Ahmet Müfit Bey, Aristidi Paşa, Emanuel Emanuelidi Efendi, Halil Bey, İhsan Onnik Efendi, İsmail Sıtkı Bey, İstephan Efendi, Karoldi Eefendi, Mehmet Ubeydullah Efendi, Nesim Masilyah Efendi, Pavli Karolidi Efendi, Rahmi Bey, Sait Bey, Seyyid Bey, Seyyit Bey, Simonaki Simonoğlu Efendi, Tahsin Bey, Vahan Martizbaryan Efendi, Vengel Mimaroğlu Efendi...
Kim bunlar?
Onlar Meclis-i Mebusan’da ve Meclis-i Ayan’da İzmir’i temsilen bulundular.
Bir nevi...
Osmanlı devrinin “İzmir Milletvekilleri” yani.
HHH
Hele bu meclisleri oluşturan “seçim bölgelerine” bakınca, “Ne devirmiş ama” demek şart oluyor.
Meselâ Akkâ.
Neresi mi?
Beyrut’un 120 kilometre güneyinden, şu an bir İsrail şehri.
Ve bildiğiniz yerler:
Meselâ Bağdat.
Meselâ Basra.
Meselâ Beyrut.
Meselâ Bingazi.
Meselâ Cidde.
HHH
Ve elbet...
Rumeli’den pek çok yer:
Debre, Dedeağaç, Drama, Gümülcine, İşkodra, Kosova, Piriştine, Üsküp, Yanya, Preveze.
Osmanlı’nın son döneminde dahi, hepsi sınırlarımız içinde.
HHH
Tıpkı Şam gibi.
Tıpkı Trablusgarp gibi.
Tıpkı Kerbelâ gibi.
Tıpkı Kerkük gibi.
Tıpkı Kudüs gibi.
Yemen de öyle.
Ta Arap Yarımadası’nın en ucundan gelip, Meclis-i Mebusan ve Meclis-i Ayan’da yerlerini almışlar.
HHH
Ya Abdülkadir Cami Bey’i, Gani Bey’i tanır mısınız?
Onlar Fizan’dan gelmişler.
Derler ya:
“Fizan’a kadar yolun var...”
İşte orası.
Bir bakıma:
Cehennemin dibi.
Ya da:
Libya’nın göbeğindeki çöller bölgesi!
Tek karelik hayret!
Denetimin denetimi!
Bu haber önemli.
Hem de çok önemli:
“İzmir Emniyet Müdürlüğü’ne bağlı Kaçakçılık ve Organize Suçlar Müdürlüğü ekipleri, bazı yapı denetim firmalarının uygun yapılmayan binalara sahte belgelerle ruhsat alınmasını sağladığı ihbarı üzerine, altı ay önce takibe başlattı. Polis, bu şekilde faaliyet gösteren 5 yapı denetim firmasıyla 3 laboratuvarı belirledi. Sabah erken saatlerde eş zamanlı baskınlarda aralarında yapı denetim firması sahipleri, inşaat malzemelerinin yeterliliğini ölçen laboratuvarların sahipleri ve müteahhitlerin de bulunduğu 25 kişi gözaltına alındı.”
Van’da bu yılbaşına kadar “yapı denetim” uygulaması yoktu örneğin.
Hatta geçen yıl son günü, sırf bu yükümlülükten kaçmak için, bu yılın toplamının üç beş misli inşaat ruhsatı alınmıştı.
Oysa İzmir’de yıllardan beri “yapı denetimi” vardı.
Vardı da ne oldu?
Olan meydanda işte.
Ve eminim “yapı denetim şirketlerinin denetimi” daha sıkı tutulsa, ortaya çıkacak tablo çok daha vahim olur!