Düşünenlerin Düşüncesi

Düşünenlerin Düşüncesi

dusunce@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları

N. İSMET HERGÜNŞEN
Emekli Deniz Kurmay Albay

1961’de Yozgat’ta doğdu. Kabataş Erkek Lisesi’nden sonra 1982’ Deniz Harp Okulu’ndan mezun olup Deniz Kuvvetleri Komutanlığı’na katıldı. Muhrip, hücumbot ve fırkateyn sınıfı gemilerlerdeki görevlerinin ardından TCG Fatih Fırkateyni’nde komutanlık ve hücumbotlarda komodorluk yaptı. Foça Deniz Üssü ile Sahil Güvenlik Marmara ve Boğazlar Bölge Komutanlık görevlerini gerçekleştirdi. TSK’ya 29 sene hizmet ettikten sonra Deniz Kurmay Albay rütbesinden kendi isteğiyle ayrıldı. Halen Bahçeşehir Üniversitesi ve Deniz Ticaret Enstitüsü’nde Deniz-Liman İşletmeciliği/Güvenliği’ne yönelik dersler vermektedir.

Haberin Devamı


Dünya ve Türk harp tarihinin en önemli sembollerinden biri olan “Çanakkale Savaşı”nın 100. yılını kutlayacağız bu yıl. Bir asır önce denizde ve karada kazanılan bu zaferle Cumhuriyetimizin kurucusu Gazi Mustafa Kemal Atatürk gibi büyük bir komutan ve lider, bu savaşın denizde simgesi olan “Nusrat Mayın Gemisi” ve onlarla bütünleşmiş bir “Çanakkale Geçilmez” tarihimize altın harflerle yazılmıştır. Sosyal, toplumsal, siyasi ve askeri sonuçları olan bu zaferle bir destan yaratılmıştır.
19 Şubat 1915’te deniz harekatı ile başladı Çanakale savaşı. Yüzbaşı Hakkı komutasındaki Nusrat Mayın Gemisi 7/8 Mart 1915’te döktüğü 26 mayınla Deniz Zaferi‘nin kazanılmasında önemli rol oynuyor ve İstanbul’a ulaşmayı hedefleyen “Yenilmez Armada”nın büyük bir kısmının 18 Mart günü sulara gömülmesine neden oluyordu. Türk denizcilik tarihine altın harflerle geçen bu zaferde Nusrat Mayın Gemisi’nin başarısı tartışılmazdır. Winston Churchill 1930’da “Revue de Paris” dergisinde, “Birinci Dünya Harbi’nde bu kadar insanın ölmesine harbin ağır masraflara mal olmasına, denizlerde 5,000 tane ticaret ve savaş gemisinin batmasına başlıca neden, Türkler tarafından bir gece önce atılan ve incecik bir çelik halat ucunda sallanan 26 adet mayındır” diye ifade ediyordu.
Nusrat’ın döktüğü mayınlar nedeniyle Çanakkale’yi denizden geçemeyen İtilaf devletlerinin bir ümidi de “Çanakkale’yi karadan geçmek”ti. 25 Nisan 1915’den itibaren İtilaf güçlerinin Arıburnu ve Seddülbahir’den yaptığı çıkarmalara geçit verilmemesi üzerine, İtilaf devletleri İstanbul’a ulaşmak için Anafartalar bölgesine yapılacak harekatı son umut olarak görüyorlardı.
İşte 10 Ağustos 1915 Anafartalar Zaferi, Çanakkale Savaşı’nın en önemli dönüm noktasıdır. Bu zaferde Mustafa Kemal’in askerlerine duyduğu sevgi ve güven, bir subay olarak sahip olduğu mesleki bilgi, tecrübe ve askerî liderlik özellikleri sayesinde; düşmanın ne zaman, ne yapacağı konusundaki öngörüleri Çanakkale Savaşları’nın sonucunu belirlemede çok büyük önem taşımıştır. Mustafa Kemal önderliğinde Anafartalar’da elde edilen Türk zaferi, İtilaf devletlerinin İstanbul’a ulaşma umudunun bir kez daha kaybolmasına neden omuştur. Yine bir başka söyleşisinde Winston Churchill, “Türkler, Çanakkale’yi zorlayan çağının en ileri tekniğine sahip güçler karşısında adeta bir kale gibi dik durmayı başarmışlardır” diyecektir.
Çok anlamlı ve önemli bir çok kahramanlık destanının yaşandığı bu topraklar Türk Milleti için vazgeçilmezdir. Bu ve buna benzer zaferler, milli birlik ve beraberliği güçlendiren en önemli dönüm noktaları olup, Çanakkale savaşları da sonuçları açısından Türk ve dünya tarihinin akışını değiştirmesi bakımından oldukça önemlidir.
Çanakkale savaşlarında kazandığımız zaferler, dünya güç dengelerini değiştirmiş, Büyük Önder Mustafa Kemal Atatürk’ün tarih sahnesine çıkarak 600 yıllık bir imparatorluğun küllerinden bağımsız, dinamik ve yepyeni bir Cumhuriyet kurmasına neden olduğu gibi dünyada pek çok ulusa da örnek olmuştur.
Nusrat Mayın Gemisinden Anafartalar kahramanına bir zafer abidesi olan Çanakkale Zaferi ile birlikte, Şehitler Günü olarak da andığımız bu anlamlı zafer gününde, başta ebedi Başkomutan Mustafa Kemal ATATÜRK ve onun silah arkadaşları olmak üzere bu mücadeleye iştirak eden büyük Türk ordusunun kahraman mensuplarını, onu yokluk ve yoksunluk içinde destekleyen aziz Türk Milletini ve vatanları uğruna hayatlarını feda eden bütün şehitlerimizi bir kez daha rahmet ve şükranla anıyoruz.
Ruhları şad olsun.