KANDAKİ YAĞ ASİTLERİ

26 Kasım 2017

Trigliserid, adından da anlaşabileceği gibi, üç adet yağ asidi ve gliserolün birleşimiyle oluşan, kanda bulunan bir yağ çeşidi. Enerji için kullanılır. Vücudumuzun trigliseridlere ihtiyacı vardır ama kanda belirli bir düzeyi geçtiğinde, sorunlara yol açabilir.

Trigliserid seviyesi, yetişkinliğe geçtikten sonra genel bir muayene olduğunuzda hekiminizin görmek istediği değerlerdendir. Amerikan Ulusal Sağlık Kütüphanesi’ne göre, normal trigliserid seviyeleri 150’nin altındadır. 200’ün üzeri yüksektir ve riskler şunlardır:

- Aşırı kilolu olmak

- Aktivite eksikliği

- Sigara içmek

- Aşırı alkol kullanımı

- Çok yüksek karbonhidrat içeren diyetler

-

Yazının Devamı

MUTLU HİSSETTİREN BESİNLER

22 Kasım 2017

Güneşli havalar yerini yağmura ve soğuğa bırakınca, mutlu hissetmek de biraz zorlaşıyor. Sonbahar ve kış aylarında sizin de kendinizi daha mutsuz ve enerjinizi daha düşük hissettiğiniz oluyor mu? Ya da etrafınızda bu şikayetleri yaşayan kişilerin sayısı artıyor mu?

Peki siz kendinizi stresli ya da mutsuz hissettiğinizde, yemeden içmeden kesilenlerden misiniz, yoksa yedikçe yemek isteyenlerden misiniz? Her ikisi de aslında duygusal durumun besin tüketimini etkilediğini gösteriyor. Duygusal yeme, birçok insanın hayatında önemli bir rol oynuyor. Yapılan araştırmalar gösteriyor ki, çoğu insanın normalin üzerinde yemesinin nedeni, çok büyük oranla duygusal duruma bağlı ve açlıkla karışan yaklaşık 16 farklı duygu var. Kızgınlık, öfke, yorgunluk, bitkinlik, depresyon, yalnızlık, güvensizlik, yetersizlik, suçluluk, kıskançlık, mutluluk, kaygı, asabiyet, hayal kırıklığı, boşluk hissi, üzüntü, keder ve korku bu duygulardan bazıları...

Eğer siz de stresli, mutsuz ve gergin anlarınızda aşırı yeme davranışı gösteriyorsanız bunun bir döngü olduğunu unutmayın. Aşırı yeme davranışı sonrasında pişmanlık ve mutsuzluk yaratacak ve bu duygular yine sizi yemeye yöneltecektir. Bu döngü herkesten önce

Yazının Devamı

ÜÇ FARKLI KIŞ ÇORBASI

19 Kasım 2017

Kış gelip de havalar soğumaya başlayınca en çok çorba içmeyi seviyorum. Çorba pişen ev kokusu herkese iyi geliyordur eminim. Çorbalar beslenmemizde yer alan önemli besinlerden, hem lezzeti hem de içine eklediğimiz malzemeler onu sofralarımız için vazgeçilmez yapıyor. Her yörenin kendisine özgü tarifleri olsa da hem diyette hem de normal beslenme düzeninizde afiyetle içebileceğiniz, üç farklı tarif vermek istedim bugün size…

BALKABAĞI

Balkabağı, kış aylarında güneş gibi rengiyle içimizi açan sebzelerden biridir. Parlak turuncu rengi onun önemli bir antioksidan olan beta karotenden zengin olduğunu gösterir. Beta karoten, bitki karotenoidlerinden biridir ve vücutta bağışıklık sistemine önemli faydaları olan A vitaminine dönüşür. A vitamini gözün karanlıkta görmesini sağlar. Kemik büyümesi, üreme fonksiyonu ve genel büyüme sürecinin gerçekleşmesinde etkindir. Ayrıca balkabağı iyi bir lif kaynağıdır. Onu pek çok farklı içecekte kullanabilir, yulaf ezmesi ve meyve pürelerine ekleyebilirsiniz. Ama ben bugün sizlere soğuk havalarda içinizi ısıtmaya yardımcı olacak bir çorba tarifi vermek istedim.

Sütlü, zencefilli balkabağı çorbası

Yazının Devamı

DÜNYA DİYABET GÜNÜ

15 Kasım 2017

14 Kasım Dünya Diyabet Günü… Uluslararası Diyabet Federasyonu’nun (IDF) 7. Diyabet Atlası tahminlerine göre 2015’te, 11 yetişkinden 1’i, yani toplamda 415 milyon kişi diyabetli. İki diyabetli yetişkinden 1’ine (yüzde 46,5) teşhis konulmamış, yani diyabetli olduğunu bilmiyor. Küresel sağlık harcamalarının yüzde 12’si, diyabete harcanıyor. (673 milyar dolar) Yedi doğumdan 1’i gebelik diyabetinden etkileniyor. Diyabet hastalarının dörtte üçü, (yüzde 75) düşük ve orta gelir düzeyindeki ülkelerde yaşıyor. 542 bin çocuk tip1 diyabet hastası. Her altı saniyede bir kişi diyabet hastalığından hayatını kaybediyor. (hayatını kaybedenlerin sayısı 5 milyon) IDF’nin 2040 yılı tahminlerine göre ise diyabetli olma oranı yüzde 10’lara kadar çıkacak. Yani 2040’ta, 10 yetişkinden 1’i diyabet hastası olacak. (642 milyon) Diyabetle ilişkili hastalıkların sağlık harcamaları 802 milyon doları aşacak.

Neden 14 kasım?

Peki neden 14 kasım? Diyabet, pankreasın yeterli miktarda insülin hormonu üretmemesi ya da ürettiği insulin hormonunun etkili bir şekilde kullanılamaması durumun da gelişen ve ömür boyu süren bir hastalıktır. Fredrick Bantig 1921 yılında insülini bularak, diyabet hastası milyonlarca kişinin

Yazının Devamı

DÜNYAYI İYİLİK KURTARACAK!

12 Kasım 2017

Daha mutlu ve sağlıklı bir hayat için ‘iyi yaşam’ kavramının her zaman üzerinde duruyorum. İyi yaşam, hem fiziksel hem de ruhsal olarak iyilik halidir. Global Wellness Day, iyi yaşam için adanan bir gün ve her sene belirli günlerde iyi yaşam olgusunu insanlara aşılamayı hedefliyor. Ben de bu projenin Türkiye elçişiyim.

İyi yaşam, çocukluktan başlıyor ve o yıllarda edindiğimiz alışkanlıklar ömür boyu bizlerle kalıyor. Atalarımız, “Ağaç yaşken eğilir” derken, çok doğru söylemişler. Günümüzde obezite ve ona bağlı gelişen hastalıklar, yetişkinler kadar çocukları da etkiliyor. Çocukluk çağı obezitesi, ilerleyen dönemlerde obez olma riskini arttırıyor. Obezitenin tek suçlusu elbette genler değil, hazır gıda tüketiminin artması, fiziksel aktivite yetersizliği, yanlış beslenme alışkanlıkları, kent yaşamının getirdiği zorluklar ve sosyal sorunlar gibi birçok faktör rol oynuyor. 2-5 yaş arasında kazandırılan alışkanlıkların ömür boyu sürecek davranışların temelini oluşturduğu düşünülürse, özellikle çocukluk çağı obezitesinin engellenmesinde biz ailelere çok büyük görevler düşüyor.

Konuşmaya dair notlar

Global Wellness Day’in kurucusu sevgili arkadaşım Belgin Aksoy, Miami, Palm Beach’te

Yazının Devamı

“Mutfaklarımız eczane gibi olacak”

11 Kasım 2017

Dr. Morgaine Gaye bir gıda araştırmacısı ve geleceğin gıda trendleri konusunda çalışıyor. Brand Week İstanbul kapsamında kendisiyle tanışma ve sohbet etme fırsatım oldu. Bence en önemli mesajı “Atalarınızı araştırın onlar ne yiyorsa o seçimlere odaklanın, her besin her bireyde aynı etkiyi yapmaz” oldu. İlgiyle okuyacağınıza eminim.

Konferansta yemek seçimlerinin bir kültür hatta sosyal bir kimlik olabileceğinden bahsettiniz. Artık insanlar kendini “Merhaba ben Ayşe, veganım” diye mi tanımlayacak?

Yemeğin sadece “Bana biraz kalori verin” demek olduğu noktadan uzaklaştık. Şu anda batıda ve gelişmekte olan ülkelerde -Türkiye’yi de bu kategoriye dahil ediyorum- yemek enerji vermenin yanı sıra bir eğlence. Genellikle kendi kültürel grubumuzda ve yemek seçimlerinde uyuştuğumuz insanlarla sosyalleşiyoruz. Mesela hamburger seviyorsanız genellikle fast food seven insanlarla yemek yiyorsunuzdur.

Aynı diyet herkese işlemiyor

Yiyecek seçimlerinde doku, ambalaj ve sunumun öneminden bahsettiniz. Ispanak veya brokoli gibi sebzeleri insanları sağlıklı beslenmeye teşvik etmek için nasıl sunabiliriz?

Hiçbir marka elma veya havuç satmaz fakat ucuz olduğu için un, şeker, yağ satar. Yapmanız gereken şey şu

Yazının Devamı

MENOPOZ SONRASI KALSİYUM ALIMI ÖNEMLİ

8 Kasım 2017

Osteoporoz, kemik yoğunluğunun azalmasıyla, kemiklerin güçlü ve sağlam kalması için gereken kalsiyumun büyük bir kısmının kaybolması anlamına gelir. Buradaki sorun, hastalığın erken dönemlerde belirti vermemesidir. Bu kayıp, yavaş ve sessiz ilerler, bir el bileği kırılana dek geçen süre içinde, iskeletin bir kısmı kaybedilmiştir.

Yaşam boyunca kemikler, sürekli olarak kendi hücreleri tarafından yapılır ve yıkılır. Bu hücreler, oluşturdukları kemikten daha fazlasını yıkarsa, iskelet güçsüzleşir. Osteoporozlu kemikler, dışarıdan bakıldığında normal görünse de, iç yapıda büyük boşluklar vardır ve dolayısıyla kolayca kırılabilir. Bu durumu, destek sütunları çıkartılmış bir binaya benzetebiliriz. Normal olarak, kemikler çocukluktan başlayarak en güçlü ve en sağlıklı oldukları 25-35 yaş arasına kadar gelişmelerini sürdürür. 35 yaştan sonraysa kalsiyumu yitirmeye başlar.

Kadınlar, özellikle menopoz döneminde ve sonrasında daha fazla kemik kaybına uğrar. Kalsiyum kaybını en aza indirmek ve kemik sağlığını desteklemek için gün içinde yeterli kalsiyum alımı çok önemlidir.

Takviye almak gerekebilir

Avrupa Menopoz ve Andropoz Derneği (EMAS), osteoporoz riskini azaltmada kalsiyumun önemi konusunda

Yazının Devamı

SİZDEN GELEN SORULAR

5 Kasım 2017

üzel bir pazar gününden merhaba... Bugünkü yazımda sizlerden en çok gelen soruların birkaçını yanıtlamak istedim. Umarım hem sorularda hem de cevaplarda kendiniz için bir şeyler bulup, fayda yaratabilirsiniz.

Egzersiz yaptıktan sonra ne yiyebilirim?

Egzersiz sonrası beslenme, en az egzersiz öncesi kadar önem taşıyor. Egzersiz sonrası beslenmenin temel amacı, spor sırasında harcanan glikojen depolarını yerine koymak ve kas yapım sentezini arttırmak. Böylece kaslarınız bir sonraki çalışmaya hazırlanmış oluyor. Egzersiz sırasında boşalan glikojen depoları yerine konulmazsa, bir sonraki eforda depolar boş olduğu için kas kaybı yaşanabilir. Egzersiz sonrası tüketeceğiniz besinlerle, ilk iki saat içinde glikojen depoları çok büyük oranda yenilenir. İdeal bir öğün için protein ve karbonhidrat birlikteliği şarttır.

Kasların iyileşmesi ve gelişmesine yardımcı olan proteinlerle glikojen depolarını yenileyerek, bir sonraki egzersize hazırlanmayı sağlayan karbonhidratlar, egzersiz sonrası öğünün vazgeçilmezleridir. Karbonhidrat ve protein oranı kişinin ihtiyaçlarına göre değişebilir, ama yüksek oranda protein tüketmenin faydalı olmadığını hatırlatmak isterim. Yapılan

Yazının Devamı