Rusya’nın Ukrayna’ya saldırısı, İskandinav ülkelerinin NATO üyeliği talepleri, İttifak üyesi ülkelerden gelen açıklamalar bu haftanın ana gündem maddesini oluşturdu. Bu sıcak başlıkların içinde Fas’ta yapılan “DAEŞ ile mücadele Küresel Koalisyon” toplantısı gündemin alt sıralarında kaldı. Oysa, genişleyen istikrarsızlık alanları düşünüldüğünde, dünyada büyüyen terör riski asla küçümsenmemesi gereken bir konu. Bu sebeple Marakeş’teki toplantıya yaklaşık 80 ülkenin dışişleri bakanı katıldı. Bakanlar, DAEŞ’in savaş gücünü kaybetmesi sonrası, farklı örgütlerle yeniden dirilme ve belirli bölgelerde faaliyet gösterme riskini konuştu, özellikle de Afrika’da...
Elbette toplantıda Suriye, Irak ve Afganistan’daki terör ve örgütlerin bölgeye verdiği zarar da konuşuldu ama ana gündem Afrika’da yükselen aşırıcılık ve terör örgütlerinin eylemlerindeki artıştı. Türkiye’den bakınca - yanı başındaki terörle mücadele ederken - belki yeterince fark edilmiyor ama veriler ortaya koyuyor ki, kıtadaki tablo çok iç karartıcı.
Örneğin, pandeminin hemen öncesiyle kıyaslandığında, Afrika kıtasında şiddet olayları yüzde 40 ila 60 arttı. 2021’de DAEŞ ve bağlantılı örgütlerin yaptığı saldırılarda 3 bin 461 kişi hayatını kaybetti ve bu saldırıların yüzde 48’i sadece Sahra-altı Afrika ülkelerinde oldu. Kıtanın kuzeyindeki Sahra bölgesi ile güneyindeki Sahra altı Afrika’yı ayıran Sahel bölgesi ise terör örgütlerinin nefes alanı oldu. Hatta burası dünyada terör örgütleriyle bağlantılı grupların en hızlı büyüdüğü bölge ve verilere göre en öldürücü yer.
Kıtada terörist saldırılardaki ölümlerin yüzde 35’i bu bölgede oldu. İstatistiklere göre sadece bu bölgede terörle bağlantılı yapıların oranı 2007-2021 yılları arasında yüzde 1.000 arttı. Kıtada yakalanan DAEŞ üyelerinin çoğunluğu bu bölgeden geliyor. Bir milyon 400 bin kişi terör riski yüzünden yerinden oldu. Toplantıda hem Faslı hem de Amerikan dışişleri yetkililerinin verdiği bilgilere göre, 2021’de Afrika kıtasında yaklaşık 500 DAEŞ militanının karıştığı olaylarda 3 bine yakın kişi hayatını kaybetti.
Afrika ülkelerinin talepleri
Toplantıda farklı silahlı grupların, büyük terör örgütlerine katılım sebepleri değerlendirildi. “İslam” adı altında ideolojik çıkışla örgüte katılımlar olduğu gibi, kimi yerlerde bu, kabilelerle bağlantılı olabiliyor.
Toplantıda her ülkenin şartlarının farklı olduğu, çözüm önerilerinin de buna uygun olarak tek tip olmaması gerektiği, ülkeden ülkeye çeşitlilik göstermesi görüşü ağır bastı. Bu çerçevede örneğin Somali’de ya da Gine körfezinde korsancılık faaliyetleriyle terör eylemlerine karışan ve devletlerin ticari faaliyetlerini kilitlemeyi hedefleyen örgütlerle mücadele yöntemlerinin farklı olması gerektiği konuşuldu. Koalisyon üyeleri, bu farklılıklara odaklanarak çalışması gerektiği fikri üzerinde yoğunlaştı. Zaten geçtiğimiz aylarda oluşturulan “Afrika Odak Grubu’nun” ana amacı da buydu. Marakeş’teki toplantıdan sonra çabaların artırılması gerektiği görüşü hâkim oldu. Afrika ülkeleri bu kapsamda özellikle istihbarat, polis gücü ve mali destek bekliyor.
Sonuca gelirsek...
Toplantıda ülkeler, “terörle mücadelede konusunda ortak hareket etme” konusundaki görüşü birliğini yineledi. Ama bunun somut eylemlere dönüşüp dönüşmeyeceğine dair soru işaretleri var. Bunu zaman gösterecek.
Bu arada Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu’nun katıldığı toplantıda Türkiye, bir kez daha Suriye örneğinden yola çıkarak, DAEŞ ile mücadelenin YPG gibi başka terör örgütleri devreye sokularak yapılamayacağını, bir örgütün diğerinin varoluşuna yol açmaması gerektiği görüşünü yineledi. Toplantının sonunda Afganistan, Irak ve Suriye’deki DAEŞ varlığına atıf yapılırken, YPG terör örgütüne dönük bir ifade olmaması dikkat çekti.
Neden Fas’ta düzenlendi?
DAEŞ ile Mücadele Uluslararası Koalisyonu, toplantılarını her yıl başka bir ülkede yapıyor. Geçen yılki toplantı İtalya’nın başkenti Roma’da yapılmıştı. Afrika’da büyüyen terör riski sebebiyle geçtiğimiz aylarda “Afrika Odak Grubu” kurulmuş, bunun özellikle kıtaya dönük terörle mücadele çalışması yapması hedeflenmişti.
Bu yılki toplantının Fas’ta yapılmış olması, bu grup kararının bir yansıması gibi düşünüldü. Fas, toplantının ev sahipliği için gönüllü oldu. Bu arada koalisyonun liderliğini ABD yapıyor... Dolayısıyla her yıllık toplantıda, ABD de eş başkan oluyor ve tüm üyelere davetler, iki ülkenin ve bazen bir uluslararası kuruluşun eşgüdümüyle gidiyor. Bu yıl ABD Dışişleri Bakanı Anthony Blinken de Marakeş’te olacaktı ancak Kovid-19 hastalığı buna engel oldu. Onun yerine ABD’yi toplantıda Dışişleri Bakanlığı Siyasi İşler Müsteşarı Victoria Nuland temsil etti.
AFRİKA’DA EN ETKİLİ TERÖR ÖRGÜTLERİ:
Mağrib El Kaidesi:
Etkili olduğu bölge: Kuzeybatı Afrika,
Militan sayısı: 1.000 civarı,
Hedef: Kuzey Afrika’da İslam devleti kurmak,
Mevcut durum: 2014’te Mali’den çıkarıldıktan sonra güç kaybeden örgüt yeniden toplanıyor,
Eş-Şebab:
Etkili olduğu bölge: Somali, Güney Yemen,
Militan sayısı: Birkaç bin,
Hedef: Somali’de hükümeti ortadan kaldırmak,
Mevcut durum: 2012’den bu yana El-Kaide’ye bağlılığını açıkladı. Somali’deki saldırıların arkasında oluyor. Doğu Afrika’ya yayılma çabasında, Etiyopya’da saldırılar düzenliyor,
Boko Haram:
Etkili olduğu bölge: Nijerya,
Militan sayısı: Birkaç bin,
Hedef: Nijerya hükümetini devirmek, İslam devleti kurmak,
Mevcut durum: Sivillere dönük eylemlerine devam ediyor. Kamerun, Çad ve Nijer’i de hedefleri arasına aldı,
Tanrı’nın Direniş Ordusu:
Etkili olduğu bölge: Uganda, Sudan ve Sahra altı ülkeler,
Militan sayısı: 500 civarında Hristiyan isyancı,
Hedef: Din temelli devlet kurmak,
Mevcut durum: Çocuklara dönük eylemleriyle biliniyor. İstismar, kaçırma, köleleştirme, öldürme gibi yöntemler kullanıyor,
DAEŞ ile Mücadele Küresel Koalisyonu
Kuruluş: 2014,
Üye sayısı: 80 ülke ve 5 uluslararası örgüt,
Hedef: DAEŞ’in finansal ve ekonomik bağlantılarını kesmek, yabancı savaşçıları takip etmek ve faaliyetlerini bitirmek, DAEŞ’ten alınan yerlerde istikrarı sağlamak.