“Emre” görünümlü “Arda” !

3 Ocak 2020

Bir iddiaya göre Arda Turan, milli takıma hükmedecek kendinden başka “otorite” olmasın diye Emre Belözoğlu’nu Euro 2016 kadrosunda istememişti bir zamanlar... Selçuk haberi Emre’ye uçurmuş, zaten iç harp yaşanan Milli Takım’da yeni bir cephe açılmış, Terim de “illallah” dediği Arda ile birlikte tüm hizipçileri kadro dışı bırakmıştı.
Kadere bakın!..
Arda yeni yılın ilk ayında sırtına hasretini çektiği Galatasaray forması giyecekse, bunu Emre Belözoğlu’na borçlu olacak.
Niye?..
Çünkü “örnek” Emre.
Eski/ yaşlı ama kaliteli bir futbolcunun geri gelme formülü, Emre Belözoğlu ile tuttu Fenerbahçe’de. Kulüplerimiz kopya çekmeye bayılır.
Galatasaray ve Fatih Terim Arda’nın geri dönmesine izin verirse, ilk ve en önemli sebebi Emre modeli olacaktır. Arda’nın el öpmesi, Terim’in kucaklaması falan değil.

Yazının Devamı

Ersun Yanal başardı

30 Aralık 2019

Şampiyonlukta sözü ve gözü olan “babayiğitlerin” hepsi ilk yarının son haftasını Noel öncesi “kara Cuma”ya çevirip puanları/golleri talan ederken ne Fenerbahçe’nin ne de Fenerbahçeliler’in bir deplasmanda daha puan kaybetmeye tahammülü vardı.
Gerçekten, hem devre arasını hem de takımı derinden etkileyecek, taşları yerinden oynatacak kritik bir maçtı.
Rizespor deplasman galibiyetinin özeti; “Yanal başardı”.
Önde, tempolu oynamaya çalıştığı deplasmanlarda hayal kırıklığına uğramış ve savunmasının sol tarafı yine idareten kurulmuş Fenerbahçe’yi bu sefer Rizespor yönlendirdi aynı şekilde oynamaya.
Topu Fenerbahçe’ye bıraktı, alan daralttı, ileride bir tek Oğulcan’ı bırakıp kendi yarı sahasına çekildi ve Fenerbahçe hücumlarında duvar gibi savunma yaptı.
Yani önde oynamak Fenerbahçe’ye bir artı kazandırmıyor, tam tersine ender Rize ataklarında gerideki güvenliğini azaltıyordu.
Serdar’ın yokken, hata sabıkası bol Jailson ve ağır Zanka’lı Fenerbahçe için

Yazının Devamı

YETER!..

27 Aralık 2019

Susmak; egemene boyun eğmek veya güçlüden tırsmak anlamına gelmez sadece...
“Diyecek bir şeyinin olmaması” anlamına gelmediği gibi!..
“Sessiz protesto”dur çoğu zaman.
Yani korkmaya gerek yok suskunluktan!
Üstelik futbolu o hale getirdiler ki, şimdi tam da susma vakti. Ortadaki rezalete taraf olmamak için en azından. Çirkin işlere bulaşmamak için. Haklı ile haksızın birlikte kaynadığı kazana elini sokup, yakıp, kirletmemek için.
Sadece konuşanların dünyasında dinleyecek adam kalmamışsa, bence tek çare susmak.
Buyursun olayların kahramanları konuşsun o zaman:

Yazının Devamı

“Ayıp… Çok ayıp”!..

24 Aralık 2019

Fenerbahçe teknik direktörü Ersun Yanal’ın bugüne kadar dile getirdiği en “hak edilmiş” medya eleştirisi, derbiden sonra Emre ve Comolli’yi yanına alarak çıktığı basın toplantısındaki üç kelimeydi:
“Ayıp... Çok ayıp”!..
Kıvırmayalım; bize dedi... Medya’ya.
Hani, Fatih Terim’in “reklam müdürlerinden talimat alıyorsunuz” suçlamasında gömleğimi yırtarak tankın önüne atlar gibi savunmaya çalıştığım kalem ve mikrofon erbabı var ya; işte ona.
“Kimin adamısınız” dese yine karşı çıkardım.
Bireysel ahlakın sınırları içinde bir eleştiri olduğu için itiraf edeyim:
Haklı... Çok haklı!..

Yazının Devamı

Gerisi Beşiktaş ile Avcı’nın sorunu

23 Aralık 2019

Lider Sivasspor iki puan kaybettikten sonra sahaya çıkan takımlara derbi büyük umutlar vaat ediyordu ama aslında Yanal ile Avcı arasındaydı büyük maç! “Çanlar” onlar için çalıyordu.
Açık söylemek gerekirse ikisi de çok çalışmış bu derbiye. Lakin Ersun Yanal biraz daha fazla!
Düdük çaldığında bomba gibi derbi başladı... Samimi. İçten...
Bir kere mücadele vardı, pozisyon vardı, heyecan vardı ve en donuk futbolcu bile var gücüyle oynuyordu.
Muriç-Vida mücadeleleri bile yeterdi izlemeye. Burak’ın gayreti, Ozan’ın yükselişi, Atiba’nın sanki on yaş gençleşip yırtınması baştan sona müthişti. İşini yapmayan yoktu Kadıköy’de.
Lakin, “Agorafobik” ve evi dışında panik atak yaşayan Fenerbahçe sıcak yuvasında elli bin dostu arasında daha rahattı ve topa sahipti.
Sahi, biz biliyoruz da kimse söylemedi mi Fenerbahçe’nin Kadıköy’deki maçların ilk yarım saatte 10 gol attığını? Derbide bir gol bile hayati değil mi?

Yazının Devamı

Rus ruleti derbi!

20 Aralık 2019

İki Hoca’nın da kredisi dolu. İkisi de “yetersiz bakiye” veriyor. Derbi mihenk taşı... Turnusol kağıdı. Son sınav. Hesap zamanı. Bittiği anda bir kişiye yol var. Derbide kaybeden pılısını pırtısını toplar gider. Pazar akşamı değil tabi… Teknik direktörü göndermenin de bir adabı var.

“Rus ruleti” teşbih tabi... Allah geçinden versin, ne Ersun Yanal’ın ne de Abdullah Avcı’nın hayatı riskte değil.
Kaybedecekleri, sadece işleri.
Yumuşatalım... Yazı Tura gibi bir derbi var Pazar’a... Kaybeden gider.
İhtimal bu ya, para dik durur da kazanan olmazsa, herkes kaybeder. Kabul edilemez Fenerbahçe ile Beşiktaş’ın beraberliği.
“Eksik kaldık”, “haksız penaltı”, “Çakır bizi yaktı” bahanesine sığınmasın ikisi de. Onların görevi, takımın eksik kalmamasını sağlayacak zihinsel antrenmanı yaptırmak, penaltı olsa da cevabını verebilecek motivasyonu yaratmak, hakem hatalarına karşın mücadeleyi bırakmamaya, kazanmaya hazırlamak takımlarını.
Çaresi yok!

Yazının Devamı

Terim’e mektup!

17 Aralık 2019

Bravo Fatih Hoca’m... Sadece futbolun değil, medyanın da ciğerini biliyorsun. Hiçbir şey kaçmıyor senden.
Aynen dediğin gibi; geçen hafta reklam müdürümüz beni aradı... “Koç Holding’in kampanyası başlıyor gözünü seveyim Ali Koç’u savun, Fatih Terim’e yüklen “ dedi.
“Baş üstüne” dedim.
“Emredersiniz”!..
Kırk yıldır satmadığım kalemimi sürdüm namluya.
Bir ay önce yazdığım, geçen gün Hürriyet Gazetesinin manşete çektiği “Terim’in kimyasını bozan Ali Koç’tur” türünden sıktım sağa sola!
“Yaşasın Ali Koç, kahrolsun Fatih Terim”!..

Yazının Devamı

Elveda şampiyonluk!

16 Aralık 2019

Sivasspor mağlubiyeti Fenerbahçe’nin sınırlarını belirleyip kalitesindeki, yeteneklerindeki zaafları ortaya koymadı sadece... Fenerbahçe’nin futbol zekasındaki kusurları da belli etti.Sivasspor mağlubiyeti Fenerbahçe’nin sınırlarını belirleyip kalitesindeki, yeteneklerindeki zaafları ortaya koymadı sadece... Fenerbahçe’nin futbol zekasındaki kusurları da belli etti.Açık söyleyelim... On kere maç yapsalar, tümünü kazanırdı Sivasspor. Çünkü ortada zeka farkı var.Koşmak, mücadele etmek, basmak, hızlı olmak bir yana, futbol sadece ayaklarla değil akılla oynanıyorsa, Rıza Çalımbay Ersun Yanal’a beş basar!  Biri elindeki malzemeden en yüksek verimi alan hoca, diğeri her koşulda ezberini oynatmaya çalışan Yanal. Ezberi de mantıklı olsa!Yahu bir takım Barcelona’ya da Pendikspor’a da aynı kurgu ve taktikle oynar mı?Her şey belliydi... Sivasspor topu Fenerbahçe’ye bırakacak, ikinci bölgede baskı yapacak, kaptığı toplarla hızla rakip kaleye inecek. Orta sahada oyalanmayacak.Bu “atom karınca” Rıza

Yazının Devamı