim bunlar?
Onlar Meclis-i Mebusan’da ve Meclis-i Ayan’da İzmir’i temsilen bulundular.
Bir nevi...
Osmanlı devrinin “İzmir Milletvekilleri” yani.
HHH
Hele bu meclisleri oluşturan “seçim bölgelerine” bakınca, “Ne devirmiş ama” demek şart oluyor.
Bir memleket düşünün.
İki katlı, üç katlı mezar yapmak. . .
Yasak.
Ama öte yanda, adı “apartman” olunca, Allah ne verdiyse yukarı doğru yap.
Kaçıncı defadır görülüyor işte.
Onlar “ev” değil.
Aslında birer mezar.
Başbakan Yardımcısı Beşir Atalay, Meclis kürsüsünden açıkladı:
“Çadır konusunda işin doğrusu bu kadar yüksek talep beklemiyorduk.”
Aslında işin doğrusu. . .
Neresinden bakarsanız bakın, içler acısı bir itiraf bu.
Normal koşullarda ihtiyaca yetecek sayıda çadır gönderildiyse Van’a ama talep bir türlü karşılanamıyorsa, o zaman iddialar doğru.
Birileri çadırları çalıyor gerçekten!
Ya da...
Fotoğraflar müthiş.
Söze gerek yok.
Hele “boş lafa” hiç gerek yok.
Fotoğraflar her şeyi anlatıyor.
Örnekse, dünkü Milliyet Gazetesi. . .
Tablo gibi bir fotoğraf vardı birinci sayfada.
Bir ibret tablosu!
Depremin gündüz saatlerinde olması, bir şans.
Kimse uykuda değil. İnsanların büyük bölümü sokakta. Devletin refleksi de bu nedenle hızlı ve güçlü.
Depremin Pazar günü olması, bir şans.
Resmi daireler kapalı, en önemlisi okullar boş.
Yine de yıkım büyük.
Yaralı çok.
Ölü çok.
İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Aziz Kocaoğlu ile geçenlerde konuşurken yarı şaka yarı ciddi (belki de tamamen ciddi) adaylık muhabbeti yaptık.
Aziz Başkan’ın hedefinde 2025 yılı var.
O zamana kadar başkanlık koltuğunda oturmaya niyetli yani.
Gerçi seçim dönemlerine bakınca hesap biraz şaşıyor.
Önümüzdeki ilk yerel seçim 2014 yılında.
Sonra 2019.
Ardından 2024.