Afrika’da büyüyen risk

15 Mayıs 2022

Rusya’nın Ukrayna’ya saldırısı, İskandinav ülkelerinin NATO üyeliği talepleri, İttifak üyesi ülkelerden gelen açıklamalar bu haftanın ana gündem maddesini oluşturdu. Bu sıcak başlıkların içinde Fas’ta yapılan “DAEŞ ile mücadele Küresel Koalisyon” toplantısı gündemin alt sıralarında kaldı. Oysa, genişleyen istikrarsızlık alanları düşünüldüğünde, dünyada büyüyen terör riski asla küçümsenmemesi gereken bir konu. Bu sebeple Marakeş’teki toplantıya yaklaşık 80 ülkenin dışişleri bakanı katıldı. Bakanlar, DAEŞ’in savaş gücünü kaybetmesi sonrası, farklı örgütlerle yeniden dirilme ve belirli bölgelerde faaliyet gösterme riskini konuştu, özellikle de Afrika’da...

Elbette toplantıda Suriye, Irak ve Afganistan’daki terör ve örgütlerin bölgeye verdiği zarar da konuşuldu ama ana gündem Afrika’da yükselen aşırıcılık ve terör örgütlerinin eylemlerindeki artıştı. Türkiye’den bakınca - yanı başındaki terörle mücadele

Yazının Devamı

Zelenskiy’nin ‘9 Mayıs’ hamlesi

8 Mayıs 2022

Ukrayna ve Almanya arasındaki kriz, Nisan ayı ortasında patlamıştı. Polonya ve Baltık ülkeleri liderlerinin Kiev’e yapacağı ziyarete, Almanya Cumhurbaşkanı Frank-Walter Steinmeier’ın da dahil olması gündeme gelmiş ancak daha sonra Ukrayna Devlet Başkanı Volodimir Zelenski’nin Steinmeier’ı Kiev’de ağırlamak istemediği ortaya çıkmıştı. Polonya ve Baltık ülkelerinin liderleri, bu yüzden Steinmeier olmadan Kiev’e gitmek durumunda kalmıştı.

Almanya Cumhurbaşkanı Steinmeier, bu gerilimin aşılması amacıyla hafta içinde Ukrayna Devlet Başkanı Volodimir Zelenksi ile telefonda konuştu. Zelenski hem Steinmeier’ı hem de Almanya Başbakanı Olaf Scholz’u, “Rusya’nın 2. Dünya Savaşı’nda Nazilere karşı kazandığı zaferin” yıldönümü olan 9 Mayıs’ta Kiev’e davet etti. Bu telefon görüşmesiyle kriz aşılmış gibi görünürken, Almanya’dan “Geçmişteki pürüzler giderildi” açıklaması bile yapılmıştı. Ancak Kiev ziyareti yine de gerçekleşmeyecek gibi görünüyor. Zira iki ismin de yakın

Yazının Devamı

Yunanistan’ın amacı ne?

1 Mayıs 2022

Türkiye ve Yunanistan arasındaki tansiyon, bir süredir yine yüksek söyrediyor. Yunanistan Hava Kuvvetleri’ne ait uçaklar, sadece üç gün içinde toplam 30 kez Türk hava sahasını ihlal etti. Türk güvenlik kaynaklarının verdiği bilgiler bu yönde. Ankara, resmi açıklamayla “provokatif uçuşlara angajman kuralları gereği karşılık verildiğini” belirtti. Yunanistan cephesinde ise tahmin edileceği üzere karşı suçlama var. 

Ankara-Atina hattında bir süredir ilişkiler iyi giderken ne oldu da tansiyon yeniden yükseldi? Türkiye’nin ifade ettiği gibi Yunanistan bu “provokatif uçuşları” neden yapıyor, bu uçuşlarla ne amaçlıyor? Bu noktada hem Ukrayna savaşı ile değişen dengeleri hem de gelecek ay iki ülke savunma bakanlarının yapacağı toplantıyı hatırlamakta fayda var. Bilindiği üzere uzunca bir süredir NATO bünyesinde “Güven Artırıcı Önlemler” mekanizması işletiliyor ve bu kapsamda Türk ve Yunan askeri yetkililer bir araya gelip Ege’deki sorunları çözmeye

Yazının Devamı

Batı’da ‘5. madde’ çekincesi

17 Nisan 2022

Ukrayna-Rusya arasındaki barış görüşmeleri zaman zaman büyük yaralar alıyor ama henüz masa devrilmiş değil. Lakin 29 Mart’taki İstanbul turunun ertesinde özellikle "garantörlük" başlığında yapılan görüşmeler gösteriyor ki, Ukrayna’nın verdiği tek mücadele Rusya’ya karşı değil. Kiev yönetimi "garantörlük" konusunda Batılı ülkelerden istediği garantileri alabilmekte sıkıntı yaşıyor. Bu sıkıntının temelinde, bu garanti talebinin, “NATO sözleşmesinin 5. maddesindekine benzer olması" yatıyor.

Nitekim İstanbul’daki toplantının ardından Ukrayna müzakere üyesi Oleksandr Chalyi tekliflerini “Çok net, yasal açıdan bağlayıcı güvenlik garantileri olması gerekir ve bunun niteliği de NATO sözleşmesinin 5. maddesiyle benzer olmalıdır” diye özetlemişti. NATO Anlaşması'nın 5. maddesi, en basit ifadeyle “birimiz hepimiz hepimiz birimiz için” demek. Yani bir NATO üyesine yapılan saldırının tüm NATO ülkelerine yapılmış sayılması ve buna göre mukabelede bulunulması. Dışişleri Bakanı Mevlüt

Yazının Devamı

Turuncu devrimden bugüne

10 Nisan 2022

Bugün toprakları işgal edilmekte olan Ukrayna’nın kaderi, 2004 yılındaki Turuncu Devrim’in ardından değişti. O tarihte cumhurbaşkanlığı için yarışan iki adaydan Rusya destekli Viktor Yanukoviç’in yüzde 2.8’lik oy farkıyla kazandığı açıklanınca, diğer aday Viktor Yuşçenko, taraftarlarını sokağa çağırmıştı. Yuşçenko’nun boynuna taktığı atkının rengiyle anılan "Turuncu Devrim" eylemlerinin sonunda seçim yenilenmiş ve Yuşçenko, 2005’te cumhurbaşkanlığı koltuğuna oturmuştu.

O dönem turuncu devrimin bir diğer sembol ismi ise Yuliya Timoşenko’ydu. Bugün Ukrayna’da “Tüm Ukrayna Anavatan Birliği Partisi” Genel Başkanı olan Timoşenko’ya, Rusya ile yürüyen müzakereleri sordum. Eski başbakan, 18 yıl önce olduğu gibi hala NATO ve AB üyeliğinin hararetli bir savunucusu. Timoşenko, “NATO Ukrayna’ya koruma sağlayabilecek tek kaledir” diyerek, bu perspektiften vazgeçilmemesi gerektiğini söylüyor.

Timoşenko, başbakanlığı döneminde (2008’de) NATO üyeliğinin Fransa, Almanya gibi

Yazının Devamı

İstanbul müzakerelerinin ardından

3 Nisan 2022

Hafta başında İstanbul’daki müzakerelerde Ukrayna, NATO'ya üye olmayacağı taahhüdünü verme karşılığında istediği garantileri sıraladı ve bu teklif metnini Rusya'ya iletti. Taraflar İstanbul görüşmesinde “önemli ilerleme” kaydedildiğini söylüyor ama silahları susturacak nihai anlaşmaya hala çok uzaklar.
Müzakerelerin 6 temel maddede yürütüldüğü yönünde açıklamalar vardı... Peki taraflar o 6 maddede hangi noktada ve bir uzlaşma metni ortaya çıkacaksa, bu, takriben nasıl bir çerçevede olabilir? İstanbul’daki turun ardından Ukrayna müzakere heyeti üyesi Mihail Podolyak ile görüştüm ve Ukrayna tarafından edindiğim izlenimleri aktarmaya çalışacağım...

Garantörlük, tarafsızlık, ateşkes...

Anlaşılan o ki, ortaya çıkacak nihai metinde birbiriyle bağlantılı üç temel konu olacak: Garantörlük, tarafsızlık ve ateşkes. Mihail Podolyak garantörlük mekanizmasını şöyle özetliyor:

Sunulan teklifte garantör ülkeler olarak BM Güvenlik Konseyi daimi 5

Yazının Devamı

Neden yeniden SAMP-T?

27 Mart 2022

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Olağanüstü NATO Zirvesi dönüşünde “Türkiye-Fransa-İtalya olarak üçlü attığımız adımları yeniden hayata geçirmek için çalışmalarımızı sürdürme kararı aldık” dedi ve SAMP-T füzelerini üreten EUROSAM ile iş birliğine geri dönüleceğini açıkça ifade etti. Bu açıklama, Rusya’dan alınan S-400 sistemine bir alternatif değil, zira Türkiye geçmişte bu iş birliği ile yerli üretimini geliştireceğini düşünüyordu.

Kısa bir hatırlatma yapmak gerekirse, uzun menzilli hava savunma sistemi için 2010’da teklif duyuruları yapılmış, Çin, Rusya, ABD ve İtalya-Fransa’nın (EUROSAM) yarıştığı ihale sürecinde Çin’in FD-2000 sistemi öne çıkmış, sonra bundan vazgeçilip Rusya’dan S-400 alınması kararlaştırılmıştı. Anlaşma Nisan 2017’de yapılmıştı. (İlk parti S-400 sistemleri 2019 Temmuz’unda gelmişti.)

Nisan 2017’de yapılan S-400 anlaşmasına rağmen, bu tarihten üç ay sonra 14 Temmuz 2017’de Aselsan ve

Yazının Devamı

Kırım’a has formül

20 Mart 2022

Bu hafta gözümüz Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu’nun Rusya ve Ukrayna ziyaretlerindeydi. Merak edilen konulardan biri şuydu: 10 Mart’ta Antalya’daki görüşmede bir uzlaşmaya varılamamış olmasına rağmen, ne oldu da Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu üçlü zirveden sadece üç gün sonra Rusya’ya, ardından da Ukrayna’ya gidip mevkidaşlarıyla görüşme ihtiyacı duydu?

Bu sorunun cevabı, Belarus görüşmelerinde sağlanan ilerlemedeydi. Türkiye, bu görüşmelerin geldiği noktayla ilgili bilgi sahibi olunca, "bunların tamamlayıcısı olmak ve Antalya’nın takibini yapmak" istedi. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’a bilgi verildi ve Erdoğan’dan da “Gidin görüşün, kolaylaştırın” talimatı alındıktan sonra, iki tarafın müzakerecileriyle temasa geçildi; Moskova, Lviv ziyaretleri planlandı. Özetle, Ankara’nın çabası, Belarus görüşmelerine bir alternatif yaratmak değil, o görüşmelere "tamamlayıcı" bir katkı sağlamak ve ivmeyi kaybetmemek.

Tarafsızlık garantisi

Cumhurbaşk

Yazının Devamı