İtirazım var

22 Şubat 2012


İstanbul, finans merkezi.
İstanbul, kültür başkenti.
Olimpiyat desen, istikamet yine İstanbul.
Köprüler, tüp geçitler İstanbul’da.
Eh.
3 kilometrelik uzunluğuyla dünyanın en büyük ikinci asma köprüsü de Kocaeli’ne yakışır tabii.

Yazının Devamı

Önce “inançlı” olun

21 Şubat 2012

Eğer söze “Sonuç ne olursa olsun” diye başlanıyorsa, korkarım.
Korkarım çünkü “kaybetmek” de sonuçlardan biridir ve kaybı peşinen kabullenmek, başarılı olmanın önündeki en büyük engeldir.
Dolayısıyla, EXPO 2020 Yürütme Kurulu Başkanı Mahmut Özgener’in daha ilk adımda “Sonuç ne olursa olsun İzmir kendini dünyaya en iyi şekilde tanıtmış olacaktır” demesi ciddi bir talihsizliktir.
Tamam.
Hayatta hiçbir şeyin garantisi yok.
Örnekse...
Bugün yaşıyoruz.

Yazının Devamı

Suçlama tamam da...

20 Şubat 2012

İlker Başbuğ “Genelkurmay Başkanı olduğu dönemde, örgütün hedefleri doğrultusunda halen devam etmekte olan Ergenekon Silahlı Terör Örgütü soruşturmaları ve kovuşturmalarını, kara propaganda yöntemleri ile hedef almakla” suçlanıyor.
Hedefi vurmak için kullandığı iddia edilen silah ise malum:
İnternet siteleri.
Gerçekten de ehlinin elinde, müthiş etkili bir silah bu.
Hele o silahın markası, Facebook’sa!
Sıkı durun.
Facebook’un günlük tekil ziyaretçi sayısı 540 milyon.

Yazının Devamı

İzmir’den haberler

19 Şubat 2012

Dokuz Eylül Üniversitesi Tıp Fakültesi Ramotoloji Bilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Nurullah Akkoç, “bütün enerjimi, zamanımı ve birikimimi mensubu olduğum Dokuz Eylül Üniversitesi’ni bölgesel, ulusal ve uluslararası ölçekte marka bir üniversite haline getirmek için harcayacağım” diyerek; Haziran ayında yapılacak rektör adaylarını belirleme seçiminde aday olduğunu açıklamış.
Hayırlı olsun da...
İyi düşündünüz mü hocam?
Sayın Başbakan’ın sağlığı Dokuz Eylül Üniversitesi Rektörü Prof. Mehmet Füzün’e emanetken, bu iş biraz zor değil mi?
* * *
İzmir Milletvekili ve Ulaştırma Bakanı Binali Yıldırım, “İzmir’in kodlarını” çözmeye devam ediyor.
Son tespiti ise şu:

Yazının Devamı

Çok tuhaf çok!

17 Şubat 2012

Genelkurmay eski Başkanı emekli Orgeneral Mehmet İlker Başbuğ hakkında “ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası” isteniyor.
Savcının talebi böyle.
Ya mahkeme heyeti de yargılama sonucunda istenen cezayı verirse?
Ceza sistemimizdeki “en ağır yaptırım” anlamına gelen bu uygulama nedeniyle, yaşadığı sürece tek kişilik bir hücrede kalmaya mahkûm olacak İlker Başbuğ.
“Eşi, çocukları, torunları, torunlarının çocukları, annesi, babası, büyükannesi, büyükbabası, büyükannesi ve büyükbabasının anne ve babaları, kardeşleri ve vasisi dışında” kimse ziyaret edemeyecek onu.
Ziyaret edenler de, ancak 15 günde bir, teker teker ve toplamda bir saati geçmemek üzere Başbuğ’la görüşebilecekler.
* * *

Yazının Devamı

Eyvah, yarın ayın 17’si!

16 Şubat 2012

Bazı sorular, kafa karıştırır.
Örnekse, şunlar gibi:
Acaba, “17. Türk Devleti” olmakla, “ayın 17’leri” arasında bir bağlantı var mı?
Hıristiyanlar için 13, Hurufiler için 19, Neo Naziler için 88 rakamları çok önemlidir de, “Türk Derin Devleti” için 17 rakamı niye önemli olmasın?
Sahi.
Böyle bir şey gerçekten olabilir mi?
17 Aralık 1934’de, Mustafa Kemal’e “Atatürk” soyadının verildiği Kasım 1934 tarihli kanundan sonra; bu soyadının başına ve sonuna söz konularak yapılan adların hiçbir kimse tarafından kullanılamayacağına dair kanunun TBMM’de kabul edilmesi...

Yazının Devamı

“69’da 9” yakışır mı Ege’ye?

15 Şubat 2012

İzmir, Manisa, Denizli, Aydın, Muğla, Uşak, Kütahya ve Afyon’dan dernek ve vakıflarının oluşturduğu EGEM Platformu tarafından bir toplantı düzenlendi geçen hafta.
Ankara’da yaşayan Egeliler, “Sadece siyasette değil, bürokraside de Egeli hemşerilerimizi daha üst düzey görevlerde görmek istiyoruz. Şu anda Egeli bir tek müsteşarımız olmaması bizi üzüyor. Ancak ele ele vererek, güç birliği yaparak, Ege’yi hak ettiği seviyeye getireceğimize yürekten inanıyoruz” demiler.
Bu amaçla da, TBMM’de Ege Bölgesi illerini temsil eden milletvekillerini bir araya getirmek istemişlerdi.
Düşünce güzel ve anlamlı.
Özellikle Yeni Asır’da çalıştığım uzun yıllar boyunca hem Ege’yi harmanlardık devamlı, hem de Ankara’yı mesken tutar ve biz de yapardık benzer toplantıları.
Ve o toplantılara katılmayanlar, bir şekilde pişman olurlardı!
* * *

Yazının Devamı

Dostmodern darbe!

14 Şubat 2012

İktidarın bir anda köşeye sıkışmasını ve hızla karşı bir hamle yaparak üste çıkmasını “Bu kriz de geldi geçti” diye mi yorumlamak doğru?
Yoksa...
Yeni krizleri beklemek mi gerekiyor?
Daha açık soralım.
MİT’e yönelik soruşturmayı yürüten savcı ile ona yardımcı olan polis müdürleri “ne pahasına olursa olsun görevini yapmak isteyen” insanlar mı yalnızca?
Yoksa...
Onların “anında” derdest edilmesi, iktidar erkinin paylaşımında var olduğu öne sürülen ve eski dostları düşman eden “Cemaat ile Ak Parti” arasındaki kavganın yeni bir aşaması mı?

Yazının Devamı