Düşünenlerin Düşüncesi

Düşünenlerin Düşüncesi

dusunce@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları

YAŞANIR KENTLER İÇİN BEŞ ÖNERİ
Şehrinizi dünyanın en yaşanır yerlerinden biri yapmak ister misiniz?

Bunu başarabilirsiniz ancak, bunun için oldukça çok çalışmak ve afetlerin nasıl önlenebileceğini bilmek ve planlama hatası yapmamak gerekiyor.

Eğer Sürdürülebilir Kalkınma Hedeflerine ilerlerken kimseyi geride bırakmayacaksak, 2050 yılına kadar dünya genelinde kent nüfusunun 6.4 milyara ulaşacağı ve iklim değişikliğinin kent yaşamı üzerinde çok daha fazla etki yapacağı belirsiz bir geleceğe karşı hazırlıklı olmamız gerekiyor.

Son 20 yıl içinde aşırı iklim hareketleri iki kat arttı ve büyük afetlerin yüzde 90’ının nedeni olarak kayıtlara geçti. Depremler ve tsunamiler daha fazla can kaybına yol açarken, aşırı iklim hareketleri kaynaklı olaylar her yıl 20 milyondan fazla kişiyi evlerinden eder hal aldı. Afetler küresel ekonomide de 500 milyar ABD Dolarının üzerinde bir kayba mal oluyor, her yıl 26 milyon kişiyi yoksulluğa itiyor.

Haberin Devamı

İklim değişikliğinin sonuçlarından etkilenmeyecek ülke ve şehir olmayacak. Yaşadığınız şehrin afet risklerine karşı ne kadar hazırlıklı olduğunu anlamak için bazı temel hususları bilmeniz gerekiyor. Bu hafta Malezya’nın başkenti Kuala Lumpur’da başlayan Dünya Kent Formu ile birlikte 5 öneri ön plana çıkıyor.

1 - İyi bir erken uyarı sistemi

Temel uyarı sistemlerinin kurulmuş olduğundan, bu sistemlerin uyarısının insanlara ulaşabildiğinden ve insanlar tarafından anlaşılabildiğinden ve uyarılara uyulabildiğinden emin olunması yoluyla şehirlerde afet yaşanması halinde can kayıplarını azaltabiliriz. Ayrıca, fırtına geçene ya da sel suları çekilene kadar insanların güvenli bir şekilde sığınabileceği yerler olması da gerekiyor.

2 - Kimse muhtemel tehlikelere açık yerlerde yaşamamalı

İskân ile ilgili kanunlar ve genelgeler ve bunların uygulanması yoluyla afetlere maruz kalan insan sayısını azaltmalıyız. Bu da insanların güvenli alanlarda ve bölgenin risk profiline uygun şekilde inşa edilmiş binalarda yaşadığı, çalıştığı ve okula gittiği anlamına geliyor. Riskin çok yüksek olduğu yerlere inşaat yapılmaması gerekiyor.

Haberin Devamı

3 - Kaynaklar yanlış kullanılmamalı

En pahalı okul, hastane, yol, resmi tesis bir fırtına ya da deprem sonrası yıkılıp yeniden yapılanıdır. Yeniden daha iyi şekilde inşa etmek bir fırsat teşkil edebilir, ancak öncelikle yıkılmayacak şekilde yapılarak ilave inşaat masrafı ortaya çıkarılmamalıdır, çünkü söz konusu masraf eğitim ve sağlık gibi tüm topluma fayda sağlayan alanlara yapılacak yatırımdan kaynakların başka tarafa aktarılması anlamına gelecektir. Özel sektör ve devlet hali hazırdaki ve gelecekteki afet risklerini göz önüne almadan önemli alt yapı projelerine başlamamalıdır.

4 - Kimse geride bırakılmamalıdır

Herkes afet durumlarına karşı hazırlığın bir parçası olmalıdır. Bir acil durum çantası hazırlayarak, kaçış yolunu bilerek veya yardıma muhtaç bir komşuya göz kulak olarak bu sürecin parçası olabilirsiniz. Hazırlıklar ve afetlere müdahale planı kadınları ve kız çocuklarını, engelli bireyleri ve yaşlıları da içermelidir. Yardıma muhtaç kişiler afet risklerini ve bu risklerin nasıl yönetileceğini genelde daha iyi idrak ederler. Afet riskleri yönetimi stratejilerinin geliştirilmesinde tüm toplumun işin içine dahil edilmesi gerekir. Toplumları güçlü kılmanın temeli budur.

Haberin Devamı

5 - Daha güvenli bir yarın için yatırımını bugünden yap

Afet risklerinin azaltılması genellikle az bir çabaya ancak büyük bir ileri görüşlülüğe dayanır. Örneğin, magrov ormanlarının veya kıyılardaki sulak alanların muhafazası seller ve fırtınalara karşı daha fazla koruma anlamına gelir. Arabanızı evinizde bırakmak daha az karbon salınımı yapmanızı sağlar ve karbon ayak izinizi azaltır. Afet risklerinin önlenmesi alanındaki büyük ölçekli yatırımlar değerlendirilirken, söz konusu yatırımlar sayesinde ekonomik kayıpların önleneceği ve yeniden inşa masrafı yaşanmayacağı için bire 15 yarar sağlanacağını unutmamak gerekir.

Dünya bir kent forumuna dönüşüyor, afetlere karşı güçlü şekilde hazır olmak sadece hayat kurtarmakla kalmıyor hayatlarımızın kalitesini de artırıyor.