Vahid Halilhodzic gitti, böyle oldu demeyeceğiz elbette. Boşnak hocanın günahlarıyla sevaplarıyla, Trabzonspor’a yararlı olamayacağı aşikardı zaten. Ancak ilginç olan, Boşnak hocanın yokluğunda bordo-mavili takımın ilk defa böyle istekli, son dakikaya dek pes etmeyen bir görüntü sergilemesiydi. Daha önemlisi bir takım hüviyeti vardı sahada.
Halilhodzic yoktu, ama yardımcıları yapmıştı kadroyu bu kez. Ve bize göre mevcut oyunculardan seçilmiş en doğru onbir sahadaydı. Ne Lokeren maçında son dakikada oyuna alınan Cardozo küskün, ne Özer buruk, ne de bir türlü Vahid hocanın gözüne girmeyi başaramayan Yusuf dargındı takıma.
Haa, Trabzonspor çok mu iyi oynayarak kazandı? Hayır. Ama doğru oyun stratejisiyle neler yapabileceğini gösterdi en azından. Yenen iki golde de fahiş kaleci ve savunma hataları yaşandı. Bir o kadar da gol pozisyonu verdi Trabzonspor. Orta alanda özellikle ikinci yarıda tüm yük Salih’in üzerine kaldı. Mehmet Ekici ve Özer ofansif oyunu tercih ederken, Constant yeteri kadar yardımcı olamadı arkadaşlarına. Dolayısıyla Konyaspor’un pas yaparak bu bölgeyi geçmesi kolaylaştı. Bu dezavantaja karşın, hücumda daha üretken bir kadronun sahada yer alması yediğinden fazlasını atmaya yetti. Cardozo penaltı golüne sevinmese de, takımını galibiyete taşıyan şık kafa vuruşunda alkışı fazlasıyla hak etti. Bu gol belki de oyuncunun yeniden doğuşu olacak. Cardozo, doğru yerde oynatıldığı ve istediği pasları aldığı takdirde, kalite tesciline gerek duymadığını kanıtladı. Doksan dakika rakip savunmaya baskı yapması, orta alana yardıma gelmesi ve ani ataklarda arkadaşlarına isabetli paslar vermesi, tabii ki rastlantı değildi. Çünkü bu özellikler onun bilenen meziyetleriydi.
Mehmet Ekici’ye de bir parantez açmak gerek. Gerçekten bu takımın lideri olacak bir yetenek. Ofansif oyunda her an kaleyi düşünen Ekici, dün akşamki performansını şık bir golle taçlandırabilirdi. Ancak iki müthiş vuruşta kaleciyi geçen topun direğe takılması, Trabzonspor’dan çok Ekici’nin şanssızlığı idi.
Beraberlik serisiyle hem taraftarın, hem yönetimin, hem de kendi kimyasını bozan Trabzonspor’a Konyaspor galibiyeti kuşkusuz ilaç gibi gelecek. Lige verilen ara, teknik adam değişikliği ve dünkü moral motivasyon, bu kadronun çok daha iyi işler yapabilmesi açısından bulunmaz fırsat.
Fakat şu gerçek de unutulmamalı; Halilhodzic 4 ay süre istedi, olmadı. Şimdi onun halefinin de zamana ihtiyacı var. Kimse elinde sihirli değnekle dolaşmıyor. Lakin sihirli dokunuşlar için bir o kadar daha beklenmeyeceği de kesin!