S-400 ve Tektonik Kayış

1 Ağustos 2019

S-400 hava savunma sisteminin Rus uçakları tarafından parçalar halinde Ankara’ya getirilmesi, ABD ve AB ülkeleri üzerinde büyük bir etki yarattı. ABD tarafından Türkiye’nin F-35 uçağı proje ortaklığının askıya alındığı ilan edildi. AB yaptırım kararları alacağını açıkladı. İngiliz kaynakları, Türkiye’nin S-400 hamlesini; jeopolitik olarak bir tektonik kayma yarattığı şeklinde duyurdu. Tektonik, parçalanıp dağılmış yer katmanlarının birbirleri ile olan ilgilerini araştıran bir bilim dalı.  Dünyadaki tektonik tabakalarda ve faylarda herhangi bir kayma yaşanırsa, genelde büyük depremlerin ve tsunamilerin olacağı tahmin edilir. Batı medyasının, S-400 alımının yaratabileceği etkiyi böyle bir benzetme yaparak ortaya koyması, elbette önemli. Amerikan kaynakları ise Türkiye’nin bu kararını Batı’ya bir meydan okuma olarak verdi. Tabi, Batı’nın bu çarpıcı tespitleri karşısında, şu üç soruyu da sormak gerekiyor. Uluslararası ilişkilerde herhangi bir tektonik kayma mevcut mudur? Böyle bir kayma yaşanıyorsa, bu kaymanın müsebbibi

Yazının Devamı

Mesleki eğitim merkezleri güçleniyor

21 Temmuz 2019

Milli Eğitim Bakanlığı’nın (MEB), mesleki ve teknik eğitim faaliyetlerine ilişkin dün kaleme alınan inceleme yazısının ikinci bölümü

Kalfalık ve Ustalık Belgesi Sınavları

Mesleki eğitim merkezlerinde 27 alan ve 142 dalda kalfalık ve ustalık sınavları yapılmaktadır. Veriler incelendiğinde son yıllarda bu sınavlara başvuruların giderek arttığı görülmektedir. Başvuru sayısı artmasına rağmen kalfalık ve ustalık sınavları yılda sadece iki kez yapılabiliyordu. MEB sınavlara yönelik taleplere hızla cevap verebilmek ve dönemsel beklemeleri de önlemek için iki alanda iyileştirme yaptı.

Önceki öğrenmelerin tanınması, denklik ve ölçme değerlendirme işlemleri ile ilgili usul ve esaslara ilişkin yönergede yapılan değişiklikle kalfalık ve ustalık sınavları artık iki ayda bir yapılabilmektedir. Yönergede yapılan değişiklikle ihtiyaç durumuna göre MEB, bazı il ve mesleki eğitim merkezlerinde bu sınavların her ay yapılmasını da sağlayacaktır. Dolayısıyla kalfalık ve ustalık sınavları artık yılda en az altı kez toplu olarak yapılacak, ihtiyaç durumuna göre her ay da yapılabilecektir.

Yazının Devamı

Mesleki eğitim merkezleri güçleniyor (1)

20 Temmuz 2019

Milli Eğitim Bakanlığı (MEB), mesleki ve teknik Anadolu liseleri ve mesleki eğitim merkezleri olmak üzere iki farklı okul türü üzerinden mesleki ve teknik eğitim vermektedir. Mesleki eğitim merkezlerinde öğrenciler haftada bir gün okula devam ederken diğer günler iş yerlerinde eğitim almaktadır. Böylece iş yerleri yani sektörler doğrudan mesleki eğitime katkı sunmaktadırlar. Mesleki eğitim merkezlerindeki eğitim, ortaokuldan sonra dört yıllık zorunlu eğitim kapsamındadır. Bu merkezlerde aynı zamanda geleneksel çırak-kalfa-usta eğitimi de sürdürülmektedir. 11. sınıfın sonunda başarılı olanlar kalfalık ünvanı almaktadır; 12. sınıf sonunda başarılı olanlar ise usta olarak mesleki eğitim merkezlerinden mezun olmaktadır. Halen 323 adet mesleki eğitim merkezinde yaklaşık 100 bin öğrenci eğitime devam etmektedir.

Mezunların istihdam durumu

Mesleki eğitim merkezlerinden mezun olanlar büyük oranda mezun oldukları alanda istihdam edilmektedir. Örneğin 2018 yılında mezun olanların %88’i mezun oldukları alanlarda çalışırken %75’i dört yıllık eğitimleri boyunca iş yeri eğitimi

Yazının Devamı

Öteki’ni insan olarak görmemeye son!

13 Temmuz 2019

Nermin Subasic, paramiliter gruplar tarafından katledilip kemikleri Srebrenitsa ve etrafına saçıldığında yalnızca 19 yaşındaydı. Avrupa’nın yakın tarihinin en karanlık sayfalarından biri olan Srebrenitsa soykırımı sırasında sadece Nermin değil, 8.300’den fazla erkek, kadın ve çocuk hunharca katledildi. Eğer Srebrenitsa ve Zepa Anneleri olmasaydı, onların başlarına gelenler belki de unutulup giderdi.

Bu anneler, eşler ve kız kardeşler; gözyaşlarını sildiler ve acılarını bir amaca bağladılar. İntikam peşinde koşmadan, yirmi dört yıldır durmaksızın adalet çağrısında bulunuyorlar. Ve bizlere mesajları da şudur: Öteki’ni insan olarak görmemeye son verin.

Çoğu insan Srebrenitsa soykırımını bilmiyor, bilmek de istemiyor. Diğerleri de bunun yerel bir mesele olduğunu, dünyanın geri kalanıyla ilgisi olmayan bir tarih kazası olduğunu düşünüyor. Bu zihniyet, yalnızca ilgisizlik veya görecelilikten ibaret olmamakla birlikte, aynı zamanda Avrupa’da çok yaygın olan Müslüman karşıtı algıyı da ortaya koymaktadır. Srebrenitsa soykırımının dini bir temelinin olduğu inkâr edilemez. Bu insanlar sırf Müslüman oldukları için öldürüldü. Tüm bu olanlar ise, neler olduğunu bilen ancak yalnızca uzaktan

Yazının Devamı

ABD’nin Ankara’ya gönderdiği mektup üzerine

22 Haziran 2019

Olaylar ve taraflar aynı bugünlere benziyor. Bir tarafta bugünün Roma İmparatorluğu gücüne sahip ABD ve Batı ülkeleri, diğer tarafta bazı Batı ülkeleri tarafından yaratılan problemlerle boğuşan, dövüşen ve ezilen diğer ülkeler.

Bundan birkaç yıl evvel mesleğim icabı katıldığım bir kongrede, San Diego’da (ABD), Amerikan Deniz Kuvvetleri’nin tümüne ev sahipliği yaptığı bir koya bakan kongre salonlarından birinde, %90’1 Amerikalı olan ve bizim gibi çok az sayıda Amerikalı olmayan beyin cerrahlarının önünde, eski ABD Dışileri Bakanı Henry Kissinger davetli konuşmacı olarak konuştu. Konuşması uzundu, fakat baz bölümleri bizim yaşadığımız bölge ile ilgiliydi. “Biz bugünün Romasıyız ve bir şekilde dünyaya yön veriyoruz (gülerek ve istihza ile).Ortadoğuya bugünlerde orada hiç olmayan demokrasiyi götürüyoruz” dedi. -Ülkemizin adını vererek- ve bizi komşu ülkelere karşı tampon ülke olarak tarif etti.

Günümüzden 2046 yıl önce (M.Ö. 27’de) Roma İmparatoru Augustos ölmeden önce bir emirname yayınlıyor. Bu emirler zinciri bir demir levhaya yazılıyor. Ve Roma’nın bütün eyaletlerine gönderiliyor. Bu arada bir Roma eyaleti olan Angora’ya (bugünkü Ankara) da gönderiliyor. Bu buyrukların yazıldığı

Yazının Devamı

Almanya’da yatırım ve oturum imkanları

9 Haziran 2019

Almanya neden ticari yatırımların cazibe merkezi?

Almanya mükemmel altyapısı, yaratıcı işletmeleri ve yüksek satın alma gücü sayesinde son yıllarda Türkiye’den gelen yatırımcıların gözdesi haline geldi. Özellikle gayrimenkul alımı ve şirket kuruluşunda artış söz konusu. İster yeni şirket veya şube kuruluşlarında, ister gayrimenkul alımında Almanya ve özellikle Berlin Türk vatandaşları tarafından tercih edilmekte. Bunun temel sebeplerinden birisi mutlaka Almanya’nın güçlü ekonomisi ve gayrimenkul fiyatlarının özellikle Berlin’de, diğer Avrupa başkentlerine nazaran daha düşük fakat uzun vadeli istikrarlı olması. Bunun dışında Türk markalarına ve ürünlerine Türkiye Cumhuriyeti tarafından sağlanan desteklerde birçok
girişimcinin Almanya piyasasına girmesini teşvik etmekte ve büyük bir kolaylık sağlamakta.

Antlaşma imzalandı

Türkiye ile Almanya arasındaki ticari ilişkiler hangi yıllara dayanmakta?

Almanya ve Türkiye’nin ticari ilişkileri Osmanlı Dönemine dayanmakta. 2 Nisan 1761 tarihinde Prusya ile Osmanlı İmparatorluğu arasında “Dostluk, Gemicilik ve Ticaret Antlaşması” imzalanmıştır. 1856 yılında ilk telgraf Siemens tarafından İstanbul’da kurulmuştur. 20. yüzyılın başında Philipp

Yazının Devamı

Dünya Çevre Günü ve endüstri 4.0 devrimi

5 Haziran 2019

BM, 5 Haziran’ın Dünya Çevre Günü olmasını 1972 yılında kararlaştırdı ve her sene üye ülkelerde 5 Haziran Dünya Çevre Günü olarak çeşitli etkinliklerle kutlanıyor.

Çevreye yönelik olan duyarlılık 1950’ler ve 60’larda dünyamızın aşırı derecedeki kirlenmesi sonucunda ortaya çıkmıştır. Temiz hava, su, toprak yasaları başta ABD olmak üzere gelişmiş ülkelerde uygulanmaya başlanmıştır. 1980’lerin sonuna gelindiğinde ülkeler ve bölgeler bazında çevreye bakış daha küresel boyutta ele alınmaya başlanmıştır. Nerelerde asit yağmurlarının olduğu, herkesi çevre kirlenmesi konusunda uyarmış ve önlemler almaya yöneltmiştir. Sürdürülebilir kalkınma, ekonomik büyümeyi çevreyi koruyarak yapma anlayışına dayalı uygulamalar olarak öne çıkmıştır. Bu yönlü uygulamalar genellikle hükümetlerden daha çok özel işletmeler ve sivil toplum örgütleri tarafından gerçekleştirilmeye çalışılmıştır. 1990 ve 2000’li yıllara gelindiğinde topluluklar, ağlar olarak bilinen yeni oluşumlar hem dijital hem de gerçek dünyada etkilerini artırarak sürdürmektedir.

‘Kirleten öder’

Bugüne kadar çevre konusunda atılan olumlu adımların yanında toplu bir başarı elde edilememesinin bir çok nedeni vardır. Genellikle sözü edilen iki

Yazının Devamı

Kuran bedensel ve ruhsal sırlarımıza ışık tutuyor

4 Haziran 2019

Varlıklar içinde en girift, en karmaşık ruhsal ve bedensel yapıya insanın sahip olduğu herkesin kabul ettiği bir gerçektir. Bu yüzden en yoğun, en derin bilimsel çalışmalar insanın ruh ve beden dünyasını tanımak amacıyla yapılmaktadır. Ama henüz, “bu iş tamam” denecek noktadan çok uzaktayız. Bütün keşiflere, buluşlara rağmen insanın maddi varlığı da ruhsal varlığı da birçok sırrı saklamaya devam ediyor. İnsan organizması üzerinde yapılan bilimsel araştırmalar sonucunda övünülecek başarılar elde edilmiştir. Bu sayede kalp, ciğer, böbrek gibi hayati organlarımızın bedenimizdeki rol ve fonksiyonları çok iyi tanımlanmış, bunlara dayanarak organ nakilleri sıradan operasyonlar haline gelmiştir.

Bunun yanında adaletin tecellisine imkân vermekle toplumsal hayatın kalitesini yükselten bedensel keşifler de söz konusu olmuştur. Sözgelişi dünyadaki yaklaşık yedi milyar insandan her birinin parmak izinin diğerinden farklı oluşunun keşfi, insanı maddi ve fiziksel yönden tanımada çok büyük bir adım teşkil etmiştir.

Devrime yol açtı

Birçok olayda parmak izinden hareketle suçluların hiçbir şüpheye meydan vermeyecek netlikte tespiti, kriminolojide bir devrime yol açmıştır. DNA’nın keşfi ise, insan

Yazının Devamı