Yıllık izin, Anayasal bir hak. Çalışanlar bu haktan kendi istekleriyle bile vazgeçemez. Yıllık izin alan işçi bu sürede başka işte de çalışamaz. Aksi halde işveren izinde ödediği ücreti işçiden geri isteyebilir.
İş Kanunu’na rağmen pek çok şirkette izni 60 - 70 gün birikmiş çalışanların bulunduğu görülüyor. Bu izinlerin kullandırılması gerekir.
İşçinin yıllık izin alabilmesi için deneme süresi dahil olmak üzere en az bir yıl çalışmış olması şart.
Bazı işverenler bir yılını doldurmamış çalışanlara peşinen yıllık izin veriyor. Bunu engelleyici bir hüküm yok.
İzin süresi
İşçiler bir önceki yıldan hak etmiş oldukları izinleri, bir sonraki yıl içerisinde kullanırlar. Bu kapsamda aynı işverene bağlı olarak; bir yıldan beş yıla kadar çalışmış işçiye 14 günden, beş yıldan fazla on beş yıldan az çalışmış işçiye 20 günden, on beş yıl ve daha fazla çalışmış işçiye 26 günden az izin verilemez.
Kıdem tazminatı konusunda çalışanın hak ettiği haklar kadar, hak iddia edilemeyecek bir çok konu da dikkat çekiyor. Kıdem tazminatı konusunda ‘tavan’ uygulaması da oldukça dikkatle incelenmeli
İş ilişkisinin sona ermesinin belki de en önemli sonucu işçinin kıdem tazminatını alma ihtimalinin doğmasıdır. Üzerinde yıllardır tartışmaların sürdüğü bu tazminat, 1475 sayılı İş Kanunu’nun yürürlükteki 14. maddesi uyarınca asgari bir yıl çalışmış işçilere sözleşmelerinin belirli durumlarda ve belirli şekillerde sona ermesi halinde ödenmesi gereken bir tazminattır. Kanun bu tazminatın işçinin son ücreti üzerinden hesaplanacağını belirtmekte fakat bu ücretin geniş anlamda ücret olduğunu vurgulamaktadır. Bu nedenle işçiye doğrudan verilen ücretin yanında işçiye sağlanmış para ve para ile ölçülmesi mümkün diğer menfaatlerin de kıdem tazminatının hesabında dikkate alınacağı ortaya çıkıyor.
İş elbisesi kriteri
Kıdem tazminatının hesabında her tür menfaat hesaba dahil edilmemekte ancak devamlı sağlanan, arızi nitelikte olmayan ve ayrılma tarihinde işçinin hak kazandığı menfaatler doğrudan verilen ücrete eklenmekte. Yapılan ödemeler açısından ödemenin yıllar itibariyle devamlılık
Geçtiğimiz dönemde siyasi partiler arasında yaşanan yarışta önemli gündem maddelerinden biri de işsizlikti. Yıllarca ekonomik büyümenin bir türevi gibi görülen istihdamın korunması ve işsizlikle mücadele, bir süredir siyasi partilerin gündeminin merkezine yerleşti. Bunda, dünyanın pek çok ülkesi için kronikleşen ve yapısal bir probleme dönüşen işsizlikteki artış eğiliminin büyük etkisi var. İşsizlik problemi, sosyal politikalara ve özellikle sosyal yardımlara ilişkin tartışmalar açısından da büyük önem arz ediyor.
Dünya Bankası’nın uyarısı
Dünya Bankası ‘Küresel Ekonomik Beklentiler’ raporunda Türkiye’nin de aralarında olduğu gelişmekte olan ülkeler için 2015’in zor bir yıl olacağını vurguladı ve büyüme beklentilerini 2015’te yüzde 4.4, 2016’da yüzde 5.2 ve yüzde 2017’de 5.4’e revize etti.
Rapor, düşen petrol fiyatlarının Türkiye ekonomisine beklenen katkıyı yapmadığı tespitinde bulunuyor. Ekonomideki yavaşlamanın, siyasi belirsizlik nedeniyle yatırımcı güveninin azalmadan kaynaklandığı kaydediliyor.
Hane halklarının yurt içi tüketim harcamalarının artmasıyla kurtulabileceğinin ifade edildiği raporda, 2015 yılı için Türkiye ekonomisine ilişkin büyüme tahmini yüzde 3
Liseyi bitiren gençlerimiz üniversiteyi kazanarak kendilerine iyi bir gelecek hazırlamayı umut ediyor. Kazanamayanları ise ‘gelir testi’ sürprizi bekliyor. Üniversitede bir bölüme kayıt yaptıramayanlar genel sağlık sigortası için gelir testi yaptırmak zorunda
Bugün üniversiteye girmek için sınavda terleyen gençlerimiz, sınavın sonucuna göre istedikleri üniversite ve bölümlere yerleşebilmek için bu kez de tercih stresi ile karşı karşıya kalacak. Çalışmalarının karşılığında hedefledikleri bölümlere yerleşmek isteyen gençlerimiz, bu bölümlerden mezun olarak iş bulmayı ve kariyerlerine başlamayı hedefliyor. Fakat liseden mezun olup üniversiteye giremeyen gençlerimiz için gelir testi yaptırma zorunluluğu söz konusu. Yani, kariyer hedefine ulaşmak isteyen gençlerimiz sınavda başarısız olurlarsa, bu defa da Genel Sağlık Sigortası’nın (GSS)devamı için gelir testiyle karşı karşıya kalacak.
Kazanamayana GSS cezası
Yapılanlar ve yapılamayanlar
Geçtiğimiz dönemde sosyal güvenlik reformu, genel sağlık sigortası, istihdamı artırmaya yönelik teşvikler, İş Sağlığı ve Güvenliği Kanunu, taşeron uygulaması gibi çalışma hayatına ilişkin çok sayıda alanda yeni düzenlemeler getirildi. Bununla birlikte, kıdem tazminatı fonu gibi bazı konular da çok tartışılmasına rağmen sosyal tarafların tepkileri nedeniyle herhangi bir yeni düzenleme yapılamadı.
Karayolları işçileri için taşeron konusu kapandı, ya diğerleri?
Yeni hükümeti bekleyen en önemli sorun ise taşeron işçiler. Hükümet seçim öncesi ellerinde yargı kararı olan karayolları işçilerine uzunca bir süredir hak etmiş oldukları kadroları verdi. Ancak halen pek çok kamu kurumunda asıl işi yapan taşeronlar var. Bu durumdaki kişiler seçim sonrası tablodan endişe etmeye başladı. Ak Parti iktidarı döneminde işe başlayanlar işlerini kaybetmekten korkuyor.
Taşeron konusunda kapsamlı bir adım atılması gerekiyor. Kamuda asıl işi yapan taşeronların belirlenebilmesi için taşerona verilebilecek işlerle ilgili Bakanlar Kurulu kararının hükümet kurulur kurulmaz çıkarılması çok önemli. Bu sayede kadroya geçirilecek taşeron işçiler belirlenebilecek.
Taşeron
Uluslararası Çalışma Örgütü (ILO) tarafından her yıl düzenlenen Uluslararası Çalışma Konferansı’nın 104’üncüsü 1 Haziran’da İsviçre’nin Cenevre kentinde başladı. Toplantıya ILO üyesi 185 ülkeden işçi, işveren ve devlet temsilcilerinden oluşan birer delegasyon katılıyor. Bu yılki katılımcı sayısının yaklaşık 4 bin olduğu tahmin ediliyor.
Tehlikeyi farkedin
ILO’nun toplantı gündemi çerçevesinde son yayınladığı Küresel İstihdam Eğilimleri ve Sosyal Göstergeler Raporu’na bir kez daha atıf yaptığı görülüyor. Rapora göre; küresel ekonomik kriz nedeniyle 30 milyon kişi işsiz kalmış durumda. Bunun yanında, her yıl küresel işgücü piyasasına ilk kez giren yaklaşık 40 milyon kişiye iş yaratma zorunluluğu, mevcut küresel ekonomik yapıya adeta bir meydan okuma anlamına geliyor.
Kayıtdışı ekonomiden kayıtlı ekonomiye geçiş, geçen yılki toplantının da anahtar konularından biriydi. Özellikle gelişmekte olan ülkelerde istihdam sorunlarının arka planında yeterince yeni işin yaratılamaması var. Bu bağlamda, güçlü bir ekonomik büyüme yaratılan ‘kaliteli’ ve ‘düzgün’ işlerle (decent work) doğrudan ilişkili. Gelişmekte olan ülkelerin işgücü piyasaları açısından kaliteli ve düzgün yeni işlerin yaratılması
Yurtdışında çalışan kişilerin sosyal güvenlik ihtiyaçlarının karşılanması amacıyla kullanılan iki mekanizma var. Birincisi, ikili sosyal güvenlik sözleşmeleri. Türkiye’nin 27 ülkeyle ikili sosyal güvenlik sözleşmesi bulunmaktadır. İkili sosyal güvenlik sözleşmesi bulunan bir ülkede çalışan kişi emekli olduğunda emekli aylığını Türkiye’den alabilmekte veya bir süre sözleşmeli ülkede çalıştıktan sonra bu çalışmasını Türkiye’de tamamlayabilmektedir.
Yurtdışı borçlanması
Yurtdışında yaşayanlar için diğer mekanizma yurtdışı borçlanması. Bu kapsamda belirli şartlar dahilinde yurtdışında geçirdiği süreleri borçlanan vatandaşlarımız aylık bağlanma hakkını elde edebilirler. İkili sosyal güvenlik sözleşmesi olan ülkelerde çalışan kişiler yurtdışı borçlanması yaparak bir de Türkiye’den aylık alabilmekte, sözleşmesiz ülkelerde çalışan vatandaşlarımız ise yurtdışı borçlanması ile sosyal güvenlik hakkına kavuşmaktadırlar.
Kimler borçlanabilir?
Türk vatandaşları ile doğumla Türk vatandaşı olup da çıkma izni alarak Türk vatandaşlığını kaybedenler, yani mavi kartlılar, yurtdışında 18 yaşını doldurduktan sonra, Türk vatandaşı iken geçen ve belgelendirilen sigortalılık süreleri ve
Soru: Bir alışveriş merkezinde vardiyalı olarak çalışıyorum. Pazar günü oy kullanmak için işverenden izin isteyebilir miyim?
CEVAP: Seçme ve seçilme hakkı ve konuyla ilgili diğer kanunlardaki maddeler çerçevesinde oy kullanmak her Türk vatandaşının siyasi ödevidir. Bu çerçevede işverenler işçilerinin oy kullanmasını engelleyemezler.
Yüksek Seçim Kurulu’nun seçmen listeleri askıdan indikten sonra çalışmak için il değiştirmek durumunda kalan işçilere işveren, oy kullanmak için ikametlerinin bulunduğu ile gitmeleri için izin vermek zorundadır. Bu kapsamda işçiye verilen izin süresince, işverenin izinli olunan her gün için yarım ücret ödeme yükümlülüğü bulunmaktadır. İkametgahını Yüksek Seçim Kurulu’nun seçmen listeleri askıdan inmeden önce çalışmak için geldiği ile alan işçilere yalnızca pazar günü ve oy kullanmalarını mümkün kılacak sürelerde izin verilmesi yeterli olacaktır.
Oy Kullanmaya Giden İşçiye Yarım Ücret
Aynı şekilde vardiyalı çalışmalarda, pazar günü oy kullanma süreleri içerisinde işçilerin oy kullanmasını mümkün kılacak şekilde kendilerine izin verilmesi gerekmektedir. Örneğin 08:00 16:00 vardiyasında çalışan işçilerin oy kullanabilmeleri için bölümler