Uluslararası Çalışma Örgütünün (ILO) yeni raporuna göre, aslında standart dışı istihdam biçimleri yeni değil. Ancak söz konusu çalışma biçimleri bugün işgücü piyasalarında çok daha yaygın hale gelmiş durumda. Bu işler, istihdama katılmak isteyen herkese yeterli sayıda “insana yakışır iş” olmadığını gösteriyor. Oysa, asıl istenen mevcut işlerin çalışanlara yeterli ve istikrarlı kazanç, mesleki tehlikelere karşı korunma, sosyal güvenlik, örgütlenme ve toplu pazarlık hakkı sağlaması.
“Dünyada Standart Dışı İstihdam: Güçlüklerin Kavranması, Olasılıkların Şekillendirilmesi” başlıklı yeni ILO raporu, standart dışı istihdam biçimlerinde küresel ölçekte bir yaygınlaşma olduğunu ortaya koyuyor. Peki, nedir standart dışı çalışma?
Geçici çalışma, yarı zamanlı işler -kısa bir süre önce mevzuatımıza giren-, özel istihdam büroları aracılığıyla geçici iş ilişkisi, taşeron çalışma ve bağımlı kendi hesabına çalışma gibi çalışma biçimleri, standart dışı işler kapsamında değerlendiriliyor.
Esneklik sağlar mı?
Özellikle bazı gruplar için (örneğin, kadınlar ve gençler) standart dışı işler işgücü piyasasına erişim sağlayabilme imkânı yaratıyor. Bunun yanında, bu tür işler çalışanlara ve işverenlere belirli
2017’nin ilk günü itibarıyla 45 yaş altındaki bütün çalışanlar için yeni bir dönem başlayacak. Yılbaşında otomatik katılımlı Bireysel Emeklilik Sistemi (BES) devreye girecek. Ancak ilk etapta 1.000 ve üzerinde çalışanı bulunan işverenler kapsama alınacak. 2019 Temmuzunda bütün işverenler kapsamda olacaklar. Kademeli geçişin detayları belli olunca otomatik katılımlı bireysel emeklilik sistemi ile ilgili bilinmesi gerekenleri yeniden gözden geçirmek gereği hissedildi. Bugünkü yazımda 10 soruda konuyu ele alıyoruz.
1 Hangi işverenler sisteme tabi olacak?
Otomatik katılımlı bireysel emeklilik sisteminde kademeli geçiş söz konusu olacak. Buna göre 1 Ocak 2017’de 1.000 ve üzerinde çalışanı bulunan işverenler kapsama alınacaklar. Kamu işyerleri ise Nisan 2017’de kapsama alınmaya başlanacak. 2019 yılının Temmuz ayında 1 çalışanı bulunan bir işyeri bile kapsama girmiş olacak ve kademeli geçiş tamamlanacak.
2.5 yılda bütün çalışanları kapsayacak
1 Ocak 2017’de 1000 ve üzeri çalışanı olan işletmeler.
1 Nisan 2017’de 250 999 çalışanlılar ve merkezi bütçeli kamu kurumları.
1 Temmuz 2017’de 100 249 çalışanı olan şirketler.
Ülkeler arasındaki gelişmişlik farkını karşılaştırmak için son yıllarda kullanılan önemli bir veri seti var. Sosyal Gelişme Endeksi... Sosyal Gelişme İndeksi (SGİ) kullanılarak ilk kez 2013 yılında Oxford Üniversitesi’nde Scoll Vakfı tarafından düzenlenen bir forum sırasında, ülkeler sosyal gelişme düzeyleri açısından küresel düzeyde sıralanmıştı.
SGİ’de esas olarak 3 soruya cevap aranıyor:
Bir ülke, vatandaşlarının temel ihtiyaçlarını karşılayabiliyor mu?
Bireylerin ve toplumun bütününün refah içinde yaşaması ve bu refahı sürdürmesi için gerekli koşullar oluşturulmuş mu?
Bireylere sahip oldukları potansiyeli hayata geçirebilecekleri fırsatlar sağlanıyor mu?
133 ülkeyi kapsıyor
SGİ’de 2016 itibariyle ülkeler küresel çapta 4. kez sıralanmış durumda. Endeks, dünya nüfusunun yüzde 94’ünü temsil eden 131 ülkeyi kapsıyor. Buna ek olarak, daha az sayıda değişken üzerinden hesaplamalara dahil edilen 27 ülke daha olduğu dikkate alındığında, araştırmanın temsil gücü dünya nüfusunun yüzde 99’una ulaşıyor.
Emeklilerin aylıkları her yıl ocak ve temmuz ayında artar. Dolayısıyla, emekliler yılbaşında ve ortasında ne kadar zam alacaklarını merak ederler. Geçtiğimiz yıl 100 TL seyyanen zamla birlikte emeklilerin eline geçen rakam ciddi anlamda artmıştı. Bu yıl artış oranı az çok belli oldu. Emekli aylıkları, tam olarak TÜİK ocak ayının üçünde aralık ayı enflasyon rakamlarını açıkladığında ortaya çıkacak. Peki, hangi emekli ne kadar zam alacak? Memur emeklilerinin zam oranı ne olacak? Bu sorulara bugünkü yazımda cevap vereceğim.
1 Emeklilerin maaş zamları nasıl ve hangi tarihte belirleniyor?
Emeklilerin maaş zamları, hangi statüde emekli olduklarına göre belirleniyor. İşçi ve esnaf emeklilerinin, yani eski adıyla SSK’lı ve Bağ Kur’luların emekli aylıkları yılda iki kez ocak ve temmuz aylarında zamlanıyor. Bir önceki altı aylık enflasyon oranına göre belirlenen artış, emekli aylıklarının enflasyondan korunması amacıyla yapılıyor. Bu sayede, emeklinin aylığı enflasyon karşısında erimiyor.
Memur emeklilerinin, yani emekli sandığı mensuplarının aylıkları ise iki yılda bir yapılan toplu sözleşme görüşmelerinde belirlenen oranda artıyor. Bunun yanında, toplu sözleşmede belirlenen enflasyon
Hayatımı-zın evde geçirdi-ğimiz süreden daha fazlası işte geçiyor. Emeğimizi uzun sürelerle işverene veriyor, bunun karşılığında hayatımızı sürdürecek geliri elde etmeye çalışıyoruz. Çalışanlar daha çok gelir elde etmek için uzun sürelerle çalışmayı talep edebilirken, işverenler daha çok üretim yapabilmek için çalışanların daha çok çalışmasını isteyebiliyor. Çalışma sürelerinin uzunluğunun kontrolden çıktığı ve çalışanların sağlıklarını tehdit eder noktaya vardığı fark edilmiş durumda. Buna ilişkin devletlerin müdahale zorunluluğu doğmuş, her devlet belli bir süreyi haftalık üst çalışma sınırı olarak kabul etmiştir.
Haftada 45 saat
Ülkemizde haftalık çalışma süresi 45 saat. Haftada bir gün tatil yapmak şartıyla bu 45 saatin çalışılan günlere farklı şekilde dağıtılması mümkün. Birçok işveren üretimi yoğunlaştıracağı günlerde çalışanlarını daha fazla süre ile çalıştırmayı tercih edebiliyor. Haftada 45 saat aşılmadığı sürece çalışan fazla çalışma yapmış olarak kabul edilmiyor.
Ayrıca günlük bir sınır da var. Bir kişinin her hâlükârda günde 11 saatten fazla çalıştırılması yasak. 11 saat, asgari dinlenme süresi göz önüne alınarak belirlenmiş. Çalışan haftada 45 saati aşmasa da
Bugünlerde hayata geçmesi beklenen yeni düzenleme ile SGK prime esas kazanç tavanı yükselecek. Düzenleme sonrası daha yüksek emekli aylığı almanın yolu açılacak. Değişiklik özellikle yüksek maaşı olan çalışanları etkileyecek. Peki, prime esas kazanç ne demek ve bu değişiklik sonrası emekli maaşları nasıl artacak?
Prime esas kazanç
Prime esas kazanç, bir sigortalının SGK’ya bildirilen ücretidir. İşverenin kendi işçisi adına prim ödeyeceği brüt rakama prime esas kazanç denir. SGK prime esas kazanca hangi ödemelerin dahil edileceğini belirlemiştir. Bu ödemelerin tamamı üzerinden ödenecek primler hesaplanır. Prime esas kazanç ne kadar yüksekse, emekli aylığı da o kadar yüksek olur.
Tavan ne?
Prime esas kazanç için alt ve üst limit söz konusudur. Prime esas kazanç alt limiti asgari ücrettir. Asgari ücretin altında bir çalışma söz konusu olamayacağı için SGK’ya da asgari ücretten düşük prime esas kazanç bildirilemez. Diğer yandan prime esas kazançta üst sınır da bulunmaktadır. Bugün itibarıyla prime esas kazanç üst limiti asgari ücretin 6.5 katıdır. Yani bir kişinin brüt ücreti asgari ücretin 6.5 katından yüksek olsa bile SGK’ya en fazla asgari ücretin 6.5 katından yani 2016 yılı için 10
Ayda 10 günden az gündelikçi çalıştıranların, abonesi oldukları GSM operatörlerinden 5510’a SMS atarak yanlarında çalıştırdıkları kişiler için sigorta işlemlerini gerçekleştirmelerine yönelik düzenleme geliyor. Düzenleme yasalaşırsa, söz konusu tutar daha sonra telefon faturasından tahsil edilecek. Uygulamanın yılbaşına kadar hayata geçmesi planlanıyor.
Sigortalılık konusundaki işlemler nasıl yapılıyor ve SMS uygulaması hakkında merak edilen başlıca hususlar neler? Bugünkü yazımda, çeşitli ev işlerini yerine getirmesi için evinde işçi çalıştıranların merak ettiği konulara ışık tutmaya çalışacağım.
1- Haftada bir kez evinde gündelikçi çalıştıranlar, sigorta işlemlerini nasıl yapacak?
SGK gündelikçilerin sigortalanması konusunda 10 gün sınırı belirlemiş durumda. 10 günün altında çalışanlar için ev sahipleri yalnızca iş kazası ve meslek hastalığı sigorta koluna prim ödeyecek. Yarım gün veya saatlik çalışanlar için 7.5 saatin altındaki çalışmalar bir gün olarak değerlendirilecek ve SGK’ya buna göre bildirim yapılacak. Örneğin; haftada 3 gün 4 saat evde yaşlı bakımı hizmeti veren bir çalışan adına SGK’ya 2 gün bildirim yapılması gerekecek. Ev sahiplerinin çalışma süresine
İşin yerine getirilmesinde belirli hedeflerin tutturulma zorunluluğu ve hata yapmadan çalışma gerekliliği işyerinde stres ortamını yaratıyor, yaratılan bu stres ortamı çalışanın üstündeki en önemli baskı unsuru olarak karşımıza çıkıyor. Baskı altında çalışan kişinin de hata yapmaması kaçınılmaz bir hal alıyor.
Yapılacak işin tüm detaylarını ve nasıl yapılacağını sözleşmede tek tek yazmak çoğu zaman mümkün olmaz. Birçok kişinin iş sözleşmesi yazılı dahi değildir. Bu durumlarda işin nasıl yapılacağı, o işin niteliğine, mevzuatına, genel ilkelere ve dürüstlük kuralları gereği beklenebilecek faaliyetlere göre belirlenir. Bu kurallar, işçinin işi özenle yapıp yapmadığını tespit etmemize yarar.
Kurallar net değilse
Kuralların net olmadığı durumlarda iş görme borcunun özensiz yerine getirildiğinin tespiti daha zordur. Üretilen malın hatalı olması, hizmetin kusurlu yerine getirilmesi, işverenin verdiği, araç, gereç, makine ve tesisatın özensiz kullanılarak, bunlara zarar verilmesi, yazılması gereken yazıların özensiz yazılması, kayıtların özensiz tutulması kötü ifa niteliği taşıyor.
Özensiz çalıştığı tespit edilen çalışan, işverene verdiği zarardan sorumludur. İşveren maddi kaybını işçiden