Hap kuşağı

26 Ocak 2003

Hayır, "hapçılar" için özel bir sınıf değil bu...Çocukların çoğu aynı hapı kullanıyor ve almaları gereken saatte öğretmenleri onlara yardımcı oluyor.Hapın özelliği, yatıştırıcı olması...***Okul çağında çocuğu olan ailelerin artık kanıksadığı bir durum bu...Evde TV veya bilgisayar ekranı karşısında büyülenmiş gibi oturan çocuk, okula gittiğinde sırada ders dinlemeye zorlanıyor. İçi kıpır kıpır, teninden enerji fışkırıyor. Başlıyor taşkınlığa... Dikkatini toplayamıyor, yerinde duramıyor, sabırsızlanıyor, arkadaşlarıyla itişiyor.Sonra öğretmen ebeveyni çağırıyor; çocuğun yaramazlığından, şımarıklığından, laf dinlemezliğinden, her şeye itiraz etmesinden yakınıyor."Çocuğunuz hiperaktif" diyor.Aile deva için psikiyatristin kapısını çalıyor.***Genellikle Amerikada yetişmiş olan psikiyatrist, aileyi dinlerken çocuğa resim çizdiriyor. Çoğunlukla ekranda gördüklerini çiziyor çocuk:Ya canavar, ya savaş..."Çocuğunuzda şiddet duygusu gelişkin" diyor doktor ve sakinleştirici ilaç yazıyor. Veriyorsunuz; çocuk uysallaşıyor, yüzüne sahte bir gülücük yerleşiyor. Sabah "hapı yuttuğunda" itişmeden sıraya girip mışıl mışıl dersini dinliyor.İtiraz filan da kalmıyor.*** Dizi yara görmeden büyüyen

Yazının Devamı

KADEK cephesi: "Niye görüşmeyelim ki?..."

25 Ocak 2003

Konunun taraflarına gelince..."ABD - PKK görüşmesi"ne dair yayımladığımız belge, tanık ve fotoğrafa, ABD ve PKK tarafından iki farklı tepki geldi.ABD doğrusu bir habere daha önce hiç göstermediği kadar büyük bir tepki verdi. Washingtonda ABD Dışişleri Bakanlığı; yazılı bir açıklama yaparak PKK ile görüştüklerini yalanladı.Ankarada ise Amerikan Büyükelçisi Robert Pearson, NTV ekranında, - adeta can havliyle - elindeki Milliyeti "iğrenç yalanlar" diye sallayarak ve haber kaynağının "PKK ajanı" olduğunu söyleyerek gösterdi tepkisini..."11 Eylül saldırısında yakınlarını kaybedenlere, neden en yakın müttefiklerimizden birinin gazetesinde böyle bir haber çıktığını açıklayamam" dedi.Oysa, diplomatların ittifak bağları gazetecileri ilgilendirmediği gibi, gazetecilerin haber kaynakları da diplomatları ilgilendirmez.Kızgın Büyükelçiye tavsiyem, terör mağdurlarına, bu haberi değil, habere konu olan buluşmayı nasıl izah edeceği üzerine kafa yormasıdır. Önce bu köşenin okurlarına, son günlerde burada yazılanlara ve yazanın "can" güvenliğine gösterdikleri hassasiyet için teşekkür ediyorum. Bu desteği, kamuoyunun savaşa ve bölgedeki pazarlıklara tepkisinin bir tezahürü sayıyorum. "Görüşmezse

Yazının Devamı

Bağdaş kuramayan bu adam kim?

23 Ocak 2003

İki Genelkurmay Başkanının görüşmesinde bu konu açılmadı.Ancak Milliyette son 3 gündür bu konuda yapılan yayınları dikkatle izlediklerini söyleyen üst düzey bir askeri yetkilinin dün söylediği gibi "bu konu birçok başka zeminde Amerikalı yetkililere iletildi."Amerikanın "terör örgütü" ilan ettiği PKK ve KADEKle temas içinde olduğuna dair haberlerden, Türkiyenin duyduğu rahatsızlık ifade edildi. ABD, gayri resmi düzeyde ve gizli yapılan bu görüşmeleri - tabii olarak - yalanlasa da - dün NTVnin haber bültenine de yansıdığı gibi - "Türkiyenin elinde bu ilişkiyi kesinkes doğrulayan istihbarat raporları var." Görüşmelere arabuluculuk yapan Davut Bağıstaniyi tanıyor, bazı Amerikalıların bu görüşmelere katıldığını biliyorlar. Genelkurmay Başkanı Org. Hilmi Özkök, önceki sabah 09.45te ABDli meslektaşı Org. Richard Myersla görüştü. Bu görüşmede, ABD - KADEK görüşmesi gündeme geldi mi? Hayır! 3 KASIMDAN SONRA Bağıstani, dün telefonla katıldığı Ulusal Kanalın canlı yayınında bu görüşmeler için PKKyı nasıl ikna ettiğini bizzat anlattı: "Amerikanın PKKdan partileşmesini istediğini, buna mukabil Türkiyede idamın kaldırılacağı sözü verdiğini" söyledi. Bu arada son görüşmenin tarihini de "3 Kasım

Yazının Devamı

Şeyhin şeysi

21 Ocak 2003

Tuzlalı 62lik imam, tarikat kurmuş da...Kimin kimle evleneceğine karar veriyormuş da...Körpe kızlardan haremi varmış da...Onları kocalarından uzak tutup gecelik nikâh kıyıyormuş da...Tazelere yetebilmek için aslan zekeri yiyormuş da...Aşk hayatı soğuyanlara tavşan kulağı kaynatıp içiriyormuş da...Esrarengiz bir taassup mabedinin anahtar deliğine dayadık gözümüzü, merakla bakıp duruyoruz.Hem şeyhin başı bağlı, gözü bantlı gözdelerini süzüyor, hem "Sakalından utan", "Bir de ahlak dersi verirler" diye söyleniyoruz.* * *Bu tür didiklemelerde hep "Yaşasın, onlar da kirli çıktı" rahatlaması sezerim ben...Gırtlağına kadar çamura batanlar, çevrede birilerinin temiz kalmasından yaralanır çünkü; suçlanır. İrin yayılıp suç ortağı arttıkça "Masum değiliz hiçbirimiz" teranesiyle teselli bulur.Doğrusu, "Şeyhin zevk tarikatı" dediğimiz şey, ekranda iştiyakla izlediğimiz şöhretlerin "televole tarikatı"ndan çok da farklı değil;...kart horozların çıtır merakından harem tutkusuna, gecelik ilişkilerden büyü saplantısına kadar...Bakın geçenlerde Aktüel dergisinin verdiği "Aşk Büyüleri" kitapçığında yoldan çıkmış eşi eve bağlamak için ne tavsiye ediliyordu:"Bir kesenin içine bir tutam tuz doldurun,

Yazının Devamı

Kuzey Irakta federasyon pazarlığı

19 Ocak 2003

Milliyetten Namık Durukan belgeyi Kuzey Irakta ele geçirmişti.PKK Başkanlık Konseyinden Mustafa Karasunun imzasını taşıyan yazıda PKK, ABDyi Iraka müdahaleye çağırıyor ve PKKnın işbirliğini vaat ediyordu. Bugün, mektuptan bu "işbirliği pazarlığı"nın ayrıntılarını aktaracağım: PKK Başkanlık Konseyinden ABD Dışişleri Bakanlığına gönderilen iki sayfalık mektubu yayımlamıştım dün; geçen ocakta, bir Ortadoğu ülkesinde, PKKlılarla Amerikalıların buluşmasında varılan mutabakatı belgeliyordu. "Federatif çözüm" "1. Iraka müdahale, bölgedeki rejimleri sarsacağı için PKK buna tam destek verecektir.2. PKK bölgede demokrasinin geliştirilmesi için her konuda işbirliği yapacaktır. 3. PKK, Kürt sorununun çözümünü devletlerin yıkılmasında değil, rejimlerin demokratikleşmesinde görür. Türkiye, İran ve Suriyede demokratik rejimlerin kurulmasıyla Kürtlerin merkezi ve yerel iktidara katılması, Kürtçe eğitim, kültürel gelişme olanağına kavuşması ve insan haklarının tanınması sağlanacak, demokratik çözüm, ülkelerin birliği korunarak gerçekleşmiş olacaktır. Irakta özgür seçimler sonucu oluşan, eyalet idari sistemini esas alan bir federatif çözüm yerinde olacaktır. Kürtlere federal bir statünün

Yazının Devamı

İlginç flört: ABD - PKK görüşmesi!

18 Ocak 2003

1 asker şehit oldu, 5 asker yaralandı.Bu, OHALin kaldırıldığı 30 Kasımdan beri yaşanan ilk büyük çatışma...Silah sesleri, kamuoyunu endişeye boğdu:"Bitti sandığımız şey, yeniden mi başlıyor? Öyleyse neden?"Neden, Aponun tecridi mi? Bu konuda yorumlar çeşitli...Çatışma PKKnın bir eğitim kampının bulunduğu bölgede meydana geldi. Örgüt her ne kadar Öcalanın çağrısı ile eylemlerini durdursa da "operasyon olursa kendini savun" talimatı almıştı. Planlı arazi taraması yapan askerlerle karşılaşıp çatışmaya girmiş olması mümkün...Bir başka yorum ise bunun Öcalanın durumuyla ilgili bir eylem olması... Öcalan, kasım ayından beri "hava koşulları" gerekçe gösterilerek avukatları ve ailesi ile görüştürülmüyordu. Avukatları, Aponun yaşamından kaygı duyduklarını açıklamışlardı. Görüşme engelinin sürdürülmesi halinde eylemlerin yeniden başlayacağı söyleniyordu. Son çatışmanın "Hala buradayız" mesajı veren bir diş gösterme olması da ihtimal dahilinde... Güneydoğuda yeniden silahlar konuştu. Lice ile Hani arasındaki kırsal alanda operasyon yapan güvenlik güçleriyle KADEKliler arasında çatışma çıktı: Bir Ortadoğu ülkesinde Bu soruları deşmek, bölgedeki temas ve hazırlıkları sergilemek için son

Yazının Devamı

"Katil oligarşi!"

21 Aralık 2002


<#comment>Ben üniversitedeyken bir çatışma çıktığında, okula saldırıldığında, biri öldüğünde bahçede en çok bu iki sözcük çınlardı:
"Katil oligarşi!"
Üzerimize saldıran "o"ydu.
Silahı sıktıran "o"...
Memleketteki cümle musibetin müsebbibi "o"...
"Tarif et" deseler hepimiz başka şey anlatırdık belki... Ama kastedilen hep, iktidarı elinde tutan küçük bir çıkar grubuydu. Birkaç aileden oluşan kompradorlar, devlete egemen sermayedarlardı bunlar... Öyle sanıldığı gibi "kuvvetler ayrılığı" filan yoktu; bir "çekirdek odak", hükümetlerin ipini elinde tutuyor, hukuka yön veriyor, kolluk güçlerini çıkarı doğrultusunda kullanıyordu.

Yazının Devamı

Kapılar

19 Aralık 2002


<#comment>Aşkta olduğu gibi milliyetçilikte de bağlılığı test etmenin sağlam bir yolu vardır:
Kapıları açmak...
Malum sözdür;
"Bırakın gitsin. Dönerse sizindir; dönmezse zaten hiçbir zaman sizin olmamıştır."
Şimdi Rum tarafı, Kıbrıslı Türklere pasaport verecek diye yürekler Selanik...
Bunun "Kuzey Kıbrıs’ı yok etmeye yönelik bir komplo" olduğu söyleniyor.

Yazının Devamı