Düşünenlerin Düşüncesi

Düşünenlerin Düşüncesi

dusunce@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları

Sihirli çözümler mi  sihirli metotlar mı

Son gelişmeler Türkiye’nin en kısa zamanda mülteci hukukunu ve mülteci politikalarını partiler üstü bir yaklaşımla kapsamlı biçimde ele almasının zamanının geçmekte olduğunu gösteriyor.  Bu konuda acil bir uzlaşma sağlanamazsa gerek ülkedeki 3.6 milyon Suriyeli mülteci ile 400 bin kadar başka ülke vatandaşı mülteci için gerekse Türk toplumu için zor günler yaşanacaktır.

Maalesef son yerel seçimlerin sonuçları mülteciler politikasında bir uzlaşma sağlanmasının uzağında bulunduğumuzu gösteriyor. 31 Mart yerel seçimlerinde Bolu Belediye Başkanı seçilen CHP’li Sayın Tanju Özcan’ın verdiği “Yabancı uyruklu kişilere yardımı kesin” talimatı, bizzat CHP çevrelerinin ifadelerine göre tekrar edilen İstanbul belediye seçimlerinde partinin oy artışındaki en etken faktör oldu.    

Haberin Devamı

‘Aynı ev seviyesinde’

Güvenilir araştırma şirketlerinden KONDA’nın yaptığı son nabız yoklamasında Şubat 2016’dan Temmuz 2019’a kadar olan sürede ‘Suriyeli sığınmacılarla ilişkimiz aynı ev seviyesinde olabilir’ diyenlerin oranının yüzde 14’ten 7’ye düşmesi de siyasi partiler için kolay oy havuzunun, sağduyulu politikalardan bizi uzak tutacağının haberini veriyor. Nitekim Avrupa’da yıllardır tanık olduğumuz bir gelişmenin Türkiye’de de tekrarlandığına tanık oluyoruz. 1990’lardan bu yana Avrupa Birliği’ne üye ülkelerdeki aşırı sağ ve popülist partiler seçim stratejilerini yabancı düşmanlığı ve göçmen/mülteci karşıtlığı üzerine kurarak hayal edemeyecekleri oy oranlarına eriştiler, iktidara çok yaklaştılar. Bu durum Avrupa’nın Sosyal Demokrat, Liberal, Muhafazakâr hatta Yeşiller partilerini de olumsuz etkiledi. Söz konusu partiler de söylemlerini, yabancıların, mültecilerin haklarının kısıtlanması yönünde değiştirdiler. Bunun en güzel örneğini İsveç’in mülteciler için kalıcı ikamet imkânlarının önünü kapama yönündeki yeni yasal değişiklikleri oluşturuyor.

Mültecilerle ilgili tartışmaların son bir haftada alevlenmesine, Suriyeli mülteci karşıtlığının artışına bir yanıt olarak İstanbul valiliğinin aldığı siyasi motivasyonlu idari tedbirler yolaçtı. Valiliğin attığı adımlar, 15 Milyon nüfuslu İstanbul’da sayılarının yaklaşık 200,000 olduğu öne sürülen ve yönetmeliklere göre bu kentte ikameti olmayan Suriyeli mültecilerin kente getirdiği ağır yükün azaltılması isteğinden kaynaklanmış olabilir.  Ama bu adımların zamanlaması, siyasi faktörün ön planda bulunduğu görüşünü kuvvetlendiriyor.

Haberin Devamı

Test etmek çok zor

İstanbul valiliğinin açıklaması, özellikle bazı dış yayın organlarında Türkiye’nin Suriyeli mülteciler için bir güvenli ülke olmaktan çıktığı yorumlarına yol açtı. Bu yorumların temelinde, İstanbul’da son 10 gün içinde bazı Suriyeli mültecilerin polis tarafından gözaltına alınarak Suriye rejim güçleri ve Rus savaş uçaklarının yoğun saldırılarına maruz kalan İdlib’e geri gönderildikleri iddiası yatıyor. Söz konusu haberlerde kaç Suriyelinin hangi gerekçelerde geri gönderildikleri belirtilmemekle beraber, geri gönderildikleri iddia edilen bazı kişilerin telefonla İdlib’den gazetecilere söyledikleri kanıt olarak sunuluyor.

Haberin Devamı

Uluslararası mülteci hukukunun geri göndermeme ilkesinin (Mülteci Sözleşmesi Madde 33) ihlali olduğu belirtilen haberlerde Türkiye’nin 2011’den bu yana izlediği uluslararası koruma politikasından büyük bir dönüş yaptığı iddia ediliyor. Bu iddiaların doğruluk derecesini test etmek şu an için çok zor. Mültecilerin korunması ve onlar için kalıcı çözümler bulunmasıyla görevli Birleşmiş Milletler Mülteciler Yüksek Komiserliği (UNHCR) konuyla ilgili doğrulayıcı ya da yalanlayıcı hiçbir açıklamada bulunmazken, İçişleri Bakanı Sayın Süleyman Soylu,  Türkiye’nin geçici koruma altındaki hiçbir Suriyeli mülteciyi geri göndermediğini ve geri göndermeyeceğini duyurdu.

YARIN: Politika değişikliği zor