Doğru tercih, normal sonuç

10 Kasım 2014

Vahid Halilhodzic gitti, böyle oldu demeyeceğiz elbette. Boşnak hocanın günahlarıyla sevaplarıyla, Trabzonspor’a yararlı olamayacağı aşikardı zaten. Ancak ilginç olan, Boşnak hocanın yokluğunda bordo-mavili takımın ilk defa böyle istekli, son dakikaya dek pes etmeyen bir görüntü sergilemesiydi. Daha önemlisi bir takım hüviyeti vardı sahada.
Halilhodzic yoktu, ama yardımcıları yapmıştı kadroyu bu kez. Ve bize göre mevcut oyunculardan seçilmiş en doğru onbir sahadaydı. Ne Lokeren maçında son dakikada oyuna alınan Cardozo küskün, ne Özer buruk, ne de bir türlü Vahid hocanın gözüne girmeyi başaramayan Yusuf dargındı takıma.
Haa, Trabzonspor çok mu iyi oynayarak kazandı? Hayır. Ama doğru oyun stratejisiyle neler yapabileceğini gösterdi en azından. Yenen iki golde de fahiş kaleci ve savunma hataları yaşandı. Bir o kadar da gol pozisyonu verdi Trabzonspor. Orta alanda özellikle ikinci yarıda tüm yük Salih’in üzerine kaldı. Mehmet Ekici ve Özer ofansif oyunu tercih ederken, Constant yeteri kadar yardımcı olamadı arkadaşlarına. Dolayısıyla Konyaspor’un pas yaparak bu bölgeyi geçmesi kolaylaştı. Bu dezavantaja karşın, hücumda daha üretken bir kadronun sahada yer alması yediğinden

Yazının Devamı

'Common sense' değil, adalet gerek!

8 Kasım 2014

UEFA Hakem Komitesi üyesi ve Türkiye’den sorumlu eğitimcisi Uilenberg diyor ki; “Kamuoyunun çoğunlukla benimsediği bir hakem kararı üzerinde tartışmayın. Genel kabul gördüyse işi uzatmayın.”

Ne demek bu? Dört büyük takım aleyhine bir karar verdiyseniz, medya, hakem yorumcuları ve kamuoyu bunun üzerinde fazla durmuyorsa, hakem de MHK de paçayı kurtarır.

Yanlış okumadınız. Durum aynen böyle. Deve dişi gibi bir hakeminiz kuralları zorlayan bir karar verdiyse önemli olan akil (!) insanların görüşüdür.

Merkez Hakem Kurulu Başkanı Sayın Zekeriya Alp ve halen yönetiminde bulunan üyeler ile dışarıdan destek verenler de biliyor ki, gerçek bu!

Örneğin, Fenerbahçe-Konya maçı. Çaldığın düdük ürküttüğün kurbağaya zarar vermediyse, sen de yırtarsın, MHK de!

Veya Galatasaray- Gençlerbirliği maçı. Rakip takımın canı acısa da, camiaya ayar verenlerin sesi çıkmazsa, herkes susacak ve durumu kabullenecek. İdare etmek ve günü kurtarmak böyle bir şey işte!

Sayın Zekeriya Alp... Jaap Uilenberg’in literatürümüze soktuğu Common sense’in çivisi çıktı.

İnsanlar artık uyandı, akıllandı. Taraftar giderek futboldan uzaklaşırken, hata yapan hakemin ceza almak yerine ödüllendirilmesini görmek, e

Yazının Devamı

Çadır tiyatrosu!

7 Kasım 2014

Lokeren maçından 24 saat önce yaşananlara bir bakalım. Trabzonspor kulübü yöneticileri Ersun Yanal’a teknik direktörlük teklifi götürüyor ve gelişme anında medyaya yansıyor. Yerine halef aranan Vahid Halilhodzic olup bitenden haberdar oluyor. Aynı Halilhodzic basın toplantısında Cardozo ile Constant’ın eski kulüplerinde istenmeyen adam oldukları için transfer edildiklerini ve kendisinin ilk tercihi olmadıklarını açıklıyor. Bu şok sözler çok kısa bir süre sonra kamptaki iki futbolcunun kulağına gidiyor. Constant adeta çıldırıyor. Takımla birlikte olan yöneticiler ise müthiş bir hafiyelik örneği sergileyerek, internet medyasını sallayan açıklamanın Constant’a nasıl ulaştığının izini sürüyor! Bu arada hep yurt dışı maçında futbolcularının yanına giderek onlara moral veren başkan kamp yapılan otelin önünden bile geçmeyerek “yol arkadaşına” sözüm ona mesaj veriyor.

Dallas dizisinin senaristi duysa, küçük dilini yutar vallahi! Trabzonspor gibi bir kulüpte yöneticisinden teknik direktörüne garip bir ruh hali hakim iken, iş yine sahadaki futbolculara düşüyor. Artık böyle bir ortamda, bunca gerilimin içinde nasıl maç kazanılır siz karar verin.

Tüm bunlar yetmiyor, Boşnak hoca

Yazının Devamı

Son sözü ne zaman söyleyecek?

2 Kasım 2014

Ligde son 6 maçta kalesinde hep gol görmüş Trabzonspor. Ne demek bu? Halilhodzic’in “önce savunma” anlayışı pek de uymamış bordo-mavili takıma... Onur’un sakatlığı ve her maçta değişen savunma kuşkusuz bu tablonun en önemli nedeni. Özellikle göbekteki ikilinin uyumsuzluğu, kademe hataları ve adam paylaşımı, Trabzonspor’un en ciddi sorunlarından biri. Hâl böyle olunca, sekiz maçta kalesinde 11 gol görmesi de normal!

Vahid hocanın tartışılan ve kapris kokan oyuncu tercihleri bir yana, ortada bir başka gerçek daha var. Trabzonspor oyunun inisiyatifini almadığı vakit ciddi sıkıntılar yaşıyor. Kendi yarı alanında rakibi beklediği her maçta geriye düşüyor. Sonra uğraş bakalım yediklerini çıkarmaya.

Halilhodzic maçtan önce Gekas ile ilgili bir soruya şöyle yanıt vermişti; “Rakibi ve etkili oyuncularını elbette iyi etüt ettik. Henüz son sözümüzü söylemedik.” Ben bu konuda şüpheliyim. Akhisar’ın bu sezon attığı gollerin şablonu belli. Bilal-Gekas işbirliği dün de dahil tam 5 gol getirmiş. O zaman yapacağın belli. Birinin top kullanmasına izin vermeyeceksin, diğerinin topla buluşmasını engelleyeceksin. Belki yaşlı (!) Gekas’ı engellemek zor ama, Bilal’i duran toplar dışında etkisiz

Yazının Devamı

Cep mesajı, Mandıralı ve Akçay

1 Kasım 2014

“Ders almam, ders veririm” diyen teknik adamlara yabancı bir toplum değiliz.
Vahid Halilhodzic de hatalarından ders çıkaramayan, dediğim dedik çaldığım düdük, ‘nevi şahsına münhasır’ bir muhterem.
Trabzonspor’a geldiği günden beri herkesten ve her olaydan şikayet eden Boşnak teknik adam, Mustafa Yumlu-Zeki Yavru operasyonunda olduğu gibi, paçayı kurtarmak adına futbolcularının topun ağzına konmasına kayıtsız kalarak, gerçek karakterinin şifrelerini veriyor aslında.
Karabükspor yenilgisi sonrası kendini sorgulamak yerine, oyuncularını “ihanetle” suçlayacak kadar kontrolü kaybeden Vahid Halilhodzic, galiba dokunulmazlık zırhının gücünü test ediyor.
Başakşehir maçında hakeme itiraz ettiği gerekçesiyle tribüne gönderilen Halilhodzic, “Kariyerimde ilk kez atılıyorum” demesine karşın gerçeğin farklı olduğu internetin sihirli tuşları ortaya çıkarırken, Legia sınavında da takımını yalnız bırakması, aslında bu tip eylemlere yabancı olmadığını gösteriyor.
Kafaları karıştıran diğer olay, Gaziantepspor maçı sonrası söylemiydi; “İlk defa dört gol yiyen bir takıma hocalık yapıyorum” sözleri örneklerle çürütüldüğünde acaba Halilhodzic ne düşünüyordu, merak ediyorum? Burada da

Yazının Devamı

Yeter artık Vahid hoca!

27 Ekim 2014

Ne yani? İki farklı geriden gelip, beraberliği uzatma dakikalarında attığı golle kurtarabilen Trabzonspor’da, teknik direktör Vahid Halilhodzic’i yaptığı oyuncu değişikliklerinden dolayı kutlayıp, alkışlayacak mıyız? Asla. Hatta en ağır biçimde eleştireceğiz Boşnak hocayı. Eğer aradan geçen 4 aylık sürede elindeki futbolcu topluluğunun özelliklerini ve yeteneklerini öğrenemedi, kimin nerede oynayabileceğini çözemedi ise, gerçi dün ucuz kurtuldu ama, yaptığı fantezinin bedelini de ödemek zorundadır Halilhodzic!

Birkaç soru ile başlayayım; Son iki maçın yıldızı Mehmet Ekici’yi dinlendirme fikrine saygı duyarız. Lakin, Özer hazır durumda ise niçin ilk onbirde başlamadı? Zeki, sol bek oyuncusu değil. Onu hataya zorlamak, hatta ıslıklatmak hoşuna mı gidiyor hocanın? İkinci yarıda aklı başına gelip Zeki’yi gerçek görev yerine alınca, hatasını görebildi mi acaba? İlk yarıda Sefa’yı sol çizgide oynatmak nasıl bir öngörüdür?

Gelelim savunmaya. Savunma değil, yol geçen hanı. Belkalem ve uzun bir sakatlıktan çıkan Mustafa Yumlu böyle bir maçta bir arada oynar mı? Madem o bölgenin alternatifi Medjani, neden ilk kurgu böyle düşünülmedi? Niçin Cezayirliyi ikinci yarının hemen başında

Yazının Devamı

Kişi kendinden bilir işi!..

25 Ekim 2014

Hafta başında FİFA kokartlı iki deneyimli hakem, Fırat Aydınus ve Bülent Yıldırım’ın UEFA’nın atletik testini geçemedikleri için FİFA listesinden çıkarılacaklarına dair bir haber yazdık.
Önce Merkez Hakem Kurulu Başkanı Zekeriya Alp aradı. Moralinin son derece bozuk olduğu sesinden belliydi. Tadı kaçmış, Aydınus ve Yıldırım ile ilgili olumsuz gelişmelerin medyaya yansımasından rahatsız olmuştu.
Epey konuştuk. Türk futboluna geçmişte TFF başkanı olarak da hizmet etmiş, halen FİFA’da önemli bir görevde bulunan büyüğünün, haberin Milliyet gazetesinde çıkmasını manidar bulduğunu söyledi. Ardından da ekledi; “Ben de kendisine dedim ki, federasyon başkanının bu gelişmelerin hiç birinden haberi yok.”
Ertesi gün bir hakem yorumcusu ağabeyimiz konuyu gündeme getirip, Aydınus ile Yıldırım’ın durumun bildiğini, lakin “rica” üzerine bunları yazmadığını ifade etti.
Dün de meslektaşım Ömer Faruk Ünal, köşesinde olaya farklı bir boyut kazandırdı! Hakem camiasını yıllardır takip eden Ünal, gazetecilik mesleğinden gelmiş olmasına karşın şu soruyu sordu;
“Geçtiğimiz pazartesi günü TFF başkanının sahip olduğu gazetede sevgili Cemal Ersen imzalı FİFA listesi yayınlanınca akla bir çok

Yazının Devamı

Trabzon patronunu buldu

24 Ekim 2014

Selçuk İnan’dan sonra Trabzonspor’un yıllardır eksikliğini hissettiği pozisyonu Mehmet Ekici’nin dolduruyor olması, bordo-mavili ekibin transferdeki en önemli kazancı olacak kuşkusuz. Uyum sürecini atlattıktan ve takımla birlikte oynama alışkanlığını edindikten sonra, Ekici’nin Trabzonspor’a katkısının ne denli büyük olacağı şimdiden belli. Mersin maçından sonra dün akşam da Lokeren karşısında üstlendiği “lider” rolü, hem kendisine hem takımına çok yakışacak eminim.

Trabzonspor açısından mutlak kazanılması gereken bir maçtı. Ancak özellikle ilk yarıda rakibin üçlü forvetine önlem almakta zorlanan temsilcimiz, orta alanda kaptırdığı topların kalesinde tehlikeye dönüşmesine uzun süre engel olamadı. Buna karşın hücumda da yeterince etkili değildi.

İkinci yarıda Bosingwa devreye girip sağ kulvarı etkili kullanmaya başlayınca, Yatabare de içeriye dönerek Cardozo ile birlikte rakip savunmanın dengesini bozmaya çalıştı. Lokeren ceza alanı içinde yaratılan karambol pozisyonlarında şans biraz Trabzonspor’un yanında olsa, ya da Cardozo ve Waris gibi ayaklar son vuruşları doğru yapabilse, skor tabelası farklı olabilirdi. Bu arada Cardozo’nun ısrarla gol yapmak uğruna daha uygun

Yazının Devamı