Bir destandır ‘Çanakkale’

17 Mart 2015

N. İSMET HERGÜNŞENEmekli Deniz Kurmay Albay

1961’de Yozgat’ta doğdu. Kabataş Erkek Lisesi’nden sonra 1982’ Deniz Harp Okulu’ndan mezun olup Deniz Kuvvetleri Komutanlığı’na katıldı. Muhrip, hücumbot ve fırkateyn sınıfı gemilerlerdeki görevlerinin ardından TCG Fatih Fırkateyni’nde komutanlık ve hücumbotlarda komodorluk yaptı. Foça Deniz Üssü ile Sahil Güvenlik Marmara ve Boğazlar Bölge Komutanlık görevlerini gerçekleştirdi. TSK’ya 29 sene hizmet ettikten sonra Deniz Kurmay Albay rütbesinden kendi isteğiyle ayrıldı. Halen Bahçeşehir Üniversitesi ve Deniz Ticaret Enstitüsü’nde Deniz-Liman İşletmeciliği/Güvenliği’ne yönelik dersler vermektedir.


Dünya ve Türk harp tarihinin en önemli sembollerinden biri olan “Çanakkale Savaşı”nın 100. yılını kutlayacağız bu yıl. Bir asır önce denizde ve karada kazanılan bu zaferle Cumhuriyetimizin kurucusu Gazi Mustafa Kemal Atatürk gibi büyük bir komutan ve lider, bu savaşın denizde simgesi olan “Nusrat Mayın Gemisi” ve onlarla bütünleşmiş bir “Çanakkale Geçilmez” tarihimize altın harflerle yazılmıştır. Sosyal, toplumsal, siyasi ve askeri sonuçları olan bu zaferle bir destan yaratılmıştır.
19 Şubat 1915’te deniz harekatı ile başladı

Yazının Devamı

Gecikmiş adalet adalet değildir

15 Mart 2015

Mahkemelerin/hâkimlerin, toplumda/kişide bıraktığı izlenim, hak arayanlara güven veren, tarafsız bir görünüme sahip bulunması, tarafsızlığı sağlamak için alınmış bulunan tedbirlerin, makul her türlü şüpheyi ortadan kaldırır nitelikte olması gerekmektedir.
Nitekim Mahkeme, yasa ile kurulu, yürütme ve taraflar önünde bağımsız ve tarafsız ayrıca yargılama usulü güvencesine sahip bir mercii olarak ifade edilmektedir.
Gecikmiş adaletin adalet olmayacağından kalkılarak, davaların makul bir sürede sonuçlandırılması zorunluluk olarak kabul olunmuştur.
Bu durum, hak arama süreci içine girenlerin yargılama işlemlerinin sürüncemede kalmalarına karşı korumak olmalıdır.
Gizlilik suretiyle keyfiliği önlemek ve mahkemelerin açık olması sonucu da adil yargılama yapıldığını görebilmektir.
İşte, mahkemeye gidebilme hakkı önem arzetmekle birlikte bu hakkın Mahkeme de kullanılabilmesi ile bir bütünlük oluşturmaktadır.
Mahkeme önünde hak arama yoluna girilmiş olması halinde bu yolun fiilen yahut hukuken kapatılması, kullanılamaması veya başvurulması gereken bir kuruma gidilmemesi 6. madde kuralının çiğnenilmesi sonucunu doğuracaktır. (Dewer/Belçika’ ya karşı kararı)

Yazının Devamı

Yargıda insan hakları duyarlılığı

14 Mart 2015

Doç. Dr. SELAMİ DEMİRKOL

21/03/ 1963 Elazığ doğumludur. Marmara Üniversitesi Kamu Yönetimi Bölümü 1985 yılı mezunudur. İstanbul Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi Kamu Yönetimi Bölümünden 1987 yılında Yüksek Lisansı tamamladı. İstanbul Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesinde 1995 yılında Kamu Yönetimi doktor unvanını aldı. 2014 yılı 15 Ekiminde Kamu Yönetimi alanında Doçent oldu.
Hali hazırda Danıştay Üyesi olarak görev yapmaktadır. Gaziantep Vergi Mahkemesi, Sakarya İdare Mahkemesi, İstanbul İdare ve Bölge İdare Mahkemelerinde Hakimlik ve İstanbul İdare Mahkemesi Başkanlığı görevinde bulundu.
Yayım lanmış 5 adet kitap ve çok sayıda makale çalışması bulunan Demirkol evli ve iki çocuk babasıdır.

İnsan hak ve özgürlüklerinin korunması gün geçtikçe daha bir uluslararası boyut kazanmaktadır.
Ülkelerin, artık iç sorunu olmaktan çıkan insan hak ve özgürlükleri, mevcut halinden öte, varılmak istenilen ve olması gereken bir tablonun çizimini hedeflemektedir.
Bu tablo, uluslararası alanda kabul görmüş bildiri ve belgelerde kaynağını bulmaktadır.

Yazının Devamı

Yeni anayasa nasıl olmalı?

28 Şubat 2015

Anayasanın genel, soyut ve evrensel kurallar içeren düzenlemeler barındırması anlayışının bir sonucu olarak Anayasa hükümlerinin kazuistik olmaması ve madde sayısının oldukça az tutulmasında fayda bulunmaktadır.
Anayasa dilinin sade ve basit olması, açık ve anlaşılır bir şekilde yazılmasına ve uzun cümlelerden kaçınılmasına özen gösterilmelidir. Kısa ve bağlaçsız ifadeler tercih edilmek suretiyle, kurallara farklı anlamlar yüklenilmesinin önüne geçilmelidir.
Toplumun anayasa beklentilerinin karşılandığının anlaşılması için öncelikle toplumun her kesimi tarafından anlaşılır kılınmasının ön adım olacağı unutulmamalıdır.
Anayasanın olmazsa olmaz bir takım kurallar içermesi noktasında, bireyi, insanı temel değer alan ve bireyden kalkılarak devlete varılan bir anlayışın sistematik olarak yerleştirilmesi yöntemi kullanılmalıdır.
Hukuk Devleti İlkesi’nden vazgeçilmeli ve bunun daha üstünde ve ötesinde yer alan 'Hukukun Üstünlüğü İlkesi' ana kural haline getirilmelidir. İnsan haklarıyla insan onuru arasında bir bağ kurarak, bu hak ve hürriyetlere daha etkin bir geçerlilik kazandırılmalı, insanın onuru, hürriyeti ve eşitliği güvence altına alındıktan sonra, devletin bireylerin

Yazının Devamı

Yeni anayasa elzemdir

27 Şubat 2015

Dr. Avukat Zuhal Bereket Baş

Dicle Üniversitesi Hukuk Fakültesi’nden 1989 yılında mezun olmuştur. 2002 yılında “İdarenin Kusursuz Sorumluluğu” adlı tezi ile Marmara Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Kamu Hukuku Bölümünde doktora derecesini tamamlamıştır. 2005 yılında Danıştay 5. Dairesi’nde Tetkik Hakimliği yapmakta iken görevden ayrılarak Ankara Barosuna kayıtlı olarak avukatlık yapmaya başlamıştır. Halen Anadolu Üniversitesi İkinci Üniversite Programında “Sosyoloji” Bölümü ikinci sınıf öğrencisi olup, İyi derecede Fransızca ve İngilizce bilmektedir.

Doç. Dr. Selami Demirkol

1963 Elazığ doğumludur. Marmara Üniversitesi Kamu Yönetimi Bölümü 1985 yılı mezunudur.
İstanbul Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi Kamu Yönetimi Bölümünden 1987 yılında Yüksek Lisansı tamamladı. İstanbul Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesinde 1995 yılında Kamu Yönetimi doktor ünvanını aldı. 2014 yılında Kamu Yönetimi alanında Doçent oldu. Hali hazırda Danıştay Üyesi olarak görev yapmaktadır. Yayınlanmış 5 adet kitap ve çok sayıda makale çalışması bulunan Demirkol evli ve iki çocuk babasıdır.


Yaşadığımız son on yıllık dönemde; “Türk Kamu Hukuku”na yön verilmekte, yeni bir

Yazının Devamı

Gökyüzünde dağılan sesin gölgesindeyiz

25 Şubat 2015

FERİDUN ANDAÇ

1954’te Erzurum’da doğdu. Yükseköğrenimini MÜ Eğitim Fakültesi’nde tamamladı. İÜ Edebiyat Fakültesi’nde yüksek lisans yaptı. Edebiyat ve karşılaştırmalı edebiyat dersleri verdi. İnceleme, araştırma ve deneme çalışmalarının yanı sıra yazdığı öyküleri ve gezi yazıları çeşitli dergi ve gazetelerde yayımlandı.Bu alanlarda yayımlanan birçok kitabı olan Andaç, üniversitelerde görev yaptı, özel kurumlarda alanı ile ilgili yöneticilik görevlerinde bulundu. 2002 yılından itibaren Dünya Kitapları’nın yayın yönetmenliğini üstlendi; edebiyat/kültür/sanat/tarih alanında 200’ün üzerinde özgün kitabın yayımını yaptı. Çeşitli ulusal gazetelerde sürekli yazılar yazan Andaç, Marmara Üniversitesi İletişim ve Güzel Sanatlar fakültelerinde dersler vermektedir.

Şimdi kaçıncı söz burcundayız sizinle, kaçıncı yolculukta nefeslerimizi rehnetmiş bekliyoruz. Her bekleyişin bir ışık huzmesiyle gelip bizi nasıl sarsaladığını anlatmamış mıydınız?
Yaban bir söz değildi, ama gene de o viran olmuş hayatlara bakıp bir bir ezincini yazıyordunuz onların. Şöyle başlamıştınız bir öykünün akışında o çözülen düzenin ne viraneliklerden geçtiğini:
“Güz yağmurları başladı. Uzak gökler uzun uzun

Yazının Devamı

Kentsel dönüşüm ve kültür turizmi açısından önemi

7 Şubat 2015

Faruk Çetin

Kentsel Dönüşüm Uzmanı. 1965 yılında İstanbul’da doğdu. Anadolu Üniversitesi İktisat Fakültesi’nin ardından, Kent Yönetimi ve Kent Çalışmaları alanında master yaptı. Çeşitli şirketlerde yöneticilik yapan Çetin, 2001 yılından itibaren Serbest Mali Müşavir olarak çalışıyor. İngilizce ve Rusça bilen ve Türk Dünyası Belediyeler Birliği Yönetim Kurulu üyesi olan Çetin’in Kentsel Dönüşüm ve yerel yönetimler konusunda çeşitli araştırma ve yazıları var.


Göç olgusu öteden beri Türkiye’nin en büyük sorunlarından biri. İstanbul’a ve diğer büyük kentlere akın devam etmekte, bu da birçok sorunu beraberinde getirmekte... Düzensiz yapılaşma, sosyal-kültürel uyumsuzluk ve türevleri bu sorunların başlıcaları olarak karşımıza çıkıyor. Bu olumsuzluklar kentin gündelik yaşamını etkilediği gibi yıllar içinde oluşmuş kimliğine ve dokusuna da zarar verebiliyor.
Göç olgusu dışında kent yaşamını etkileyen farklı iç dinamikler de var. Turizm de bunlardan biri. Dünyanın dört bir tarafından turizm amaçlı olarak gelen ziyaretçiler de kentlerin kimliği önemli ölçüde etkiliyor. Saint Petersburg, Mekke (inanç turizmi), Amsterdam, Roma, Vatikan (inanç turizmi), Lizbon, Londra, Paris ve

Yazının Devamı

Syriza’nın başarısı Türkiye’de de mümkün

4 Şubat 2015

ALPER TAŞ

Alper Taş, 1967’de Rize’nin Pazar ilçesinde doğdu. Lise 2’ye kadar Pazar İmam Hatip Lise’sinde okuduğu için “imam hatipli devrimci” olarak tanındı. Lisenin ardından şimdiki adı İletişim Fakültesi olan İstanbul Üniversitesi Basın Yayın Yüksek Okulu’ndan mezun oldu. Gençlik yıllarından itibaren siyasetin içinde olan Taş, Özgürlük ve Demokrasi Partisi’nin (ÖDP) kuruluşunda yer aldı. Taş, ÖDP’de Beykoz İlçe Yöneticiliği, İstanbul İl Yöneticiliği, İstanbul İl Başkanlığı, Parti Meclisi Üyeliği ve Genel Başkan Yardımcılığı görevlerini yürüttü. 2007’de genel başkanlığa aday olan Taş, Ufuk Uras karşısında kaybetti. 2009 yılında ise genel başkanlığa seçildi. Taş, 2012 yılından bu yana da eş genel başkanlık görevini yürütüyor.


Yunanistan’da Syriza ile bir tarihsel dönem başladı. Ama bu dönem seçimden önce 2008’den bugüne devam eden halk direnişleri ile başlamıştı. Syriza, bu direnişlerin ve halkın alternatif arayışının ifadesi oldu.
Yunanistan halkı, Avrupa-IMF tahakkümünü reddetti. Krizin faturasını ödemeyi kabul etmedi. Syriza ile yeni bir seçenek yaratmak için iradesini ortaya koydu. Bu irade Yunanistan için olduğu kadar Avrupa’nın geleceği için de bir iradedir.
Avr

Yazının Devamı