Lider Sivasspor iki puan kaybettikten sonra sahaya çıkan takımlara derbi büyük umutlar vaat ediyordu ama aslında Yanal ile Avcı arasındaydı büyük maç! “Çanlar” onlar için çalıyordu.
Açık söylemek gerekirse ikisi de çok çalışmış bu derbiye. Lakin Ersun Yanal biraz daha fazla!
Düdük çaldığında bomba gibi derbi başladı... Samimi. İçten...
Bir kere mücadele vardı, pozisyon vardı, heyecan vardı ve en donuk futbolcu bile var gücüyle oynuyordu.
Muriç-Vida mücadeleleri bile yeterdi izlemeye. Burak’ın gayreti, Ozan’ın yükselişi, Atiba’nın sanki on yaş gençleşip yırtınması baştan sona müthişti. İşini yapmayan yoktu Kadıköy’de.
Lakin, “Agorafobik” ve evi dışında panik atak yaşayan Fenerbahçe sıcak yuvasında elli bin dostu arasında daha rahattı ve topa sahipti.
Sahi, biz biliyoruz da kimse söylemedi mi Fenerbahçe’nin Kadıköy’deki maçların ilk yarım saatte 10 gol attığını? Derbide bir gol bile hayati değil mi?
Ljajic’i kulübeye oturtan Abdullah Avcı’nın “topu Atiba ile Elneny toplar. Caner orta yapar, Lens, Diaby, Burak savunma arkasına sarkar” planı gerçekten çöktü ilk yarım saatte.
Çünkü karşısında, savunmayı Muriç meşgul ederken “sürpriz golcüler” ile kurulmuş bir Yanal planı vardı. Emre’siz, passız, doğrudan rakip kaleye gitmek üzerine hesaplı-kitaplı “en iyi savunma hücumdur” planı.
45 dakika tıkır tıkır çalıştı Yanal’ın fikri.
Sonraki 45’in ise finalinde.
Fenerbahçe çalıştı, bastı, topa rakibinin üç katı sahip oldu ve 20. dakikada Rebocho’yu elle oynamak zorunda bıraktı. Evet elle oynamadı, mecbur kaldı Beşiktaş’ın sol beki. Fenerbahçe çalıştı, bastı, topa rakibinin üç katı sahip oldu ve 20. dakikada Rebocho’yu elle oynamak zorunda bıraktı. Evet elle oynamadı, mecbur kaldı Beşiktaş’ın sol beki. Penaltı, geldiğinden beri bir türlü gerçek düzeyine yükselemeyen Kruse için noel hediyesi gibiydi… Kim bilir, belki geçmişi hatırlar. Zaten izleri vardı bu maçta. On dakika sonra Fenerbahçe’nin gerçek bir yardımlaşma ve mücadele golü vardı Kadıköy’de. Kruse, Muriç Beşiktaş savunmasını dağıtırken orta sahadan Ozan’ın baldır kaslarındaki güce teslim oldu Beşiktaş. Uzaktan ve temiz bir goldü ikinci. Ozan merdivenden tırmanan bir adam; nereye kadar çıkar belli değil.
Derbide ilk yarım saat bitmiş Fenerbahçe’nin büyüsü gitmişti. Önce “genç” kaleci Altay ile “büyük tecrübe” Burak’ın farkını gördük ki, oyun devam ederken Burak’ın önüne attığı topu ceza alanında serbest vuruşa sebep olarak geri alabildi Altay. Resmen bozdu Fenerbahçe’yi. Ürküttü. Titretti. Bireysel hatalarla dolu gecen sezonu hatırlattı.
Devamı, düşen Fenerbahçe ve Atiba’nın ustalığı ile yükselen Beşiktaş’ın dakikaları… Atiba, uzatmanın son saniyesinde skoru 2-1 yapan golü atıp Beşiktaş’ın soyunma odasına ümitli gitmesine sebep olduysa, bunda en büyük pay geriye yaslanan Fenerbahçe’nindi ama Atiba’nın gayretini futbol ödüllendirdi aslında!..
Abdullah Avcı ikinci yarı nihayet Ljajiç’i oyuna soktu ve en az on dakika Fenerbahçe’yi kurtarma görevi genç Altay’ındı. Ama geç kalmıştı. Çünkü Beşiktaş mağluptu, Ljajiç’in öne taşıdığı takım savunmada gedik veriyordu.
Beraberlik arayan Kartal’ın boşalan arkası ise Muriç’in cenneti oldu. 58. dakikada Muriç üçüncü Fenerbahçe golünü attı. Bu da 90 dakika içinde Beşiktaş’ın gerileme devri başlangıcı oldu.
Ersun Yanal, Fenerbahçe’nin sağdan ataklarının aksadığını çok iyi gördü ve çizgiye gitmek yerine ortaya girmeye çalışan Deniz’in yerine genç Ferdi’yi koydu. Çünkü Muriç’i olan Muriç’i beslemek zorundaydı. Bire on veren bir Muriç’i var Fenerbahçe’nin.
Derbi sonlanmadan Kruse-Ferdi, Ozan- Zanka değişimi Yanal’ın başarılı futbolcularını alkışlatmak dileğiydi, Burak-Umut değişimi ise çaresiz Avcı’nın “ya tutarsa” diye göle maya çalması; o kadar.
Her hamlesinde geç kaldı Avcı.
Yanal ile Avcı düellosunda kaybeden oldu... Bundan sonrası Beşiktaş ile Abdullah Avcı’nın problemi.