İSTANBUL’DA BİR KADİM SEMT : ANADOLU HİSARI

1 Mayıs 2018

Nedendir bilinmez, şehrin merkezinde ama keşmekeşten ve stresten uzak bu kadim semtin, tarihi öneminin ve sakladığı hazinelerin pek az İstanbullu farkında. Bilinmez mesela, Konstantinopolis’in fethinden 59 yıl önce Osmanlı toprağı olduğu, ilk köyün burada kurulduğu, ilk hisar, ilk caminin burada inşa edildiği ve ilk ezanın burada okunduğu...

Ya da hatırlanmaz Nedim’den Yahya Kemal’e, Recaizade Ekrem’den Halit Ziya’ya nice yazar ve şairin, şiirlerinde ve de romanlarında burayı anlattığı...

İşte bu az bilinen ama inanılmaz zengin bir tarihe sahip kadim semti, İstanbullularla buluşturmak için geçtiğimiz günlerde Güzelcehisar Eğitim Kültür ve Turizm Derneği, Beykoz Belediyesi’yle iş birliği yaparak, İstanbul’un ilk ‘QR Kodlu Mobil Turizm Tanıtım Projesi’ni hayata geçirdi Anadolu Hisarı’nda. Adım adım taranıp, yürüyerek gezilebilecek 28 yer belirlendi ve ilk etapta yedisinin önüne mihenk taşları ve QR kodlu panolar yerleştirildi. Teknolojiyle barışık olmayanlar için de ücretsiz dağıtılan yürüyüş parkuru ve görülecek yerleri anlatan haritalar hazır.

“Neler var?” derseniz, özeti aşağıda:

Küçüksu Kasrı

Semtin eşsiz doğal güzelliklerini ilk fark eden IV. Murat olur. I. Mahmut döneminde yapılan

Yazının Devamı

TURİZM HAFTASI VE ANADOLU HİSARI

24 Nisan 2018

Geçtiğimiz hafta oldukça yoğun ama bir o kadar da güzel geçti. Her yıl olduğu gibi sene de 15-22 Nisan tarihleri arasında turizm konusunda farkındalığı artırmak ve halkın turizm hareketlerine katılımını sağlamak amacıyla, 81 ilde çeşitli konferans, seminer, panel, yarışma ve gezilerle Turizm Haftası kutlandı.

Bu yıl ilk durağım, Doç. Dr. Nuray Türker’in daveti üzerine Karabük Üniversitesi Turizm Fakültesi’nde yaptığım konuşma için Safranbolu oldu. Bir sonraki günse Kocaeli Üniversitesi’nden Dr. Tülay Üzümcü’nün daveti nedeniyle ‘Turizm Sektörü-Akademi’ buluşması için Kartepe’deydim. Son durağım rehber olarak yıllar boyu birbirinden güzel turlar yaptığım Kapadokya’ydı. Turizm Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Şule Aydın’ın daveti üzerine Nevşehir Hacı Bektaş Veli Üniversitesi’nde ‘Turizmde Yeni Vizyon’ konulu panele katıldım. Birbirinden güzel üç şehri anlatan yazılarım önümüzdeki günlerde bu köşede sizlerle olacak.

Sonraki durağım, Güzelce Hisar Eğitim Kültür ve Turizm Derneği olarak uzun zamandır üzerinde çalıştığımız ve bir ilk olan ‘Anadoluhisarı QR Kodlu Mobil Turizm Tanıtım Projesi’nin tanıtım etkinliği oldu.

En eski yerleşimlerden

İstanbul’un en eski yerleşimlerinden biri olmasına ve

Yazının Devamı

Nisan festivalleri sizi bekler

17 Nisan 2018

Seyahat etmek, yeni yerler, yeni insanlar, farklı kültürler, yeni tecrübeler ve anılar demek. Herkesin farklı bir nedeni ve tercihi var ama kesinlikle festivaller daha önemli bir yer tutmakta. Nisan ayındaki, birbirinden ilginç onlarca festival arasından, sizler için en dikkat çekenleri seçtim. Gideceklere, şimdiden iyi eğlenceler! Deneyimlerinizi ve fotoğraflarınızi bekliyorum…

King’s Day

Avrupa’da hâlâ kraliyet ailesine sahip olan ülkelerden olan Hollanda’daki kutlamanın esas adı Queen’s Day, yani ‘Kraliçe’nin Günü’... 1885 Ağustos’unda Kraliçe Wilhelmina için başlatılan kutlamaların adı, 2014 yılına gelindiğinde Kraliçe Beatrix’in oğlu Willem-Alexander’ın tahta çıkmasıyla, King’s Day yani ‘Kral’ın Günü’ olarak değiştirildi. King’s Day, Hollanda Kraliyet Ailesi’nin Orange-Nassau Hanedanı’ndan olması ve isminde yer alan orange yani turuncu kelimesinden dolayı, aklınıza gelecek her şeyin o renge boyandığı dünyanın en renkli festivallerinden biri... 27 Nisan 2018-Amsterdam, Hollanda

Walpurgisnacht

Derler ki, her yıl Nisan’ın 30’unu, Mayıs’ın 1’ine bağlayan gece, tüm cadılar Hexentanzplatz’da toplanır, sonra hep beraber Harz Dağları’nın zirvesinde yer alan Brocken’a uçarlar. Orada

Yazının Devamı

İstanbul'daki Alman mirası

10 Nisan 2018

Osmanlı döneminde Kortüm, Dörpfeld, Jasmund, Ritter ve Cuno; Cumhuriyet dönemindeyse Egli, Holzmeister, Wagner, Taut ve şehircilik uzmanı Reuter gibi önemli Alman mimarlar, özellikle İstanbul’da birbirinden
güzel elçilik binaları, hastane, okul, banka ve köşkler inşa etmişlerdir.

- Tarabya Alman Sefareti

II. Abdülhamit tarafından 1880’de, Alman İmparatorluğu’na verilen arazi içinde bugün sefaret binaları, bir çeşme ve Moltke’nin anısına dikilmiş bir anıt yer alır. Deniz manzaralı tepede I. Dünya Savaşı’nda ölen Alman askerleri, Osmanlı Ordusu’nun Kurmay Başkan Yardımcılığı’na kadar yükselen Colmar Freiherr von der Goltz Paşa’nın mezarlarının bulunduğu askeri bir mezarlık da yer alır.

- Haydarpaşa Garı

1909 yılı ortalarında tamamlanan, Bağdat Demiryolları’nın başlangıç noktası garın mimarları, Otto Ritter ve Helmuth Cuno’dur. Duvar, tavan, kapı ve kemer süslemelerinde kullanılan kabartmalar, vitraylar ve çini panolar dikkat çekicidir.

-

Yazının Devamı

Bir aşk ve nefret ilişkisi

3 Nisan 2018

İlk diplomatik ilişki

İlk diplomatik ilişkimiz, Selçuklular zamanında. III . Haçlı Seferi komutanı Alman İmparator Friedrich Barbarossa, 1190 yılında Selçuklu Devleti’nin başkenti Konya’yı alır. Ama fazla kalamaz ve barış yaparak şehri boşaltır. İlk kültürel etkileşim ise 13’üncü yüzyılda II. Friedrich’in Türk-İslam düşünürleri Farabi ve İbni Rüşd’ün eserlerini Almancaya tercüme ettirmesiyle başlar. Niğbolu Meydan Savaşı’nda Osmanlı’ya esir düşüp bu topraklarda 30 yıl yaşayan Münihli Johann Schiltberger Bavyera’ya dönüp, 1476’da anılarını yayımlar ki, kitap Osmanlı Devleti’nin ilk dönemi hakkında önemli bir kaynaktır. 16’ncı yüzyılın ikinci yarısında Alman İmparatoru’nun gönderdiği heyetlerde yer alan Busbeck’in, Türkiye Mektupları ya da Hans Dernschwam’ın, Anadolu Seyahatnamesi gibi eserleri, Osmanlı imajının oluşmasında önemli rol oynar. Basılmış ilk Türkçe gramer, soylu bir aileden olan Alman papaz Hieronymus Megiser’in 17’nci yüzyılda Leipzig’te yayınladığı ‘Institutionum Linguae Turcicae Libri Quatuor’dur.

Cumhuriyet Dönemi

Cumhuriyet’in ilk yıllarında da sıkı dostluk devam etmektedir. Weimar Cumhuriyeti’nin inşa ettirdiği ilk elçilik yapısı, yeni başkent Ankara’dadır. Alman

Yazının Devamı

Nisan ayı, gezme zamanı...

27 Mart 2018

Kuzey yarımkürede kış mevsiminin bizlerle vedalaşıp tahtını ilkbahara devretmesinin üzerinden neredeyse bir ay geçti. 21 Mart ile kuzeyde günler uzayıp, havalar ısınmaya başlarken, doğa da yavaş yavaş canlanmakta ve bahar sarmalamakta güneşe hasret şehirleri. Sahiller ise yaz aylarında gelecek misafirler için çoktan hazırlığa başladı bile.

Kışa hazırlanan güney yarımküre ise sonbaharın keyfini çıkarmakta bugünlerde. Doğa için binlerce yıllık rutin döngü gerçekleşirken, gezginler bir kez daha planlar yapmaya başladı arzı keşif için, hem kuzeyde hem güneyde.

DUBAI

Bronzlaşmak ve alışveriş isteyenlere

Deniz, kum ve güneşi hatırlamak, yaz gelmeden biraz bronzlaşmak ve biraz da yaz alışverişi için en güzel seçim Dubai olacaktır. Dünyaca ünlü AVM’lerinde alışveriş yapabilir, Burj Al Arab, Palmiye Adası ve Bastakiya’yı gezebilir, dünyanın en yüksek binası Burj Khalifa’dan Dubai’yi fotoğraflayabilir, çöl safarisi yapabilir ya da komşu Abu Dabi’deki Ferrari eğlence parkında harika bir gün geçirebilirsiniz.

Ve tabii ki Lübnan… Doğunun Paris’i denilen Beyrut, 15 yıl süren iç savaş sonrası yeniden yıldız olma yolunda. Beyrut Ulusal Müzesi, Mohammed Al-Amin Camisi, Raouche, Ashrafieh, Hamra, Cornish

Yazının Devamı

İSTANBUL’DA BİR KADİM SEMT, FENER

20 Mart 2018

Semtin üzerine bir kartal gibi konmuş kırmızı tuğladan anıtsal bir bina ilişecek gözünüze ilk önce... Sonrasında yürümeye başlayınca, dar ve dik sokaklarında Fener’in, yıllar boyu büyük bir titizlikle saklanmış cumbalı evleri karşılayacak sizi... Rengarenk çamaşırları göreceksiniz, evler arasına gerilen iplere asılmış. Yüzyıllara kafa tutmuş, bakımsız ama zarif binaların arasına saklanmış, bir zamanlar fötr şapkalı beyefendiler ve şık hanımların topuk seslerine şahitlik etmiş Arnavut kaldırımlarında bu kez, çocuklar eşlik edecek size... Zamanın durduğu bu masalsı semtte attığınız her adımda, dar ve dik yokuşlarının her dönemecinde, kimi zaman neşeli, kimi zaman hüzünlü hikayeler gizli...

Ayırın bir pazar gününüzü bu kadim semti keşfedin, hikayelerini bugünün boynu bükük, kırık dökük boyasız ve terk edilmiş ama hâlâ mağrur eserlerini Fener’in...

Neresi bu Fener?

Önce Cibali, Ayakapı ve Balat Kapısı arasına düz bir çizgi çekin. Sonra her iki ucundan tepenin üzerindeki sizi ilk karşılayan kırmızı tuğladan yapılmış binaya, Rumların Megali Skhola, yani ‘Büyük Okul’ dedikleri Fener Rum Erkek Lisesi’ne birer çizgi daha çekin. Ortaya çıkacak üçgenin içinde kalan alandır Fener.

Adı Roma

Yazının Devamı

AZİZ PATRICK GÜNÜ: Şikago’da nehirler bile yeşil akıyor!

13 Mart 2018

Takvimler 373 yılını gösterdiğinde Roma İmparatorluğu’nun hüküm sürdüğü İngiltere’de dindar ve saygın bir ailenin oğlu dünyaya gelir. Maewyn Succat’tır adı. Babası Calpurnius bir diyakoz, büyükbabası Potitus ise papaz olan Patrick, 16 yaşında İrlandalı korsanlarca kaçırılır ve köle olarak satılır. İrlanda’da çobanlık yaparken inançlı bir Hıristiyan’a dönüşen Patrick, altı yıl sonra kaçarak evine döner. Aldığı dini eğitimi takiben tekrar İrlanda’ya gider ve Hıristiyanlığı yaymaya başlar. Rivayete göre de 17 Mart 493’te ölür ve sonrasında da ‘Aziz’ ilan edilir.

Neden yeşil? Neden üç yapraklı yonca?

Aziz Patrick Günü’nde yeşil giymek, İrlandalı olsun olmasın herkes için bir gelenek. Yeşilin nedeni üç yapraklı yonca. İrlanda’da Hıristiyanlık öncesinde üç yapraklı yonca, Keltler için bir muska olarak kabul edilirdi. Yapraklarının kalp şekilli olması nedeniyle ‘Ana Kalbi’ olarak adlandırılan ‘seamróg’ denilen bu yoncanın şans getirdiğine inanılır. Aziz Patrick de üç yapraklı yoncayı kullanarak Hıristiyanlık’taki Baba, Oğul ve Kutsal Ruh’u anlatır İrlandalılar’a.

Unutmadan, perilerin en sevdiği renk olduğu ve bu rengi giyen çocukları kaçırdıklarına inanıldığından, İrlanda’nın kırsal

Yazının Devamı