Prof. Dr. Faruk Şen
Faruk Şen 1948’de Ankara’da doğdu. Ortaöğrenimine İstanbul Alman Lisesi’nde devam eden Şen, Almanya’nın WWU Münster Üniversitesi’nde işletme ekonomisi okuduktan sonra aynı üniversitede doktorasını yaptı. 1980’de Bannberg Üniversitesi’nde öğretim üyesi olarak çalıştı. 1981-85 arasında Duisburg Üniversitesi’nde çalışan Şen, 1985’te Bonn’da Türkiye Araştırmalar Merkezi’ni kurdu. 1991’de Essen Üniversitesi’nde profesör oldu. 2008’in sonuna kadar Türkiye Araştırmalar Merkezi’ni yöneten ve 180 araştırmaya imza atan Şen 2009’da Türkiye -Avrupa Eğitim ve Bilimsel Araştırmalar Vakfı’nın kurucusu olarak çalışmalarına devam etti.
Ortadoğu’nun lider ülkesi Türkiye ile Avrupa Birliği’ne yön veren Almanya artık çekişmeleri bırakıp, barışma yolunda adım atmalı. Ortadoğu’daki önemi son Birleşmiş Milletler oylamasında da ortaya çıkan 79 milyonluk Türkiye ile 82 milyonluk nüfusu ile Avrupa Birliği’nin 2018 bütçesi olan 144 milyar euro’nun yüzde 39’unu ödeyen Almanya’nın artık barışma zamanı geldi.
Türkiye Avrupa Eğitim ve Bilimsel Araştırmalar Vakfının son yaptığı araştırmada, Türkiye’nin AB’ye giden yolunu en fazla engelleyen ülke olarak halkımız yüzde 54 oranında Almanya olarak görürken, aynı araştırmada getirilen diğer bir soruda Türkiye ile Almanya barışmalı mıdır? sorusuna yüzde 67’si evet cevabını veriyor. Karşı taraftada Almanya’da Türkiye sorulduğu zaman Alman halkının yüzde 82’si Türkiye’ye turist olarak gitmeyi düşünmediğini anti demokratik bir ülke olduğunu belirtiyorlar.
Politikacıların sert tutumuİki ülke politikacıların karşılıklı suçlamaları halklarıda belirli ölçüde küskün hale getiriyor. Sorunlar Almanya’nın Ermeni soykırımı tasarısını kabul etmesi ile başladı. İncirlik üssü, basında Türkiye’yi suçlamalar, Türkiye’den Nazi atışmaları ile bu gelişti. Artık bunların bir son bulması lazım. 2018 yılına girerken geçtiğimiz ay Alman Cumhurbaşkanı Frank Walter Steinmeier iki kere Türkiye’ye telefon etti. Recep Tayyip Erdoğan Angela Merkel’e telefon etti ve Almanya’dan artık barışalım sinyalleri geliyor.
Türkiye ve Almanya ilişkilerinin düzelmesi için yapılması gerekenler:
1 - İlk yapılacak iş 2018 yılının ilk yarısında Alman Cumhurbaşkanı Frank Walter Steinmeier’i Türkiye’ye resmi bir ziyaret için davet etmek ve ikili ilişkiler konusunda olumlu adımlar atması ile ortaya çıkabilir. Almanya’nın Türkiye’ye vereceği en iyi cevap, bugüne kadar engellediği Gümrük Birliğinin iyileştirilmesi konusunda ileri adım atması ve 3 milyon 200 bin Türk’e yönelik yaptırımların azaltılması olur. 2018 yılı
iki ülkenin barışması için önemli bir yıldır.
2 - Sigmar Gabriel’in son açıklamaları bugüne kadar Gümrük Birliğinin iyileştirmesine engel olan Almanya’nın bu engeli kaldıracağına yönelik. Böylece Almanya, Avrupa Birliği’nde Brexit ile ayrılan İngiltere ve orta vadede üye yapmak istediği Batı Ukrayna ve barışma emeli olan Türkiye ile yeni bir statüyü gerçekleştirmek istiyor. 2018 yılının bahar aylarında Gümrük Birliği iyileştirmesi kapsamında adımlar atılması bekleniyor.
3 - Türkiye’ye yönelik Almanya’da basını büyük ölçüde yönlendiren gerek Sosyal Demokrat Partinin gereksede Hıristiyan Demokratların bundan sonra Alman basınına olumlu sinyaller vereceği de ortaya çıkıyor. Son Almanya görüşmelerimde bu konuda basından da sinyaller geldiğini görmek mümkün oldu.
4 - Almanya’nın Türkiye’den beklentisi şuanda Türkiye’de tutuklu bulunan Almanların özellikle basın mensuplarının bir an önce dava dosyalarının hazırlanıp mahkemeye çıkarılmasına yönelik. Türkiye’den bu adımın atılması Almanya’da politikacalarında elini rahatlatacak.
5 - Almanya Türkiye’deki ilişkilerini özellikle Ortadoğu’daki istemleri konusunda geliştirmek istiyor. İncirlik Hava Üssü’nü terk ederek Ürdün’e giden Almanlar Ortadoğuya yönelik Ürdün’den doğru dürüst izleme yapamadıkları
için İncirlik’e dönme konusunda ümitliler.
6 - Türkiye’den de olumlu sinyal olarak artık Almanya’yı suçlayan açıklamaların bitmesini istiyorlar. Bu konuda Türkiye’de son zamanlarda ılımlı bir
politika izliyor.
Tüm bunlara baktığımız zaman Almanya ile ilişkilerin iyileşmesi, AB yolunda ilerlemek isteyen Türkiye’nin önünü açarken, ikinci bir adım olarak da Ortadoğu konusunda bir Alman-Türk iş birliği başlayabilir. ABD ile ilişkileri her geçen gün kötüleşen AB ve özellikle Almanya’nın daha fazla Türkiye, Rusya, İran ve Çin’e yaklaştığını görebiliriz.