FARKLI BİR 30 AĞUSTOS YAZISI

30 Ağustos 2019

,

Hacettepe Üniversitesi Beyin Cerrahisi bölümünden 18 Aralık 1972 günü ihtisasımı bitirdiğime dair belgeyi aldıktan 12 gün sonra askerlik görevimi yapmak için 1 Ocak günü Samsun’daki sağlık personeli eğitim kurumu olan (eski bir Amerikan tesisinin Türk ordusuna bırakılmış bölümüne) müracaat ettim. İlk günün o karışık, bizleri şaşkına döndüren biraz da tatlı kargaşası içinde, saçlarımızın kesilmesi ve vücutlarımıza uyan veya uymayan yeni giysilerle ertesi sabah birer asker namzedi olarak uyandık. 12 Mart Muhtırası sonrası, askerlerin bizlere olan davranışları (doktor ve sağlık personeli için söylüyorum) çok katı ve ağır disiplin uygulamalarını kapsıyordu. Birkaç ay süren tam bir er eğitim süreci geçirdik. Bu süre ben ve arkadaşlarım için zor fakat çok unutulmaz anlarla dolu bir süreç oldu. En azından birbirimize her zamankinden fazla güvendiğimiz bir yaşam şekli oldu. Bizlerde çok olumlu, unutulmaz izler bıraktı. Daha sonra kıtalar ve belirli hastaneler ile sağlık

Yazının Devamı

Özgürlükler ve güvenlik dengesinde AYM

24 Ağustos 2019

* Dünden devam

1. İHAM Emsal İçtihatları

Aşağıda İHAM’ın konuya ilişkin kriter ve içtihatlarına yer vereceğiz. AYM’nin bu yaklaşımlarının sorunlu olduğu, sözleşmeyi imzalayan devletlerin özellikle terör konusunda ifade özgürlüğüyle ilgili (İHAS. md. 10. Ay. madde 26.) devletlerin takdir marjının daha fazla olduğu, mesajın zamanı, yeri, ülke koşulları, başvuranların statü veya kimlikleri, kullanılan araçlar, özgürlük ve güvenlik dengesi, kamusal yarar ile kişisel özgürlükler, müdahalenin orantılılığı gibi kriterleri değerlendirmediği görülmektedir. İHAM içtihatlarına rağmen nedense AYM yorum yaparken kamusal yarar yerine bireysel özgürlüğü tercih etmiştir. Dolaylı propagandayı mevzuata rağmen benimsememiştir.

4.i. İnsan Hakları Avrupa Komisyonu (İHAK) Alman Komünist Partisi ve Diğerleri Davasında (257/57): Sözleşmenin 17’nci maddesi

Yazının Devamı

Özgürlükler ve güvenlik dengesinde Anayasa Mahkemesi

23 Ağustos 2019

“…AYM, Danıştay ve YSK’nın kararları farklı açılardan da olsa Anayasa ve yasalara aykırılık teşkil etmektedir. Bu aykırılığın temelinde yasa koyucunun iradesine müdahale etme, bu iradeyi bizzat kullanma arzusu vardır.

...Bu durum, bir yandan yargının toplumsal itibarına ve güvenilirliğine onarılması zor zararlar vermekte, diğer yandan da Cumhuriyetin jüristokratik niteliğini daha da görünür kılmaktadır.

...Yaşadığımız sorun, siyasetin bürokratik iktidarca kuşatılmış olmasıdır. En önemli ayağı yargısal aktivizm/ müdahaleciliktir sonuçta siyasal alanı alabildiğine daraltmaktadır. …toplumsal ve ekonomik alanlar da gitgide yargısal iktidar tarafından kuşatılmaktadır. Bu jüristokratik yayılma ve tahakküm, demokrasiyi tehdit etmekte, demokratik hesap verebilirliği olmayan organların, temel siyasal ve toplumsal kararları alması meşruiyet krizine yol açmaktadır.

...Sonuçta demokratik siyasetin bağımsızlığını kaybetmesine yol açmaktadır… yüksek yargının oluşumunda parlamentoyu söz sahibi kılacak bir anayasa değişikliğinin bir an önce yapılması

Yazının Devamı

Müslümanların hayatında teori ve pratik çelişkisi

12 Ağustos 2019

Zamanımızda var olan hiçbir dinin ve hiçbir ideolojinin teorisi/nazariyesi ile mensuplarının davranışları arasında, Müslümanlık ve Müslümanlarınki kadar terslik, uyuşmazlık, çelişki yoktur. Günümüzde Müslümanların büyük çoğunluğu İslam’ın iyilik, güzellik, bilhassa dürüstlük adına verdiği buyrukların neredeyse hiçbirine uyma gereği duymadan, bu konuda en küçük çaba göstermeden hayatını sürdürüyor ve gerine gerine “Müslümanım!” diyorlar. Bunu söylerken de İslam’ı yalnızca namaz, oruç gibi belirli ibadetlerin yapılmasıyla; kadınların örtünmesiyle; alkollü içkilerden uzak durulmasıyla gereği yerine getirilen bir din olarak algılıyorlar.

Müslümanlar; Müslümanlığın Hak ve adalete, kul (insan) haklarına riayete; verilen sözü tutmaya; yalandan, hileden, sahtekârlıktan mutlak bir şekilde uzak durmaya; gerçek Müslümanlığın ancak bunlarla mümkün olduğuna dair açık seçik buyruklarından hiç

Yazının Devamı

Yabancı statüsünde olan dört grup

7 Ağustos 2019

Türkiye’nin, öncüleri arasında bulunduğu ve 2018’de onaylanan Küresel Mülteci Mutabakatı çerçevesinde aralık ayında en üst düzeyde katılmaya hazırlandığı Küresel Mülteci Forumu toplantıları öncesinde bağlı olduğu uluslararası ilkelerinden sapma anlamına gelecek bir politika değişikliğine gitmesi mümkün görülmemektedir.

Ancak tüm bu argümanlara karşılık eğer geri gönderme gerçekleştiyse, bunun hukuki boyutuyla ele alınması gerekir.

Bazı savlara göre geçici koruma altındaki Suriyelilerin geri gönderilmeyeceği resmen açıklanmış olmakla beraber, veri güncellemeleri sırasında kayıtları yenilenmediği için bazı Suriyeliler geçici korumadan çıkarıldıkları gerekçesiyle geri gönderilmiş olabilirler.

Sayı 500 binden fazla

Zorla geri gönderilme iddialarının gerçek olabileceğine yukarda sıraladığımız ikinci dereceden delillerle karşı çıkarken, İstanbul valiliğinin açıklamasındaki unsurlar üzerinde dikkatle düşünmemiz gerektiğine inanıyoruz. Valilik açıklamasında başlıca

Yazının Devamı

Sihirli çözümler mi sihirli metotlar mı?

6 Ağustos 2019

Son gelişmeler Türkiye’nin en kısa zamanda mülteci hukukunu ve mülteci politikalarını partiler üstü bir yaklaşımla kapsamlı biçimde ele almasının zamanının geçmekte olduğunu gösteriyor.  Bu konuda acil bir uzlaşma sağlanamazsa gerek ülkedeki 3.6 milyon Suriyeli mülteci ile 400 bin kadar başka ülke vatandaşı mülteci için gerekse Türk toplumu için zor günler yaşanacaktır.

Son yerel seçimlerin sonuçları mülteciler politikasında uzlaşma sağlanmasının uzağında Bolu Belediye Başkanı seçilen CHP’li Sayın Tanju Özcan’ın verdiği “Yabancı uyruklu kişilere yardımı kesin” talimatı, bizzat CHP çevrelerinin ifadelerine göre tekrar edilen İstanbul belediye seçimlerinde partinin oy artışındaki en etken faktör oldu. KONDA’nın yaptığı son nabız yoklamasında Şubat 2016’dan Temmuz 2019’a kadar olan sürede ‘Suriyeli sığınmacılarla ilişkimiz aynı ev seviyesinde olabilir’ diyenlerin oranının yüzde 14’ten 7’ye düşmesi de siyasi partiler için kolay oy havuzunun,

Yazının Devamı

Politika değişikliği zor

5 Ağustos 2019

Siyasi kaygılarla ortaya konulan söylemler dışında Türkiye’nin Suriyeli mültecilerle ilgili politika değişikliğine yönelik gelişmelerin olduğunu söylemek de oldukça zor. 2014 yılında yürürlüğe giren 6458 numaralı Yabancılar ve Uluslararası Koruma Kanunu’nun Dördüncü Maddesi, geri göndermeme ilkesine bağlılığı açıkça vurgulamaktadır. Ayrıca 8 yılı aşkın bir zamandır Türkiye uyum/entegrasyon konusundaki tüm acemiliklerine ve eksikliklerine rağmen 3.6 milyon mülteciye dokuz yıldır sağladığı uluslararası korumayı politikasının temeli yapmayı sürdürüyor. Üstelik İdlib, şu an Türkiye’nin de parçası olduğu “çatışmasızlık bölgesi” olup yoğun rejim ihlallerine sahne olmakta, Ankara da bu ihlalleri uluslararası platformlarda şikayet etmektedir. Eğer bazı Suriyelileri sınır dışı ediliyorsa bunu Afrin, Cerablus gibi Türk askerinin koruması altındaki bölgeler varken İdlib’e göndererek yapıldığını ileri sürmek, Türkiye’yi katmerli bir vicdansızlıkla suçlamak anlamına gelir. Öte

Yazının Devamı

Sihirli çözümler mi sihirli metotlar mı?

4 Ağustos 2019

Son gelişmeler Türkiye’nin en kısa zamanda mülteci hukukunu ve mülteci politikalarını partiler üstü bir yaklaşımla kapsamlı biçimde ele almasının zamanının geçmekte olduğunu gösteriyor.  Bu konuda acil bir uzlaşma sağlanamazsa gerek ülkedeki 3.6 milyon Suriyeli mülteci ile 400 bin kadar başka ülke vatandaşı mülteci için gerekse Türk toplumu için zor günler yaşanacaktır.

Maalesef son yerel seçimlerin sonuçları mülteciler politikasında bir uzlaşma sağlanmasının uzağında bulunduğumuzu gösteriyor. 31 Mart yerel seçimlerinde Bolu Belediye Başkanı seçilen CHP’li Sayın Tanju Özcan’ın verdiği “Yabancı uyruklu kişilere yardımı kesin” talimatı, bizzat CHP çevrelerinin ifadelerine göre tekrar edilen İstanbul belediye seçimlerinde partinin oy artışındaki en etken faktör oldu.    

‘Aynı ev seviyesinde’

Güvenilir araştırma şirketlerinden KONDA’nın yaptığı son nabız yoklamasında Şubat 2016’dan Temmuz 2019’a kadar olan sürede ‘Suriyeli

Yazının Devamı