1923 yılından bugüne...

27 Kasım 2019

Her yıl bugün bazıları birbirine benzese de öğretmenlerimiz için bir şeyler söylemeyi, yazmayı, beni yetiştiren öğretmenlere karşı borç bilir ve yazmaya çalışırım.

Öğretmenler Günü’yle ilgili bir anımı anlatmak istiyorum.

Ben beyin cerrahıyım. Mesleğimle ilgili birçok toplantıya katılırım ve konuşmacı olarak da bulunurum. Yine böyle bir toplantıda kürsüye konuşmacı olarak çıktığımda, konuşma müddetini aşmamak için saatimi masaya koydum. Tam konuşmaya başlayacağım sırada gözüm saatteki tarihe takıldı ve 24 Kasım’ı gördüm. Refleks olarak İsmail Hikmet Ertaylar’ın öğretmen marşını bağırarak söylemeye başladım.

Candan açtık cehle karşı bir savaş,

Ey bu yolda ant içen genç arkadaş!

Öğren, öğret hakkı halka, gürle coş;

Durma durma koş.

Yazının Devamı

‘Kılavuz geçiyor’

29 Ekim 2019

"Evimiz İzmit demiryoluna dik sokaklardan birinde ve demiryoluna çok yakındı.

‘Kılavuz geçiyor’ diye bir ses işittik mi, üstümüzde ve ayağımızda ne varsa değiştirmeden, çocuk sevinciyle, demir yolunun kenarındaki yüksek korkuluklara koşar, tutunur, beklerdik.

Kılavuz demek, O’nu ve bir kısım yakın arkadaşlarını Ankara’dan İstanbul’a gelişinde taşıyan yük vagonlarıyla otomobilleri de götüren ön haberci tren demekti. Biz ona ‘Kılavuz’ adını takmıştık. Beklerdik, bazen dakikalar, bazen saatler geçerdi. İki dev lokomotifin çektiği tren, İzmit’in ortasından girer
ve biraz da yavaşlardı.
(Beyaz tren derdik O’na.) Vagonların pencere hizası bembeyazdı. Ve O, en arka vagonun en sonunda, balkonda durur, bize el sallardı.

Çocuk gırtlağımızın bütün gücüyle haykırıp, sıçrayarak, koşarak el sallardık: ‘Güle güle, güle güle!’ Acaba nasıl bir yaratık idi? Ölmezliğin sembolüydü adeta!

Bir 29 Ekim’de İzmit Bahriye (deniz) üssünde Cumhuriyet Balosu’na gitmek için

Yazının Devamı

Irak'ta protesto gösterileri ne ifade ediyor?

5 Ekim 2019



1983’te Ankara’da doğdu. Abant İzzet Baysal Üniversitesi Uluslararası İlişkiler Bölümü Doktora Programında eğitimini sürdürüyor. Yüksek Lisans tezini “Saddam Sonrası Dönemde Türkmenler ve Kerkük” konusunda yazdı. Sıklıkla Ortadoğu coğrafyasında saha çalışmaları yapmakla birlikte, Birleşmiş Milletler gözlemcisi olarak Irak ve Afganistan seçimlerinde uluslararası gözlemci ekiplerinde yer aldı. Çalışmalarına ORSAM bünyesinde Irak Çalışmaları Koordinatörü olarak devam ediyor.Irak’tan bir yılın ardından yeniden protesto gösterileri patlak verdi. Söz konusu gösterilerin artık Irak için klasikleştiğini söylemek mümkün. 1 Ekim 2019’da başlayan gösteriler, hükümetin önlem çabalarına rağmen kısa vadede duracak gibi de görünmüyor. Bu anlamıyla Irak halkının zincirlerini kırdığı söylenebilir. Gösterilerde özellikle gençlerin başı çekiyor olması, gösterilerin en belirgin niteliğini oluşturuyor. Zira Irak halkının büyük

Yazının Devamı

Vesayet kurumu ve çocuklar

7 Eylül 2019

Ali Em, 1976 yılında Ankara Üniversitesi Hukuk Fakültesi’nden mezun oldu. Yurdun çeşitli yerlerinde hâkimlik görevlerini yaptıktan sonra, Adalet Bakanlığı’nda Kanunlar Genel Müdürlüğü görevinde bulundu. 2002 tarihinde Yargıtay üyeliğine, 2007 tarihinde Yargıtay Büyük Genel Kurulu’nca Yüksek Seçim Kurulu (YSK) üyeliğine seçildi ve daha sonra Yüksek Seçim Kurulu Başkanlığı görevinde bulundu. Kanun hazırlama komisyonlarında görev aldı.




Haziran ayının 12. gününün “Dünya Çocuk İşçiliği ile Mücadele Günü” olması, dünyanın birçok ülkesinde olduğu gibi ülkemizde de çocuk işçiliği sorununun yanında, çocukların işçilik dışı başka sorunlarının bulunması nedeniyle; bu konuları toplumun gündemine taşıyarak çözüm üretmenin ve giderilme yollarının araştırılmasının ve gösterilmesinin önemi büyüktür. Bu çalışmada çocuklarla ilgili bazı sorunlara ve çözüm yollarına işaret

Yazının Devamı

FARKLI BİR 30 AĞUSTOS YAZISI

30 Ağustos 2019

,

Hacettepe Üniversitesi Beyin Cerrahisi bölümünden 18 Aralık 1972 günü ihtisasımı bitirdiğime dair belgeyi aldıktan 12 gün sonra askerlik görevimi yapmak için 1 Ocak günü Samsun’daki sağlık personeli eğitim kurumu olan (eski bir Amerikan tesisinin Türk ordusuna bırakılmış bölümüne) müracaat ettim. İlk günün o karışık, bizleri şaşkına döndüren biraz da tatlı kargaşası içinde, saçlarımızın kesilmesi ve vücutlarımıza uyan veya uymayan yeni giysilerle ertesi sabah birer asker namzedi olarak uyandık. 12 Mart Muhtırası sonrası, askerlerin bizlere olan davranışları (doktor ve sağlık personeli için söylüyorum) çok katı ve ağır disiplin uygulamalarını kapsıyordu. Birkaç ay süren tam bir er eğitim süreci geçirdik. Bu süre ben ve arkadaşlarım için zor fakat çok unutulmaz anlarla dolu bir süreç oldu. En azından birbirimize her zamankinden fazla güvendiğimiz bir yaşam şekli oldu. Bizlerde çok olumlu, unutulmaz izler bıraktı. Daha sonra kıtalar ve belirli hastaneler ile sağlık

Yazının Devamı

Özgürlükler ve güvenlik dengesinde AYM

24 Ağustos 2019

* Dünden devam

1. İHAM Emsal İçtihatları

Aşağıda İHAM’ın konuya ilişkin kriter ve içtihatlarına yer vereceğiz. AYM’nin bu yaklaşımlarının sorunlu olduğu, sözleşmeyi imzalayan devletlerin özellikle terör konusunda ifade özgürlüğüyle ilgili (İHAS. md. 10. Ay. madde 26.) devletlerin takdir marjının daha fazla olduğu, mesajın zamanı, yeri, ülke koşulları, başvuranların statü veya kimlikleri, kullanılan araçlar, özgürlük ve güvenlik dengesi, kamusal yarar ile kişisel özgürlükler, müdahalenin orantılılığı gibi kriterleri değerlendirmediği görülmektedir. İHAM içtihatlarına rağmen nedense AYM yorum yaparken kamusal yarar yerine bireysel özgürlüğü tercih etmiştir. Dolaylı propagandayı mevzuata rağmen benimsememiştir.

4.i. İnsan Hakları Avrupa Komisyonu (İHAK) Alman Komünist Partisi ve Diğerleri Davasında (257/57): Sözleşmenin 17’nci maddesi

Yazının Devamı

Özgürlükler ve güvenlik dengesinde Anayasa Mahkemesi

23 Ağustos 2019

“…AYM, Danıştay ve YSK’nın kararları farklı açılardan da olsa Anayasa ve yasalara aykırılık teşkil etmektedir. Bu aykırılığın temelinde yasa koyucunun iradesine müdahale etme, bu iradeyi bizzat kullanma arzusu vardır.

...Bu durum, bir yandan yargının toplumsal itibarına ve güvenilirliğine onarılması zor zararlar vermekte, diğer yandan da Cumhuriyetin jüristokratik niteliğini daha da görünür kılmaktadır.

...Yaşadığımız sorun, siyasetin bürokratik iktidarca kuşatılmış olmasıdır. En önemli ayağı yargısal aktivizm/ müdahaleciliktir sonuçta siyasal alanı alabildiğine daraltmaktadır. …toplumsal ve ekonomik alanlar da gitgide yargısal iktidar tarafından kuşatılmaktadır. Bu jüristokratik yayılma ve tahakküm, demokrasiyi tehdit etmekte, demokratik hesap verebilirliği olmayan organların, temel siyasal ve toplumsal kararları alması meşruiyet krizine yol açmaktadır.

...Sonuçta demokratik siyasetin bağımsızlığını kaybetmesine yol açmaktadır… yüksek yargının oluşumunda parlamentoyu söz sahibi kılacak bir anayasa değişikliğinin bir an önce yapılması

Yazının Devamı

Müslümanların hayatında teori ve pratik çelişkisi

12 Ağustos 2019

Zamanımızda var olan hiçbir dinin ve hiçbir ideolojinin teorisi/nazariyesi ile mensuplarının davranışları arasında, Müslümanlık ve Müslümanlarınki kadar terslik, uyuşmazlık, çelişki yoktur. Günümüzde Müslümanların büyük çoğunluğu İslam’ın iyilik, güzellik, bilhassa dürüstlük adına verdiği buyrukların neredeyse hiçbirine uyma gereği duymadan, bu konuda en küçük çaba göstermeden hayatını sürdürüyor ve gerine gerine “Müslümanım!” diyorlar. Bunu söylerken de İslam’ı yalnızca namaz, oruç gibi belirli ibadetlerin yapılmasıyla; kadınların örtünmesiyle; alkollü içkilerden uzak durulmasıyla gereği yerine getirilen bir din olarak algılıyorlar.

Müslümanlar; Müslümanlığın Hak ve adalete, kul (insan) haklarına riayete; verilen sözü tutmaya; yalandan, hileden, sahtekârlıktan mutlak bir şekilde uzak durmaya; gerçek Müslümanlığın ancak bunlarla mümkün olduğuna dair açık seçik buyruklarından hiç

Yazının Devamı