Memur olmadan önce sigortalı olarak çalışmış kişilerin, sigortalı çalıştıkları sürelerin dikkate alınıp alınmadığı sıkça sorulur. Bunun cevabı, kişilerin memur olduğu tarihe ve daha önceki çalışmalarının niteliğine göre değişmekte. Genel açıdan bakacak olursak, bu sürelerinin değerlendirmesi üç noktada önemlidir...
Memuriyet öncesine ikramiye ödenir mi?
Memur olmadan önce sigortalı olarak çalışmış kişiler, memurluktan emekli olduklarında, bu süreler için ikramiye alamazlar. Yalnızca memur olarak geçirdikleri sürelerin karşılığında emekli ikramiyesine hak kazanırlar. Bununla birlikte memur olmadan önce bir kamu kurumunda işçi olarak çalışılmışsa, bazı şartlar dahilinde bu süreler için de emekli ikramiyesi ödenmesi mümkün. Ancak bunun için de özel şartlar aranabilmektedir.
Memuriyet öncesi dönem, maaş ve emekli aylığını artırır mı?
Memur olmadan önce sigortalı çalışmanın önemli olduğu ikinci nokta, bu çalışmaların, memur maaşlarında artışa neden olan kademe ve derecelere etkisidir. Memuriyet öncesi sigortalı çalışmış kişilerin, bu çalışmaları, maaşlarını değiştirmez ancak emekli aylıklarını yükseltir.
Maaş artış halleri
Teknik memur statüsündeki memurların, teknik hizmetlerde belirli
Emekliliğe ilişkin çokça sorulan sorulardan biri, sağlığını yitirenlerin erken emekli olup olamayacağı konusunda. Sosyal güvenlik mevzuatımız kimlerin sağlık sorunları sebebiyle erken emekli olabileceklerini düzenliyor. Bu çerçevede, iki emeklilik kavramı öne çıkar. Bunlardan ilki “malulen emeklilik”, diğeri de “engelli hakkıyla emeklilik.”
Malulen emekli olabilmek için gerekli ilk ve en önemli şart, çalışma gücünde en az yüzde 60 kayıp olduğuna dair sağlık kurulu raporudur. Bu raporun alınabilmesi için kişilerin ilk olarak bulundukları il veya ilçedeki SGK merkezlerine başvurmaları ve yetkili hastanelere sevk edilmeleri gerekir.
Kişiler doğrudan hastaneye başvurarak rapor almak yerine SGK’ya başvurarak sevklerini gerçekleştirmelidir. Sevkin SGK üzerinden yapılmasının nedeni, yalnızca sağlık kurulu raporunun malullük aylığı almak için yeterli olmamasıdır. Kişi, çalışma gücünde en az yüzde 60 kayıp olduğunu belgelese bile en az 1.800 gün prim ödemesi yoksa veya prim ödemesini borçlanma ile 1.800 güne tamamlayamıyorsa malullük aylığı alamaz. Yani, malul sayılmak, malullük aylığı almaya yetmez. Ancak kişinin çalışma gücünde en az yüzde 60 kaybın olması, bu kişinin engellilik oranının
Soru: Nijerya’da bir Türk müteahhitlik firmasında işçi olarak çalışıyorum. Askerliğimi erteleme imkânım var mı?
Cevap: Yurtdışında işçi olarak çalışan kişiler belirli şartlara sahiplerse askerliklerini erteleyebilirler. Konuyla ilgili yönetmelik uyarınca 38 yaş ve öncesinde olan kişiler, yurtdışında işçi olarak çalıştıklarını belgelemeleri ve hapis cezası nedeniyle adli makamlar tarafından aranmamak koşuluyla askerliklerini erteleyebilirler.
İşveren olsa da
Askerlik ertelemesi için kişinin yalnızca işçi statüsünde çalışıyor olması gerekmiyor. İşveren olarak kendi dükkanını işleten veya kendi nam ve hesabına çalışan kişiler de askerlik ertelemesi hakkından yararlanabilir. Diğer yandan bütün bu durumların belgelendirilmesi şarttır. Bu nedenle yurtdışında çalışan kişilerin durumlarını gösteren belgeleri hassasiyetle saklamaları çok önemlidir.
Gemi adamları dahil
Bodrum’un karşısında yer alan Kos adası (İstanköy) Suriyeli göçmenlerle dolup taşıyor. Bodrum’dan bindikleri botlarla Kos’a gelen mültecilere, tatil yapan Türkler sahip çıkıyor. Tatilci Türkler, marketlerden aldıkları su ve meyveleri mültecilere dağıtıyor
KOS
Birleşmiş Milletler’e göre Suriye’deki iç savaş nedeniyle dünya, II. Dünya Savaşı’ndan bu yana en büyük göçmen hareketiyle karşı karşıya. Mülteciler Yüksek Komiserliği verilerine göre, Mart 2011’de iç savaşın patlak vermesinden bu yana 9 milyon Suriyeli evini terk etmek zorunda kalmış. Ürdün, Lübnan, Irak ve Türkiye’den sonra mülteciler, özellikle Yunanistan üzerinden Avrupa kapılarını zorluyor. 3 milyon Suriyeli’nin Ürdün, Lübnan, Irak ve Türkiye’ye sığındığı; 6.5 milyon Suriyeli’nin ise ülke içinde yer değiştirdiği tahmin ediliyor. Avrupa’ya göç eden Suriyeli sayısı 100 binleri geçerken, sadece 33 bini Avrupa’dan yerleşim sözü alabilmiş durumda. Bu yerleşimin büyük çoğunluğu da (yüzde 85) Almanya tarafından verilmiş.
Korkunç koşullar
Uluslararası Çalışma Örgütü (ILO) tarafından yapılan araştırmaya göre, Suriyeli mültecilerin sığındıkları ülkelerde karşı karşıya kaldıkları koşullar endişe verici. Araştırma
Memurların hizmet birleştirilmesi işlemi için ellerini çabuk tutmaları gerekiyor. Hizmet birleştirmesi için emekli olacağı tarihi bekleyen düşük emekli aylığı alabilir.
Memuriyete başlamadan önce veya memuriyet arasında 4/a’lı veya 4/b’li olarak geçen sigortalılık sürelerinin birleştirilmesi işlemine hizmet birleştirmesi denir. Bu işlemin memurun hizmet verdiği kamu idarelerince yapılması gerekir.
İlk kez 1 Ekim 2008 öncesinde memuriyete başlayan kişiler diğer statülerde geçen sürelerini ne kadar erken birleştirirlerse o kadar iyi. Çünkü bu süreler emekliliğe esas aylıkların tespit edilmesinde değerlendiriliyor. Bu işlemin emeklilik aşamasında yapılması halinde, kamu idarelerinde eski ve yeni emeklilik keseneğine esas aylık intibaklar arasında farkı hesaplayacak program veya geriye dönük olarak memur maaş gösterge ve katsayı tablolarının bulunmaması nedeniyle farklar hesaplanamamakta ve bu durum memurların daha düşük derece ve kademeden emekli aylığı almasına neden olmaktadır.
Yani memurun, memur olmadan önceki hizmeti emekli aylığını artırabilecek nitelikteki bir hizmet olsa bile hizmet birleştirmesi emeklilikten önce yapılmazsa emeklilik aşamasında bu hizmetin birleştirilmesi
Okulunu bitiren 913 bin gençten 259 bini iş bulamadı. İşe girenlerin durumu da belirsiz, dolar arttı diye işyerleri personel azaltıyor. İstihdam artıracak reformlar ise rafta bekliyor
İşgücü piyasasında iş bulma açısından göreli olarak daha dezavantajlı durumda olan kadınlar, gençler, engelliler ve uzun dönemli işsizler gibi gruplar bulunuyor. Son yıllarda Türkiye işgücü piyasasında - her ne kadar istenilen seviyede olmasa da - kadınlar işgücüne daha fazla katılıyor ve daha fazla istihdam ediliyor. Örneğin, tarım dışı sektörlerde Mayıs 2015 dönemi itibarıyla bir önceki yıla göre 356 bin kadın daha istihdamda yer almış durumda. Buna karşılık, tarım sektöründe istihdam edilen kadın sayısı 31 bin kişi azalmış.
Ancak ne yazık ki, Türkiye’de kadın istihdamı açısından son yıllarda gözlenen olumlu seyir, bir başka dezavantajlı grup olan genç işgücü için söz konusu değil.
Mayıs ayı mevsim etkilerinden arındırılmış işgücü verileri, son bir yılda 15 - 24 yaş grubunda 913 bin gencin daha işgücü piyasasına katıldığını gösteriyor.
5 gençten 1’i işsiz
Bunların 654 bini iş sahibi olarak istihdam içinde yer almaya başlamışken, 259 bin genç iş aradığı halde bulamamış. Genç nüfusta işsizlik oranı,
Dijital ekonomi, günümüzde bankacılık, enerji, perakende, ulaştırma, eğitim, yayıncılık, medya ve sağlık gibi pek çok sektörü etkisi altına almış durumda. Ekonomik Kalkınma ve İşbirliği Teşkilatı (OECD) tarafından geçtiğimiz günlerde yayınlanan “OECD Ülkelerinde Dijital Ekonominin Genel Görünümü 2015” Raporu, bilgi iletişim teknolojilerinin son yıllarda hayatımızın merkezine nasıl yerleştiğini farklı yönleriyle ele alıyor.
Rapora göre, bilgi ve iletişim teknolojileri, internet ağı üzerinden, sabit ya da mobil cihazlar aracılığıyla bugünün sosyal etkileşim ve kişisel ilişkilerini yürüten bir yapıya dönüşmüş durumda.
Rapordaki tespitlere göre, bilgi iletişim teknolojilerinin üretimi ve özellikle bilişim hizmetlerine ilişkin küresel ticaret büyümeye devam ediyor.
Kablosuz internet aboneliği, OECD bölgesinde 1 milyar aboneliğe ulaşmış durumda. Buna karşılık, sabit telefon aboneliklerinde azalma söz var. OECD raporunda yer alan analizlere göre, 2001 ve 2013 yılları arasında bilgi iletişim teknolojilerine yönelik yatırımların yıllık GSYİH büyümesine katkısı, yüzde 0.15 ile 0.52 puan arasında değişiyor. Söz konusu katkı, 2007 ekonomik krizinin başlangıcından itibaren biraz yavaşlamış
Türkiye’de işsizlikle birlikte en büyük problemlerden bir tanesi beceri uyumsuzluğu ve mesleksizlik. İşverenlerin aradığı becerilerle, işsizlerin becerilerinin eşleşmemesi olarak ifade edilebilecek bu durum ne yazık ki işsizliğin azalmasındaki en büyük engel konumunda. İşverenin eleman ihtiyacı bulunan pozisyonlarda çalışacak kişi bulamaması nedeniyle aslında işgücü talebi olmasına rağmen işsizlik azalmıyor. İşsizliğin en tehlikeli türlerinden olan yapısal işsizlik, eğitim sisteminin de işgücü piyasasının ihtiyaçlarını karşılayacak şekilde kurgulanmadığını gösteriyor. İŞKUR’un açık iş istatistikleri bu durumu ortaya koyan en önemli veri.
133 bin açık iş var