Şiddetin rengi karadır!

27 Aralık 2014

Bir dönem insanların dilinde tüy bitmişti. Ama heyhat! Sporda Şiddet ve Düzensizliğin önlemesine dair yasa tasarısı, komisyon ile TBMM genel kurulu arasında pinpon topu gibi gidip gelirken, aklı başında spor yöneticileri “Etmeyin, e-bileti sadece futbolda uygulamayın. Küfür ve şiddeti önlemek istiyorsanız, basketbol ve voleybol gibi spor dallarını da kapsasın” diye yırtınırken, zevahiri kurtarmaya çalışanların zafer çığlıkları bastırmıştı bu uyarıyı.
Dönemin genel müdürü ve ilgili iki federasyonun başkanı, o günlerde meclis koridorlarında muzaffer komutan edasıyla caka satmış, sanki Türk sporuna unutulmayacak bir hizmette bulunmuşlardı.
Evet bulundular!.. Sonuç ortada. Önceki gün oynanan Karşıyaka- Galatasaray basketbol maçında yaşanan rezilliğe bakın. Son dakikalarda mola alan Galatasaray koçu Ergin Ataman’a binlerce kişi tek bir ağızdan ağır küfürler etti. Bir yere kadar. Ataman da etten sinirden yapılmış insan. Elindeki tahtayı fırlatıp salonu terk etmek istedi. Orada bulunan özel güvenlik ve polis kimseye müdahalede bulundu mu? Hayır. Oturup seyretti hepsi.
Bu örnek tek değil. Ezeli rekabetin yaşandığı her basketbol maçında küfür, şiddet ve olay var. Statlardakinin

Yazının Devamı

Alkışlar iki takıma

22 Aralık 2014

Hangi takım yenilse, “yazık olurdu” cinsinden bir maç izledik Bursa’da. Golleri, hataları, kartları ve tartışmalı pozisyonlarıyla futbol adına aklınıza ne geliyorsa vardı. Öncelikle, temposu bu kadar yüksek bir maçta heyecan son dakikaya kadar sürüyorsa, iki takım oyuncularını da tebrik etmek gerek. Bursaspor maçın başı sayılabilecek bir bölümde yenik duruma düşmesine karşın Trabzonspor’un kronikleşen savunma hataları devreye girince, düşündüğünden de kolay fırsatlar yakaladı.

Ersun Yanal’ın sürekli önde oynama stratejisi geçen sezonki Fenerbahçe gibi bir takımda sonuç verebilir. Lakin defansif yönü oldukça zayıf bir Trabzonspor’da bunu denemek, riskleri de beraberinde getirir. Bordo-mavili ekibin yediği gollerin tamamında hücum ederken kaptırılan toplar ön plana çıktı. Bursaspor gibi yarı alanından hızlı ve çok adamla çıkan bir takım karşısında daha dikkatli olmak gerekirken, bireysel hatalar peşi sıra gelince, Trabzonspor’un ilk iştahı ister istemez kırıldı. İlk golde ağır zemin ve topun kaygan olmasının da etkisiyle gereksiz bir penaltıya neden olan kaleci Fatih, parlak olacağına inandığımız kariyeri adına yine ders çıkaracağı bir hataya imza attı. Sonrasında Fatih Atik’in

Yazının Devamı

'Şaibeli' ve 'şüpheli'

20 Aralık 2014

Galatasaray’ın eski başkanı Ünal Aysal, Fenerbahçe ile oynayacakları maç öncesi aynen şu ifadeleri kullanmıştı: “Hakem Cüneyt Çakır Galatasaray konusunda şaibeli bir hakemdir. Maçı sertleştireceğini düşünüyorum.”
FİFA kokartlı hakem hakkında sarf ettiği sözleri büyük tepki çeken Aysal, disiplin kuruluna sevk edilmiş ve “Sportmenliğe aykırı açıklamaları” nedeniyle 30 gün hak mahrumiyeti cezası almıştı.
Benzer bir suçlama geçen hafta oynanan Gaziantepspor-Beşiktaş maçından sonra geldi. Antep başkanı İbrahim Kızıl bu kez hakemle birlikte hedefe MHK başkanı Zekeriya Alp ve kurulu da koymuş ve “MHK üzerinde ciddi şüphelerimiz var. Bu MHK ile bu iş gitmez. Bizimle alay edercesine pişkince konuşuyor” şeklinde konuşmuştu.
Aysal hakemi, Kızıl ise kapsam genişletip Merkez Hakem Kurulu başkanını doğrudan suçlamıştı. Aradaki fark, “şaibeli” ile “şüpheli” kelimelerinin TDK sözlüğündeki anlamı kadardı.
İşte bu anlam farkı Alp’i istifaya kadar götürdü. Haftalık basın toplantısına kadar Kızıl hakkında hukuki bir işlem yapılmadığını gören MHK başkanı, canlı yayında görevi bıraktığını açıklarken, gerekçesine de Gaziantepspor başkanının sert sözlerini oturttu.

Hâlâ umutluyum

Alp’in

Yazının Devamı

Ya Gekas oynasaydı?

19 Aralık 2014

Kupayı angarya görüyorsan sahaya sürdüğün kadronun arkasında duracaksın. Yok, “Şans vermediğim oyuncuları bir göreyim gerekirse müdahale ederim” diyorsan, Özer’i son yarım saat, Cardozo ve Mehmet Ekici’yi son on dakikada oyuna alıp zevahiri kurtaramazsın sevgili Ersun hocam. Oysa pek çok takım gibi önemsenmeyen bu kulvar, engebelerle dolu uzun lig maratonunda Avrupa’ya açılan en kestirme yol. Trabzonspor bunu geçmişte tecrübe etmiş ve nimetlerinden ciddi biçimde yararlanmış bir takım.

Maça gelince. İstatistikler topa daha çok sahip olduğunu gösterse de, bordo-mavili ekip bal yapmayan arı gibiydi. Sahada yine çok farklı bir kadro ve topyekün uyumsuzluk vardı. Önemli eksikleri bulunmasına karşın Akhisar Belediyespor kazanmayı hak eden, daha net pozisyon bulan ve şanssız olan taraftı. Maçın hemen başında öne geçme fırsatı yakalamasına rağmen Salih’in çizgi üzerinden çıkardığı top, maçın o dakikada şekillenmesini engelledi. Zira Taşkın’ın vuruşu gol olsa, Trabzonspor’un geriden gelip skoru çevirme ihtimali yok denecek kadar azdı. Doksan dakika boyunca organize tek hücum yapamayan, duran toplarda sürekli rakip savunmaya yenik düşen, çok adamla çıktığı vakit geriye dönmekte

Yazının Devamı

Fatih ipten aldı

16 Aralık 2014

Bu galiba Trabzonspor tarihinde bir ilk. Teknik direktör Ersun Yanal sahadaki beş yabancı hakkının dördünü savunmada kullanarak dün akşamki Ç.Rizespor maçına ilginç bir not düştü. Daha önce Bosingwa-Belkalem ve Medjani birlikte oynamıştı, lakin Constant bu üçlüyü ilk defa eşlik edecekti. Belli ki Yanal duran toplarda savunmanın göbeğindeki ikiliye, kanat bindirmelerinde de Bosingwa ile Constant’a güvenerek topyekün bir saldırı planı hazırlamıştı. Planlamıştı ama hesaba katmadığı hem bu savunmanın uyumsuzluğu, hem de rakibin orta sahayı bu kadar kolay geçip maça tempo kazandıracağı idi. Bunun da gerekçesi vardı elbette. Çıkarken kaptırılan toplar ve kesici pozisyonunda Mehmet Ekici ile Fatih’in görevlendirilmesiydi. Oysa Ekici’nin önde oynadığı vakit daha faydalı olduğunu test etmeye gerek yoktu. Bu kurguda inanılmaz şeyler oldu. Rizespor golü erken yemesine karşın, telafi etmekte zorlanmadı. Zaten eşitlik sayısı geliyorum diyordu. Nitekim savunmada peşi sıra yapılan iki hata skoru dengeledi. Yetmedi, Rizespor üç net pozisyon daha bulmasına karşın Kweuke ve Holosko ile bu fırsatları tepti. Hakkını verelim, kaleci Fatih zamanında ve çok kritik hamleler yaptı.

Yanal’ın ikinci

Yazının Devamı

Üç büyükler Anadolu'da oynasın!

13 Aralık 2014

Demek ki neymiş? Gerçek futbol seyircisi e-bilet paranoyası yapmadan parayı bastırıyor ve tribünleri doldurup takımlarını desteklemeyi biliyormuş!
Bu açıdan Beşiktaş’ın iki maçı gerçekten fantastik.
Önce Ankara’da Sivasspor, ardından Konya’da Trabzonspor karşılaşmalarına bakın. Birinde 20, diğerinde 35 bine yakın taraftar vardı statta. Takım göçebe gibi dolaşırken, Beşiktaş’a en büyük desteğin Anadolu’dan geldiği bir gerçek. Yönetimin, teknik direktörün ve futbolcuların, sezon bittiğinde sonuç ne olursa olsun, bu yürekli insanlara kocaman bir teşekkür borcu var.
Vadafon Arena tamamlanıncaya kadar Beşiktaş’ın kaderi bu olsa da, dert etmesinler. İstatistikler ve rakamlar ortada. Beşiktaş bu sezon 12 lig maçının üçünü Olimpiyat Stadında oynadı. Rizespor ve Eskişehirspor ile berabere kaldı, Fenerbahçe’ye yenildi. Topladığı puan iki!
Mersin’i, Bursa’yı Balıkesirspor’u ve Karabükspor’u deplasmanda yendi. Gurbetteki tek yenilgisi Erciyespor’a. Topladığı puan on iki!
Geçici ikamet Fatih Terim stadında Başakşehir ve Kasımpaşa’yı mağlup etti. Topladığı puan altı! Sivasspor’u başkentte, Trabzonspor’u Konya’da devirdi. Topladığı puan altı!
Sonuçta İstanbul’da sekiz, Anadolu’da

Yazının Devamı

Kâbus geri mi döndü?

12 Aralık 2014

Geçen sene hemen hemen bu zamanlarda yine aynı iki takım bu statta karşıya gelmiş, Trabzonspor Legia’yı yenerek gruptan lider olarak çıkmayı başarmıştı.

Dün gece de Pepsi Arena’da benzer bir senaryo bekliyordu Trabzonspor’u. Legia’yı yenerse grubu ilk sırada bitirecek ve yoluna daha avantajlı bir kura ile devam etmenin planlarını yapacaktı.

Beşiktaş karşısına tam kadro çıkmasına rağmen şok bir yenilgi alan bordo-mavili ekip bu kez Varşova’ya 16 futbolcu ile gelmiş, Waris, Papadopoulos ve Özer’i Trabzon’da bırakmak zorunda kalmış, son antrenmanda kendini iyi hissetmediğini söyleyen Yusuf ise yedek soyunmuştu.

Koşullar ne olursa olsun böyle bir maçın mazereti olmamalı idi. Ersun Yanal da bu düşünceyle mevcutların arasından en ofansif kadroyu tercih etti. Hatta o kadar da ileri gitti ki, savunmanın önünde Salih’i tek bırakıp büyük bir risk üstlendi. Öyle de oldu. Hücuma çıkarken kaptırılan her top Trabzonspor kalesi için ciddi tehlikelere dönüştü. Üç kez bu şansı yakaladı Legia, sonuncusunda golü buldu. Kaleci Fatih kurtardı, savunma çizgiden çıkardı, top direkten döndü derken, onca sorumsuzluğun faturasını kesmek Orlando Sa’ya düştü.

Yazının Devamı

Yenilmedi, ezildi!

8 Aralık 2014

Trabzonspor için maç ne kadar kötü başlayabilir diye sorsanız, yediği gollere bakın yeter. Amatörce yapılan iki hata, ders kitaplarına kenar süsü olur inanın. Kaleci Fatih’in ortada pozisyon yokken rakibe teslim ettiği top ağlarına gittiğinde ne hissettiğini bilmiyoruz. Ama yediği golün futbol hayatı boyunca kulağına küpe olacağı kesin. Ardından Papadopoulos’un o cüssesiyle yarı belindeki Olcay’ı asist kahramanı yapması. Vur topu taça, ya da faul yap rakibe. Üçüncü gol mü? Kopyala yapıştır. Bu kez Papadopoulos değil, Musa’dan geldi benzer hata.

Günlerdir Cardozo mu, Demba Ba mı diye fal açılırken, sonucu belirleyecek en önemli unsurun Trabzonspor’un yumuşak karnı savunması ve kalecisi olduğu hesaba katılmamıştı. İstediğin kadar ofansif düşünen silahların olsun. İyi savunma yapamıyor ve Beşiktaş gibi skoru her an değiştirecek futbolculara sahip bir rakibi ciddiye almıyorsan, bedelini ağır ödersin. Al bu trajik golleri, her antrenman öncesi izlet cümle aleme!..

Önce şu tespiti yapalım; Beşiktaş iki sezondur çoğunluğu aynı futbolculardan kurulu bir ekip. Hocaları Bilic çocukları gibi tanıyor hepsini. Kimin nerede ne yapacağını ezberlemiş. Buna biraz da rakibi etüt etme

Yazının Devamı