YEŞİM ÇETİNKAYA ŞARDAN
Ankara’da doğdu. İlk ve orta öğreniminin ardından Hacettepe Üniversitesi Tıp Fakültesi’nden 1992’de mezun oldu. Aynı üniversitede uzmanlık eğitimini tamamlayıp İç Hastalıkları ABD bünyesindeki Enfeksiyon Bölümü’nde hekimliğe başladı. 1998’de, ABD Teksas Üniversitesi’nde “epidemiyoloji” çalışmalarında yeraldı. Ardından Hacettepe Üniversite’nde yardımcı doçent, doçent ve profesör kadrolarını aldı. Aynı zamanda Hacettepe Üniversitesi Erişkin Hastanesi yönetiminde önce başhekim yardımcısı, ardından başhekimlik yaptı. 2012 yılı sonunda bu kurumdan ayrılarak Ankara Özel Güven Hastanesi’ne geçti. Halen aynı hastanede başhekim olarak görev yapmaktadır.
Grip, influenza virüslerinin (İnfluenza A, B veya C) etken olduğu bir solunum yolu enfeksiyonudur. En önemli özelliği virüsün yıllar içinde antijenik yapısında küçüklü, büyüklü değişiklikler meydana gelmesi ve zaman zaman salgınlara hatta pandemilere yol açabilmesidir.
Domuz gribi, influenza A virüsünün yol açtığı ve domuzlarda çok hızlı yayılan salgınlar yapan bir hayvan solunum yolu enfeksiyonuna verilen isimdir. Yıl boyunca domuzlar arasında enfeksiyona yol açmasına rağmen esas salgınlar sonbahar ve kış aylarında ortaya çıkar.
Klasik domuz gribi virüsü (influenza tip A H1N1 virüsü) ilk olarak 1930 yılında izole edilmiştir. Domuz gribi virüsü diğer influenza virüsleri gibi sürekli değişir. Domuzlar aynı zamanda kuş gribi virüsleri ve insan gribi virüsleriyle de enfekte olabilirler ve bu, domuzları virüsün diğer grip virüsleriyle gen değişmesini kolaylaştıran bir konakçı haline getirir. Enfekte domuzlardan insanlara geçiş çok nadir olarak bildirilmiştir ve bu olguların çoğunluğunun domuzlarla yakın temas sonrasında olduğu bilinmektedir.
Olağan düzeyde
2005-2009 yılları arasında, “Centers for Disease Control and Prevention (CDC)” tarafından sadece 11 olgu olduğu bildirilmektedir. Ancak 2009 yılında Meksika’dan başlayan ve birçok ülkeye yayılan bir H1N1 enfeksiyonu salgını yaşanmıştır. Bu dönemde Dünya Sağlık Örgütü tarafından H1N1 virüsünün insanlar arasında sürekli yayılabilir hale geldiğine dair bir pandemi uyarısı yayınlanmıştır. 2010 yılında pandeminin kontrol altına alınmasından sonra da dünya üzerinde H1N1 aktivitesi devam etmiştir.
Türkiye Halk Sağlığı Kurumu tarafından açıklanan rapora göre ülkemizde yürütülmekte olan influenza sürveyansı kapsamında toplanan solunum yolu örneklerinde influenza pozitiflik yüzdesi, 2015 yılının 10. haftası itibariyle, yüzde 35’tir ve mevsimsel olarak olağan düzeydedir. Çalışılan 544 numunenin 191’inde mevsimsel influenza virüsleri [91 influenza B, 86 influenza A (H1N1), 14 influenza A (H3N2)] tespit edilmiştir. 2014-2015 sezonunda influenza A (H3N2) virüslerinin baskınlığı Kuzey Yarımküre’de yüksek kalmış, Afrika, Asya ve Avrupa’nın güney kesiminde bazı ülkelerden artan influenza A (H1N1) aktivitesi bildirilmiştir
Bulaşma süresi 8 gün
Gribe bağlı şiddetli ya da ölümcül hastalık en çok üç grupta görülmektedir: Hamile kadın (özellikle üçüncü üç aylık dönem), iki yaşın altındaki çocuklar, astımı da içeren kronik akciğer hastaları. Çocuklarda nörolojik bozukluklar da şiddetli hastalık riskini artırabilir.
Ayrıca solunum yolu hastalıkları, özellikle astım, kalp-damar hastalığı, şeker hastalığı, bağışıklık sisteminin zayıf olduğu durumlar ve şişmanlık riskli gruplar olarak tanımlanmaktadır. Hastalığın en belirgin semptomları ateş, öksürük, boğaz ağrısı, yaygın vücut ağrısı, başağrısı, titreme ve halsizlik, ishal ve kusmadır.
Hastalık süresi tipik olarak 4-6 gündür. Özellikle yukarıda tanımlanan risk gruplarında virüs doğrudan akciğerleri etkilemekte ve ağır solunum yetmezliğine neden olmaktadır. Şiddetli formlarda primer viral pnömoni en çok görülen bulgu olup ölümlerin sık görülen bir nedenidir. Sekonder bakteriyel pnömoni ise genelde 5-7 gün sonra ortaya çıkmakta ve ölümle sonuçlanabilmektedir. Tanısı kesinleşmiş olan bir hastanın bulaştırıcılık periyodu semptomların başlamasından bir gün önce başlar ve sonraki yedi gün boyunca devam eder.
Aşı ve hijyen
Grip aşıları, gripten korunmanın en etkili yoludur. Canlı zayıflatılmış aşılar ve inaktive aşılar olmak farklı tipleri vardır ve her yıl risk gruplarına grip aşısı yapılması önerilir.
Grip, insandan insana enfekte damlacıklar aracılığıyla bulaşan viral bir enfeksiyon hastalığıdır. Bulaşma, esas olarak iki yolla gerçekleşir:
- Enfekte kişinin hapşırması veya öksürmesi
- Enfekte kişinin solunum sekresyonları ile direkt veya indirekt temas (eller veya yüzey aracılığı ile)
Toplumda hastalığa yakalanmamak için aşılanma dışında alınması gereken temel enfeksiyon kontrol önlemleri aşağıda sıralanmıştır:
- İnfluenza semptomları olan kişilerle yakın temasta (1 metre veya daha yakın) bulunmayın, bu mümkün değil ise temas süresini kısaltın
- Kalabalık ortamlarda bulunmaktan kaçının, bu mümkün değil ise kalabalık ortamda bulunma süresini kısaltın.
- Hasta kişileri gereksiz yere ziyaret etmekten kaçının
- El temizliğine özen gösterin, ellerinizi su ve sabunla en az 20 saniye süreyle yıkayın veya alkollü el antiseptiği kullanarak el hijyeni sağlayın
- Ellerinizle ağız, burun ve gözlerinize dokunmaktan kaçının
- Öksürürken veya hapşırırken kağıt mendille ağzınızı ve burnunuzu kapatın veya kolunuzun iç kısmını kullanın
- Öksürdükten veya hapşırdıktan sonra ellerinizi temizleyin
- İnfluenza benzeri semptomları olan kişiler işe veya okula gitmemeli ve hasta olmayan kişilerle yakın temastan kaçınmalıdır.
Nemlenince değiştirin
Maske Kullanımı: Maskenin toplum düzeyinde kullanımda koruyuculuğu gösterilmemiştir. Hastalık belirtisi-bulgusu olan kişilerin maske kullanması daha önemlidir. Maske ile temas sonrasında el temizliği unutulmamalıdır. Maske kullanırken aşağıdaki noktalar unutulmamalıdır:
- Maske doğru kullanılmazsa ve yanlış bir güven duygusu verirse, bulaşı riski artar
- Maske ağız ve burnu tam kapamalı, yüz ve maske arasındaki boşluk minimal olmalı
- Kullanım sırasında maskeye dokunmayın
- Dokunursanız ellerinizi yıkayın
- Nemlendikleri zaman yenisiyle değiştirin
- Tek kullanımlık maskeleri tekrar tekrar kullanmayın