Resmen itiraf!

Başbakan Yardımcısı Beşir Atalay, Meclis kürsüsünden açıkladı:
“Çadır konusunda işin doğrusu bu kadar yüksek talep beklemiyorduk.”
Aslında işin doğrusu. . .
Neresinden bakarsanız bakın, içler acısı bir itiraf bu.
Normal koşullarda ihtiyaca yetecek sayıda çadır gönderildiyse Van’a ama talep bir türlü karşılanamıyorsa, o zaman iddialar doğru.
Birileri çadırları çalıyor gerçekten!
Ya da...
Birileri sayı saymaktan, hesap yapmaktan aciz!
Oysa bir kurum var.
Adı:
Başbakanlık Afet ve Acil Durum Yönetimi Başkanlığı.
Sahi...
Başkanı kim ki?
Sıkı durun şimdi.
Her an bir “afete gebe” Türkiye’de, yaşanacak acil durumları yönetmekle sorumlu bu kurumun başkanı yok!
Sadece “Başkan Vekili” var.
Peki.
Adını duydunuz mu hiç?
Hiç sanmam.
Çünkü bırakın başkanını, vekilini. . .
Kurumun adı dahi, son depremde olduğu gibi; ancak “ölü ve yaralı sayısını” açıkladığında anılıyor!
* * *
Yine oysa bu ülkenin adı en çok bilinen kurumu olmalıydı, Başbakanlık Afet ve Acil Durum Yönetimi Başkanlığı.
Başkanı da, en az anlı şanlı bir bakan kadar şöhretli, güçlü, kudretli biri olmalıydı ki; yalnızca yasalardan kaynaklanan yetkileriyle değil, güven veren kişiliği ile de yürekleri ferahlatmalıydı.
“Tamam” demeliydi herkes:
“O geçtiyse işin başına, endişeye gerek yok.”
* * *
Öyle olsaydı, Van’daki gibi, Belediye Başkanı ile Vali arasındaki “çekişme” veya “didişme” benzeri garabetler yaşanmazdı.
Herkes bilirdi ki:
Başbakanlık Afet ve Acil Durum Yönetimi Başkanı her şeyin hâkimi. Vilayeti de, belediyesi de, Kızılay’ı da, şusu da, busu da; onun emri altına girdi.
Şakası yok.
Bir kriz, öncelikle “yöneteni belli” ise aşılabilir.
Aksi kaostur.
İşte o zaman bir Başbakan Yardımcısı Meclis kürsüsüne çıkmak ve “Çadır konusunda işin doğrusu bu kadar yüksek talep beklemiyorduk” demek zorunda kalır!

İzmir’in afetselliği

Adını andığımız Başbakanlık Afet ve Acil Durum Yönetimi Başkanlığı’nın internet sitesinde “İllerin Afetselliği” tek tek sayılmış.
Sıra İzmir’e gelince de şunlar yazılmış:
“İzmir ili 1. derecede tehlikeli deprem bölgesindedir. Tarihsel kayıtlar İzmir kent merkezi ve yakın çevresinin çok sayıda depremden etkilendiğini ortaya koymaktadır.
Büyük Menderes graben fayına bağlı Kiraz, Ödemiş, Tire ilçeleri ile Konak ilçesinde heyelan olayları yoğun olarak gözlenmektedir.
Kaya düşmesi olayının az olarak yaşandığı illerimizden birisi olup, Bergama, Konak (Kadifekale) ilçelerinde gözlenmektedir.
Su baskını olayları, Küçük Menderes havzasında yer alan ilimizin Bornova, Bergama, Torbalı, Menemen, Çiğli ve Kiraz ilçelerinde gözlenmektedir.
İl genelinde çığ tehlikesi olan tek yer Bozdağ Kayak Merkezi sınırları içindedir. Çok büyük çığlar üreten bu alanda alınması gereken önlemler işletme sahibine önerilmiştir.”
Hepsi o kadar.
Sanırsınız ki bu bilgi, Başbakanlık Afet ve Acil Durum Yönetimi Başkanlığı’ndan değil de, Meydan Larousse ansiklopedisinden alınmış!



Tek karelik ışık!