2015 yılı nisan ayı sonu itibarıyla 12 ay ve daha fazla prim borcu bulunan Bağ-Kur’lular, temmuz sonuna kadar prim borçlarını öder veya yapılandırırlarsa bu süreleri emekliliklerine ekleyebilecekler. Temmuzun sonuna yaklaşıyoruz, borcu olanlar elini çabuk tutsun. Nisan sonu itibarıyla 12 aydan daha kısa süre borcu bulunan Bağ-Kur’lular ise bu yapılandırmadan yararlanamayacak.
Bağ-Kur’lunun emekli olabilmesi için prim borcunun bulunmaması şart. Emeklilik için gerekli şartları sağlayan bir kişi SGK’ya başvurduğunda prim ödemesi yeterli olmasına rağmen emekli olamayabilir.
Emekli olmasına yetecek kadar primi ödedikten sonra kendi işini yapmaya devam eden ve prim ödeyemeyen bir kişi prim borcu bulunması nedeniyle emekli olamaz. Borç yapılandırması sonrası bu durumdaki kişiler için emeklilik yolu açılacak. Ayrıca 3 yıldır prim borcu bulunan ve emekliliği için 1 yıl prim ödemesi yeterli olan kişiler de bu düzenleme sonrası emekli olabilecek.
Örneğin, emeklilik için 10 ayı kalan bir Bağ-Kur’lu 24 aydır prim ödeyememiş ise, bu borcun 10 ayını ödeyip, kalan 14 ayını sildirerek emekli olabilecek. 14 aylık prim borcu, sigortalılık süresi ile birlikte silineceği için bu kişinin prim ödemesi
Soru: Yaş düzeltmesi işlemi emeklilikte bir avantaj sağlar mı?
CEVAP: Sigortalıların ilk kez sigortalı olunan tarihten önceki yaş düzeltmeleri, emeklilik işlemlerinde dikkate alınmaktayken, ilk kez sigortalı olunan tarihten sonra mahkeme kararıyla yapılan yaş düzeltmeleri emeklilik işlemlerinde dikkate alınmamaktadır. Dolayısıyla emeklilik için prim ödenecek şekilde sigortalı olunan tarihten önce yaş düzeltmesi söz konusu ise SGK düzeltilmiş yaş üzerinden emeklilik koşulları belirlerken, ilk kez uzun vadeli sigorta kollarına tabi olunduktan sonraki yaş düzeltmeleri emeklilik yaşını değiştirmemektedir. Sigortalıların konuyla ilgili açtığı davalar da SGK’nın bu konudaki uygulamasını değiştirici nitelikte kararlar vermemiştir.
Mahkeme kararıyla yapılan yaş düzeltmeleri konusunda durum böyleyken, nüfus müdürlüklerinin maddi hatası nedeniyle gerçekleşen yanlışların mahkemeye gerek kalmaksızın düzeltilmesi durumunda farklılık söz konusudur. Buna göre; bu durumdaki kişiler eğer mahkeme açmaksızın doğru doğum tarihlerinin Nüfus İşleri Genel Müdürlüğü veya nüfus müdürlükleri tarafından düzeltilmesini sağlarlarsa, bu düzeltme işlemi ne zaman yapılmış olursa olsun emeklilik
Bundan 3.5 ay önce ev işlerinde çalışan gündelikçilere sigorta zorunluluğu getirildi. “Ay içerisinde 10 günden az ve 10 gün ve daha fazla çalıştırılan gündelikçiler” için iki ayrı yöntem devreye girdi. Ancak aradan geçen zaman diliminde gündelikçilerin sigortalanması ile ilgili yöntemlerin tam anlamıyla anlaşılamadığı sonucu ortaya çıktı.
Ev sahiplerinin çok küçük bir bölümü yeni yöntemi kullanarak yanlarında çalışanları sigortalayabildi. Geri kalanı ise eski usulde yani sigorta yaptırmadan evlerinde gündelikçi çalıştırmaya devam ediyor. Yapılan tahminlere göre yeni sistemi kullananların oranı yüzde 10 bile değil.
Üstelik gündelikçilerin sigortalanması ile ilgili mevzuat uyarınca, 1 gün çalıştırılan gündelikçinin bile sigortalanması gerekiyor. Sigortasız gündelikçi çalıştırmanın cezası büyük.
Peki nasıl sigortalanacak?
Ay içerisinde 10 günden az çalıştırılan gündelikçinin sigortalanması ve bu kişiye ait primlerin ödenmesi çok zor değil. İlk olarak gündelikçi çalıştıran ve sigorta işlemlerini yapacak kişilerin e devlet şifresi almaları gerekiyor. Bu şifre ile www.turkiye.gov.tr adresinden sisteme giriş yapılarak sigorta işlemleri yapılabiliyor. TC Kimlik numarası ve şifre ile giriş
Eurofound (Avrupa Yaşam ve Çalışma Koşullarını İyileştirme Vakfı) tarafından yayımlanan son rapor krizdeki Avrupa’nın işgücü piyasasında yaşananları daha net görmemize imkan sağlıyor. Rapor, esas olarak birbirinin zıttı olan iki soruya cevap arıyor.
İlk olarak, Avrupa işgücü piyasasında yaşanan gelişmeler kutuplaşmaya yol açarak orta düzey işlerin azalmasına mı neden oluyor? Yoksa yüksek ücretli işlerdeki büyüme sebebiyle işgücü piyasaları gelişiyor mu?
Eurofound raporu, düşük bilgi - yoğun hizmetlerdeki büyümeye dikkat çekiyor. Raporda, ayrıca, 6 Avrupa Birliği üyesi ülke ile birlik üyesi olmayan 6 ülkenin işgücü piyasalarına ilişkin analizler de yer alıyor.
Rapora göre, 2011-2014 arasındaki dönemde Avrupa işgücü piyasasında gerçekleşen istihdam artışı asimetrik şekilde kutuplaşmış durumda. Bu bağlamda, yüksek ücretli işler ile düşük ücretli bazı işlerin sayıları artarken, orta düzey ücretli işlerde yaratılan istihdam azalmış. Yani, piyasadaki işlerden oluşan hiyerarşinin iki ucunda bulunan yüksek ve düşük ücretli işlerdeki istihdam olanakları genişlerken, ortada yer alan işler için söz konusu fırsatlar daralmış.
İstihdam krizi sürüyor
2013 sonrası AB’deki istihdam
Bayram günlerinde çalışanlara, arife günü ve bayramdaki çalışmalarının ücreti zamlı olarak ödenir. İşveren, “İznini bayram sonrası kullanırsın” dese bile, bayramda yapılan çalışma zamlı olacaktır. Yani, sonradan verilecek izin herhangi bir anlam ifade etmez. İşveren isterse daha sonra o çalışmanın karşılığı olarak ayrıca izin verebilir.
Bayramda çalışan işçilere verilecek ücret normal zamanda elde ettikleri ücretin iki katı tutarındadır. Bu zamlı ücret bayramın üç günü için ayrı ayrı ve yine arife günü öğleden sonrası için de ayrıca hesap edilir.
Mesai de zamlı
Aylık sistemiyle çalışan bir kişi için toplam brüt ücreti 30 güne bölünerek bir günlük ücret tutarı hesap edilecek, ortaya çıkan rakamın iki katı alınarak bayram çalışmasının ücreti ödenmiş olacaktır. Ayrıca bayramda çalışan işçinin eğer bu çalıştığı süreler fazla mesai de oluyorsa, bu sefer bayram sebebiyle iki katı tutarında ücreti değil günlük ücreti en az yüzde 50 oranında artırılarak günlük ücretinin iki buçuk katı tutarında ödenmelidir. İşveren çalışanın ücretini bayrama ait fazla mesai ücretini dikkate almadan, bayram öncesinde çalışanı için ödediği ücreti esas alarak hesaplarsa, herhangi bir denetim veya
OECD’nin geç-tiğimiz hafta yayımladığı rapora göre, Türkiye uzun dönemli işsizliğin azaldığı ülkeler arasında yer alıyor. Uzun dönemli işsizlik, işsizler arasında bir yıl ve daha fazla süredir işsiz olanların oranı olarak ifade ediliyor. Türkiye’nin 2007 - 2014 arasındaki istihdam performansını Avrupa Birliği’ndeki daralmaya rağmen başardığı ortada.
İşsizlik süresinin uzaması bireyin tekrar iş bulabilmesi ihtimalini önemli ölçüde azaltıyor. Diğer yandan alkol kullanımı, intihar girişimlerinin artması gibi sorunlar da, işsizlik süresinin uzamasıyla yeni tehlikeler olarak ortaya çıkıyor.
Yunanistan’da bireylerin yeniden iş bulma ümitlerinin önemli ölçüde kaybolduğu görülüyor. Yunanistan’da uzun dönemli işsizlerin toplam işsizler içerisindeki oranı yüzde 70, İtalya, Portekiz ve İrlanda’da yüzde 60, İspanya’da ise yüzde 50. Bu tablonun değişmesi için hem ciddi bir ekonomik büyümeye, hem de bireylerin yeniden işgücü piyasasına dönmelerini sağlayacak sosyal programlara ihtiyaç var.
8 puanlık düşüş
2010 yılı yıllık verilerine göre işsizlerin yüzde 29’u bir yıl ve daha uzun süreli işsizken, 2015 yılı mart ayı verilerine göre bu oran yüzde 21’e gerilemiş durumda. Bu durumun
İşverenler sigortaya çalışanlarını bildirirken her meslek çalışanı için ayrı bir ‘kod’ vermek zorunda. Yani her bir meslek için SGK’da bir kod bulunmakta. 2015 yılında yaklaşık 5 bin meslek için kod sistemi devreye girmiş durumda.
Meslekler için belirlenen bu kodlarlarla SGK’ya bildirimler e-bildirge işlemleri yoluyla gerçekleştiriliyor. Meslek kodlamasının yaklaşık üç yıldır kullanılmasının sigortalıları SGK’ya bildirmenin dışında çok önemli bir başka işlevi daha var. O da ‘kayıt içinde kayıtdışılıkla’ mücadele etmek.
Kayıt içinde kayıtdışılık, çalışanların aldıkları ücretten daha düşük rakamlarla SGK’ya bildirilmeleri anlamına geliyor. Böylece işverenler gerçekte ödedikleri rakamın altında ücretleri SGK’ya beyan ederek daha düşük sigorta primleri ödüyor. Türkiye’de sigorta prim oranlarının yüksek oluşu işverenleri böyle bir uygulama içerisine itiyor. Çalışanlar ise mevcut işsizlik koşulları altında işverenlerinin bu uygulamasına ses çıkaramıyor. Ücretlerinin genellikle asgari ücret kadar bölümünü banka kanalıyla, geri kalanını ise işverenden elden nakit olarak alıyorlar.
Emekli aylığı düşer
Kayıt içinde kayıtdışılık hem devletin, hem de çalışanın kaybetmesine neden
İş Sağlığı ve Güvenliği Kanunu 30 Haziran 2012 tarihinde yürürlüğe girdi. Bu tarihten itibaren bütün işyerleri iş sağlığı ve güvenliği açısından kanunun kapsamına alındı. Ancak iş güvenliği uzmanı ve işyeri hekimi görevlendirmek için bazı geçiş süreleri öngörülmüştü. Bu kapsamda 50 ve daha fazla çalışanı bulunan ‘çok tehlikeli’ sınıftaki işyerleri 30 Aralık 2012’den itibaren iş güvenliği uzmanı ve işyeri hekimi istihdam etmek zorundaydı. Çok tehlikeli sınıftaki işyerleri denilince akla fabrikalar, şantiyeler geliyor. Ancak tehlike sınıfları belirlenirken bazı işyerlerinin bu sınıftaki işyerleri ile aynı tehlike sınıfında olması şaşkınlık yaratmıştı. Bu şaşkınlık iş güvenliği uzmanı görevlendirme zorunluluğu ortaya çıkınca ve geçiş süreci tamamlanınca daha da gün yüzüne çıktı. Diğer yandan az tehlikeli sınıftaki işyerlerinden 10’dan az çalışanı olanların iş güvenliği hizmetlerinin işveren veya işveren vekili tarafından yürütülmesine olanak veren yönetmelik de yürürlüğe girince bazı işyerleri için tehlike sınıfının önemi daha da arttı.
Berber, hamam tehlikeli sınıfta
Diğer yandan belki de tehlike sınıfları konusundaki en büyük mağduriyet kuaför, hamam, kaplıca ve saunalar