Bu işletme... Neyse, asın girişine

10 Şubat 2010

BİR işin doğru gitmesi isteniyorsa, önce “akıl ile mantık” öne çıkacak.
Sonra...
O çerçevede konulan kurallara herkes uyacak.
Aksi halde...
Benzeri Karşıyaka’da yaşanan tartışmalar ve sorunlar, hiç eksik olmaz.
Eğlence mekânlarına “gece yasağı” konusunda kafalar iyice karışmıştı. Cevat Durak’ın, Banu Şen’e yaptığı son açıklama ile durum biraz daha iyi anlaşıldı.
Bir “tespit” yapıyor Durak:

Yazının Devamı

Ağla iki gözüm

9 Şubat 2010

RAHMETLİ İzzet Baysal isteseydi o büyük yatırımı tek başına da yapar, Bolu’da adını taşıyan üniversiteyi bir “vakıf üniversitesi” olarak da kurardı.
Yapmadı.
Üçlü bir model oluşturuldu Bolu’da:
“Vakıf destekli Devlet üniversitesi.”
İzzet Baysal Vakfı Başkanı Ahmet Baysal ağlıyor şimdi.
Rektörlük seçiminde en çok oyu alan kişinin YÖK tarafından son sıraya konmasına ağlıyor... Son sıradaki adayın birinci yapılmasına ağlıyor... Önüne gelenin ağırlandığı Çankaya’dan kendilerine 15 dakikalık bir randevu verilmemesine ağlıyor... Cumhurbaşkanı Gül’ün üniversitedeki akademik kadronun tercihine ve o üniversiteyi kuran ve de yaşatan Vakfın isteğine kulak tıkamasına ağlıyor...
“Abant İzzet Baysal Üniversitesi Rektörü olarak atanan Prof. Dr. Hayri Coşkun, benim gözümde siyasilerin adayıdır” diyor gözyaşları içinde.

Yazının Devamı

AKP’de haklı korku!

8 Şubat 2010

TÜRKİYE Büyük Millet Meclisi, millet egemenliğinin uygulandığı yer... Daha ileri gidelim: Demokrasinin Mabedi.
Orada ciddi bir “korku” var şimdi.
Dinlenme korkusu!
Haber şu:
“TBMM Başkanlığı, yaz aylarında bir telefon firmasının sponsorluğunda 2 bin masa telefonunun yenilenmesine karar verdi. Telefonların takılmasının hemen ardından muhalefet milletvekilleri, yeni telefonların dinlendiği iddialarını ortaya attılar. TBMM Başkanlığı, TÜBİTAK’tan uzman heyete telefonları inceletti. Heyetin raporu vekilleri ikna etmedi. Akıllı telefonlar birer birer söktürülmeye başlandı.”
Bu arada...
Avrasya Kamuoyu Araştırmaları Merkezi, 174 milletvekili ile bir araştırma yaptı.

Yazının Devamı

Başbakan’ın fedaisi

7 Şubat 2010

GÜNLERDEN 2 Şubat 2010 Salı. Türkiye Büyük Millet Meclisi’nin 55’inci Birleşiminin Dördüncü Oturumu açıldı.
Saat 22:54...
Kürsüde Başbakan Erdoğan var.
Ama Erdoğan’ın sözlerinin arasına başka sesler karışıyor.
Ve o sesler ve de kısmen kayıtlara yansıyan eylemler, TBMM zabıtlarına (AYNEN) şöyle geçiyor:
SAĞLIK BAKANI RECEP AKDAĞ (Erzurum) Meclisin yüz karasısın sen. Otur yerine! Terbiyesiz! Yalancı! Otur yerine!
OSMAN DURMUŞ (Kırıkkale) Terbiyesiz senin babandır.

Yazının Devamı

Kredi notunun but tarafı!

5 Şubat 2010

En azından MHP uyandı sonunda. Başını kaldırınca bir de ne görsün, ahali sersefil, perperişan.
Asıl darbeyi halk yemiş.
Suikastın ağababası garibana yapılmış.
İddianamelerin en kalını işsizlerin tepesine düşmüş.
Peki.
Bu durumda ne yapmak lazım?
Devlet Bahçeli anladı ki...

Yazının Devamı

Kalemin lafı olmaz

4 Şubat 2010

Bir gömlek 31 yıl saklanır mı?
O gömlek Abdi İpekçi’nin gömleği ise saklanır.
Saklanır çünkü...
İpekçi cinayetinin arkasında olanlar hâlâ saklanmaktadır.
Ama onları ortaya çıkaran yoksa... Bir tek, tetikçi varsa ortalıkta. Ve onu da “medya şebeği” yapmak için kollar sıvanmışsa...
Nükhet İpekçi de “âleme ibret olsun” diye, babasının gömleğini sakladığı yerden çıkarır.
Çıkarır çünkü...

Yazının Devamı

İzmir’in yarısı İzmirli

3 Şubat 2010

İnsanın “doğduğu yer” ile “doyduğu yer” keşke aynı olsa.
Ama olmuyor.
Meselâ...
Türkiye’nin en kalabalık kenti İstanbul’un nüfusu 12.915.158 olmasına karşın, İstanbul’da yaşayanların sadece 2.143.254’ünün nüfus kaydı İstanbul’da.
Ya diğerleri?
Erzurum nüfusuna kayıtlı 325.755, Giresun nüfusuna kayıtlı 457.751, Kastamonu nüfusuna kayıtlı 519.394, Malatya nüfusuna kayıtlı 353.332, Ordu nüfusuna kayıtlı 459.359, Samsun nüfusuna kayıtlı 376.692, Sinop nüfusuna kayıtlı 347.080, Sivas iline kayıtlı 688.182, Tokat nüfusuna kayıtlı 402.913, Trabzon nüfusuna kayıtlı 358.202 insan bugün yaşamlarını İstanbul’da sürdürüyor.
Bu arada bilginiz olsun...

Yazının Devamı

Şimdi “tarikat üyesi” olduk

2 Şubat 2010

Yeni Asır Gazetesi yazarı Hüseyin Kocabıyık’ın “İzmir’de yaşayan bir grup insan var” diye söze başlayıp; o “bir grup insan” için “laikçi tarikat üyeleri” demesi, bir hançer gibi saplandı yüreğime.
Üzüldüm.
Sıkıldım.
Utandım.
Diyebilirsiniz ki:
“Hüseyin Kocabıyık’ı takma kafana... Değmez!”
Veya önemli haber sitelerinden Türktime‘ın sahibi Talat Atilla’nın 8 Mart 20087de yazdıklarını aktarabilirsiniz:

Yazının Devamı