Türkiye’de herkesin bir gün göçmek için can attığı, hakkında en çok konuşulan yerdir İzmir. Mesela sorun, yoldan geçen birine İzmir’i, gitmemiştir belki ama bilir kızlarını, Kemeraltı’nı, Kordonboyu’nu, simite gevrek, çekirdeğe çiğdem dediklerini... Bir tek Karşıkaya karşı çıkar İzmirli olmaya, o da dayanamaz “35,5” der kendine...
Dünyanın en kozmopolit kentlerinden biridir İzmir. Yüzyıllar boyu yedi düvelden gelenin, bir daha gidemediği, kaldığı yerdir burası... Geleni bozar, kendine uydurur ama kendi bozulmaz. Bu yüzden midir, bilinmez içi dışı güzeldir insanının. Attila İlhan, Ayhan Işık, Gönül Yazar, Hüsnü Özyeğin, Metin Oktay, Tan Sağtürk, Tanju Okan ve daha nice başarılı sanatçı, işadamı, sporcu çıkarmıştır bağrından... Kızlarının güzel oldukları ise tescillidir, güzellik yarışmalarının kazananlarına bakmak yeterlidir.
Smyrna, Amazonların kraliçesi...
İstanbul gibi dişidir İzmir de... Farkı savaşçı olmasıdır bu kadının...Genlerindedir savaşçılık. Adını, bundan 3500 yıl önce, dev atlarıyla Doğu Karadeniz’deki Themiskyra’dan gelip, Kadifekale eteklerinden tozu dumana katarak Meles Çayı kıyılarına inen, daha iyi yay çekebilmek için, küçük yaşta sağ göğüslerini kestiren, kalkan ve
2018 resmen başlamış bulunuyor. Yeni bir yıl, farklı seyahatler demek ve her seyahat, yeni bir deneyim. Nedendir bilinmez ama ülkemin insanları kışaylarında gezmeyi pek sevmiyor. Gelin, bu sene gezmeye Tanrı’nın özenerek yarattığı, her mevsim bir başka güzel olan ülkemizden başlayalım. ‘Soğuk kış aylarında gezilmez’ inanışına inat, doğudan batıya yurdumuzun her bir köşesinin tadını çıkaralım. Hep beraber yeni yerler keşfedelim. Bu kış gitmeyi planladığım yerlerin listesi aşağıda. Olur da siz benden önce gider, ya da kışın gidilecek yeni bir yer keşfederseniz, bana yazın. Bu köşede gezmeyi seven tüm dostlarla deneyimlerinizi paylaşalım.
Kapadokya
Bir masal dünyasını andıran Kapadokya, kışın karlar altında ayrı bir güzel. Sessiz ve sakin. Gün içinde Göreme, Zelve, Derinkuyu, Kaymaklı ve Ihlara’yı birbirinden güzel fotoğraf karelerine konuk edebilirsiniz. Karlarla kaplı vadileri balondan seyretmenin muhteşem bir deneyim olduğunu sakın unutmayın.
Pamukkale
Travertenler, Laodikya ve Hierapolis antik kentleri sizi büyüleyecek. Günün sonunda ise, dünyanın en özel ve güzel havuzlarından biri, yaz-kış 36 derece olan, antik havuz sizi bekliyor. “Arabayla gidilmez” derseniz, İstanbul’dan her
Bu pazar gecesi 2017’yi uğurlarken, 2018’e “Hoş geldin” diyeceğiz. Esasında biz bunu derken, insanlar Kribati, Samoa ve Chatham’da yeni yılın ilk öğle yemeğinde, Avustralya, Japonya, Kore, Çin, Malezya’da ise sabah kahvaltısında olacak. Yıllar önce bir Alman grup için Sydney’den başlayıp, Berlin’de son bulan, ‘Bitmeyen Yılbaşı’ turu hazırlamıştım. Kiralık bir jetle, sırasıyla dünya metropollerinde yılbaşı kutlamalarına katılmış, birbirinden ilginç tören ve adetlere tanıklık etme şansı bulmuştuk.
Farklı ülkeler, farklı gelenekler ve inanışlar demek. Kimi ülkelerde yılbaşında giyilen iç çamaşırlarının renklerinin, kimilerinde ise yenilen içilenlerin, yeni yılda şans ve mutluluk getirdiğine inanılıyor. İşte ülkelere göre ilginç yılbaşı adetleri...
Avustralya
Yılbaşı yaza denk geldiği için genellikle piknik yapılarak veya denize girilerek kutlanıyor.
Filipinler
Evin tüm pencereleri ve ışıkları açılır. Pencere pervazlarına, pantolon ve ceket ceplerine bozuk para konursa, yeni yılda bereket getireceğine ve yeni yıl gecesi 12 yuvarlak meyveyle dolu bir sepetin masada olmasının şans ile mutluluk getirdiğine inanıyorlar.
Japonya
Yine bir aralık ayı... Bir yıl daha kayıp gitmek üzere hayatımızdan... Yenisini karşılamak için son hazırlıklarla uğraşıyor, dünyanın dört bir yanında insanlar...
Peki, kaçımız biliyor yılbaşının Noel’le hiçbir alakasının olmadığını? Ya da Noel Baba’nın aslında ne Hristiyanlıkla ne de Aziz Nikola ile bir bağlantısının bulunmadığını?
Bugünkü Miladi Takvim ya da diğer adıyla Gregoryen Takvim, 16’ncı yüzyılda kullanılmaya başlandı ama kökeni Roma Cumhuriyet Takvimi’dir ve Hristiyanlıkla bir bağlantısı da yoktur.
Dördüncü yüzyılda Roma İmparatorluğu tarafından tanınan ve özgürlüğüne kavuşan kilise, Roma Takvimi’ni kendine mal edip, içindeki tüm kültür öğelerini zamanla temizledi. Yerlerine de Hz. İsa’nın doğumu, ölümü, dirilişi ve göğe yükselişini içeren, Noel ve Paskalya’yı yerleştirdi.
Aslında ne kutlanıyor?
Hristiyan dünyası, 4’üncü yüzyıla kadar her yıl 6 Ocak’ta; Hz. İsa’nın beden alarak dünyaya gelişini, sekiz günlükken yapılan sünnetini, 40 günlükken mabede sunuluşunu, 12 yaşında din adamlarıyla konuşmasını ve 30’unda Yahya tarafından vaftizini, ‘Epiphany’ adını verdikleri bir yortuyla kutlardı.
Aynı yıllarda Roma’daysa, 24 Aralık’ta Saturnalia eğlenceleri sona erip, 25 Aralık’ta
Sadece moda sektöründe sürekli trendler değişmiyor. Turizmde de değişiyor.İnsanların seyahat, konaklama tercihleri neredeyse her yıl farklılaşıyor. Bu sene gözde olan tatil ya da seyahat, bir sonraki yıl yerini bir başka programa bırakıyor. Hafta sonu Kuşadası’ndaydım. Sohbet sırasında dostlar sordu “2018’de neler gözde?” diye... Bize de yazmak düştü. İşte 2018’in seyahat trendleri...
Sürdürülebilir turizm ve çevreye saygı
En önemli kriterlerinden biri, tatil için seçtiğiniz tesiste sürdürülebilir enerji kaynaklarının kullanımı. Ülkemizde Kültür ve Turizm Bakanlığı, belirlediği şartları taşıyan tesislere ‘Yeşil Yıldız’ veriyor. Çevreye duyarlı bu tesislerde geri dönüştürülebilir malzemeler kullanılıyor, enerji ve su tasarrufu yapılıyor. Uçak yolculukları da ciddi bir karbon salınımı yaratıyor. Karbon ayak izinizi silmek için karbon sertifikası alarak sürdürülebilir turizme uygun bir ulaşım yapabilirsiniz.
Ekstreme geziler
Gün geçtikçe artan bir talep var sıra dışı gezilere ve ekstreme tatillere... Eh, talebin olduğu yerde mutlaka arz da oluşuyor. Son birkaç yıldır program hazırladığım yerler arasında şunlar yer alıyor: Kış aylarında ortalama -50 dereceyle dünyanın en soğuk yerleşimi
Zaman zaman içinde, kalbur saman içinde deve tellal iken, horoz imam iken, manda berber iken, annem kaşıkta, babam beşikte iken… Ben babamın beşiğini tıngır mıngır sallar iken, babam düştü beşikten, alnını yardı eşikten annem kaptı maşayı, babam kaptı küreği, gösterdiler bana kapı arkasındaki köşeyi, o öfkeyle Tophane minaresini cebime sokmayayım mı borudur diye, Tophane güllesini cebime doldurmayayım mı darıdır diye, orada buldum iki çifte bir kayık, çek kayıkçı Eyüb’e, Eyüb’ün kızları haşarı bir tokat vurdular enseme, gözlerim fırladı dışarı ben de oturdum yazdım bu yazıyı...
Deyimler
Balık kavağa çıkınca
İstanbul Boğazı’nın Karadeniz’e kavuştuğu noktadaki Rumeli Kavağı’yla, Anadolu Kavağı’nda balık tutmak, hem çok rüzgarlı olmaları hem de kuvvetli akıntı nedeniyle neredeyse imkânsız gibiymiş. Balığın bollaşıp, fiyatının düştüğü zamanlarda Marmara’da tutulanlar, buralara kadar götürülüp satılırmış. İstanbullu balıkçılar, normal zamanlarda pazarlık yapan müşterilerine, “O fiyat ancak balık kavağa çıkınca olur” derlermiş. Bir işin olamayacağını anlatan bu deyim, o zamanlardan kalma...
Dingo’nun Ahırı
İstanbul’da iki atlı tramvayların kullanıldığı yıllarda, dik Şişhane yokuşu için
Göz kamaştıran rengarenk süslemeler, sıcak şarap, kahve, ballı badem, yıldız, çam ağacı ya da Noel Baba şekilli çörekler, çeşit çeşit içecek ve tabii ki envai çeşit hediyelik eşya...
Her yıl kasım ayı sonuyla birlikte, Avrupa şehirlerini Noel heyecanı sarmakta ve küçük kulübelerden oluşan minik masalsı şehirler inşa edilmekte şehir meydanlarında. Avrupa için Noel demek aslında ‘Noel Pazarları’ demek ve siz de yeni yıl kutlamalarının en renkli kısmını ve büyüleyici kokusunu deneyimlemek istiyorsanız, valizinizi hazırlamaya başlayın.
Şimdi Avrupa’da ‘Noel Pazarları’ zamanı...
Nereden çıktı bu pazarlar?
‘Noel Pazarları’ yüzyıllar boyunca yorgun köylülerin tekdüze ve uzun kış gecelerini renklendiren yegane eğlence oldu Avrupa’da ama özellikle de Almanya’da. İlk pazarın 13’üncü yüzyılda Viyana’da kurulan ‘Aralık Pazarı’ olduğu söylenir. Rivayete göre, İmparator 11. Albert, dükkân sahiplerine kış bastırmadan birkaç günlük bir pazar için izin verir. Böylece köylüler soğuk kış aylarında ihtiyaç duyacakları şeyleri stoklama şansına sahip olur.
Pazar o kadar ilgi çeker ki, bir süre sonra Avrupa’nın her tarafında ‘Kış Pazarları’ kurulmaya başlar aralık aylarında. Yerel halk, ufak kulübelerde
Sonbahar tahtını kışa bırakmaya hazırlanıyor. Havalar serinledi artık ve güneyi mekan eyleyenler dahi, döndü şehr-i İstanbul’a... Yine yaşam, okul, iş ve ev arasında sıkışıp kaldı pek çoğunuz için. Gelin değiştirelim bu yeknesak hayatı.
Mevsimlerden kış ve İstanbul’u keşfetme zamanı!
Hiç kışın keşfe çıktınız mı bu yaşlı ama mağrur şehri? Rüzgarlı sokaklarında kaybolup, bir sahlep bardağıyla ısınmayı denediniz mi mesela? ‘Yedi tepeli şehir’ deriz hep, ama bilir misiniz yedi tepesini? Hangisidir mesela en serini, görünmeyeni?
Her yol Sultanahmet’e çıkar
Her yolun Roma’ya değil de, Sultanahmet’e çıktığının kanıtı Milyon Taşı’nın önünden her daim geçip de, hiç fark etmeyenlerden misiniz?
Edirnekapı’da Mihrimah Sultan Camii’nin eteklerinde çorbanızı yudumlayıp, Süleymaniye’de kurufasulyeye kaşık salladınız mı?