Alın size üç puanlık bir futbol bilmecesi...
“11’den 0’a en hızlı düşen nedir?..”
Yanıt; “Galatasaray”!..
Maça 11 kişi çıktılar, sıfır futbol oynadılar.
“11 puanlık maç” dediler, “0 çektiler”.
Riekerink’i sıfırlamak da cabası.
Toplasan hepsi doksan dakikada oldu bitti!
Aslında pek de “beklenmeyen” bir şey değildi... Stajyer hocası, sakat yıldızlarıyla, Sneijder’siz Galatasaray’ın kazanma ihtimali %62’den, %42’ye yirmi puan birden düşmüştü maç başlamadan.
Karşısında son iki maçta 7 gol atmış, Fenerbahçe’yi dörtlemiş ara transfer takviyeli Sergen Yalçın kreasyonu Kayserispor olunca; silin 20 puan daha...
Kazanması için ya Galatasaray gibi oynaması lazımdı ya da mucize olması. Kabak seyircinin başına patladı.
Beşiktaş ile Başakşehir haftayı puansız kapatmış, Fenerbahçe bir puana talim etmiş diye kazanıp Beşiktaş’a yaklaşmak umuduyla İstanbul’un karlı poyrazında 20 bin seyirci vardı Galatasaray Stadı’nda... 20 bin mutsuz insan yani. Protesto edecekler tabi.
Daha ilk yarıda iki “rekor” kırdı Galatasaray!..
Birincisi 29. dakikada Mabiala’dan yediği gol ki, Galatasaray’ın bu sezon yediği 11. kafa golüdür ve kafayla yenilen gol rekorudur.
İkincisi 49. dakika. Bu sefer Levent’in kafa golü ve 20 dakika farkla ikinci rekor!
Rekora girmeyen ama insanı hayrete düşüren başka şeyler de yaptı Galatasaray... Mesela ilk yarıda Kayserispor ceza alanına sadece bir kere girebildi.
Tamamen kendi kabiliyeti ile değil tabi. Maça önde basarak, “pas takımı” denilen Galatasaray’ın oyun düzenini bozarak, adeta savunmadan top çıkarmasına engel olarak sıra dışı top kaybı oranı ile oynamasını sağlayan Kayserispor’un da katkısı vardı.
Riekerink, Rodrigues ile Yasin’i dışarı alıp-ki, ilk kez 11’de görev alan Rodrigues bir türlü anlayamadığı Bruma’yı bozan adam, Yasin ise tamamı sola yığılan forvette en çalışkandı - Sinan ve Eren’i oyuna alırken ilk yarıyı 2-0 galip bitiren Kayserispor, galibiyeti korumak için önde basmayı bırakınca Galatasaray’ın “göstermelik akınları” başladı ama kanattan orta gelmeyince sonuç alamadı ev sahibi.
Galatasaray bir moral golüne bile razıydı ama... Riekerink’in sol beki stoper, sağ beki sol bek yapıp eleştirilen Semih’i de ekleyerek kırılacak noktaya getirdiği Galatasaray defansı bu kez Kayserispor kontrataklarına karşı koymakta zorlandı bir yandan. Farkın artması işten bile değildi.
Keşke maçın bitmesine bir dakika kala Eren atmasaydı o gölü!.. İlk on birde neden Eren yoktu, neden Chedjou yoktu diye soranlara ne yanıt verecek şimdi Riekerink.
Elbette bir sürü sonuç çıktı maçtan...
Birincisi, Galatasaray Sneijdersiz, Selçuksuz hatta Carole’suz olmuyor.
İkincisi Riekerink ile hiç olmuyor. Bu kaçıncı maç ‘sayesinde’ kaybettikleri?
Üçüncüsü, dün akşam takke düştü kel göründü ve Galatasaray’ın yiye yiye bitiremediği futbol mirası artık tükendi. Radikal değişiklik lazım bu takıma... Tepeden başlayarak.
Tabi Kayserispor için de sonuçlar var... Bir tanesini yazalım yeter; bu takım seneye üst sıralara oynar.