Sosyal medya affetmez, silinenler sicile işler

1 Aralık 2015

25 yaşındaki Adele açıklama yaptı, “İlk albümümü çıkardığımda sosyal medya bu kadar güçlü değildi, Twitter’ın bu kadar etkisi yoktu, Instagram daha hayatımızda yoktu” diye.

İngiliz eğlence hayatının önemli işletmecilerinden Matt Hermer ile konuştuğumda Türkiye’yle ilgili ilk sorduğu şeylerden biriydi, “Türkiye’de sosyal medya yasağı devam ediyor mu? Twitter açıldı mı?”

Cem Yılmaz, izleyicilerin film eleştirilerine tek tek cevap verdi, “Biletler çok pahalıydı” yazan bir izleyiciye, “Seçim vaatlerimden biriydi. Olmadı, yapamadım” diyerek.

Sosyal medyada bir çağdaş sanat eseri ya da bir bisiklet fotoğrafı paylaştığınız anda bile eserin sanatçısından ya da bisiklet firmasından anında yorumlar yağıyor. Sevgililer ilişkilerini sosyal medya üzerinden yaşıyor, kavgalar, ayrılıklar, barışmalar gözümüzün önünde oluyor.

Çipras tweet’leri sildi

Bunların hepsini bekliyorduk ama devlet ilişkilerinin de sosyal medya üzerinden yürümesi beni hâlâ şaşırtıyor.

Yunanistan Başbakanı Aleksis Çipras’ın diplomasi sınırlarını zorlayan tweet’leri, daha sonra Başbakan Ahmet Davutoğlu’ndan gelen “Aleksis, olumlu gündemimize odaklanalım” tepkisiyle İngilizce tweet’leri silmesi, Yunanca olanlara

Yazının Devamı

İngiltere gece hayatından son transfer: Eclipse

29 Kasım 2015

Londra’nın karpuz martinileriyle ünlü kokteyl barı Eclipse, 9 Aralık’ta İstanbul’da açılacak. Öncesinde Eclipse’in hikayesini, kurucusu Matt Hermer ve “Ladies of London” reality şovuyla tanıdığımız eşi Marissa’dan dinledim

-Akaretler’de güzel bir biracı vardı.

- Artık yok.

- Bebek’te deniz kenarında çok güzel bir balıkçıya gitmiştik.

- Poseidon mu?

- Evet.

- Orası da kapandı.

Yazının Devamı

Çağdaş Türk mutfağında neler oluyor?

28 Kasım 2015

Nişantaşı’nda minik bir dükkân var, adı Bröd.

Ekşi mayalı ekmek yapıyorlar, ama işlerini öyle bir ciddiye alıyorlar ki etkilenmemek mümkün değil.

Ekmeği dilimleyip size teslim ederken bebeklerini teslim eder gibiler, ona nasıl bakmanız gerektiği konusunda tatlı tatlı uyarılarda bulunuyorlar.

İşte Bröd’deki nefis ekmekleri yapan Erman Girgin bugün Omnivore Festival’de zanaatkârlık hikâyesini anlatıyor.



Yazının Devamı

Sonsuz desteği hak ediyor

26 Kasım 2015

İyi şeyler de oluyor.

Son günlerde en çok duymak istediğimiz cümle bu.

Neyse ki sadece kendini düşünmek / kurtarmak yerine başkaları için de bir şeyler yapanlar da var aramızda.

Giderek maddi - manevi şartlar zorlaşıyor ama yine de yılmayıp ayakta kalmak ve tabii daha çok kişiye ulaşmak için büyük mücadele veriyorlar.

İşte Nesin Vakfı, en iyi örneklerden biri. Aziz Nesin’in “Benim en büyük eserim” dediği kadar var.

“Vakıf bağışsız yaşayacak seviyeye gelmeli”

Ali Nesin, Matematik Köyü ile Vehbi Koç Vakfı ödülünü aldığında Aslıhan Lodi’ye verdiği röportajda Nesin Vakfı için “Biraz arka planda mı kaldı acaba?” demiş ve eklemişti: “Vakfın geleceği artık benim varlığıma bağlı değil sanki. Oldukça iyi gidiyor. Sistem oturdu. Nitekim yönetimini vakıf mezunlarına, yani oranın asıl sahiplerine bıraktım. Sadece uzaktan, çok ender olarak, ihtiyaç olursa müdahale ediyorum. Gelirimizin dörtte biri Nesin Yayınevi’nden, dörtte biri kiralardan, yarısı da bağışçılardan geliyor. Ne yazık ki bağışsız yaşayacak seviyeye gelemedik bir türlü ama çalışıyoruz. Umarım ben yaşarken bunu gerçekleştireceğiz. Nesin Vakfı toplumda çok saygı duyulan, çok iyi bilinen bir kurum ama sadece 40-50 öğrenciye sahip

Yazının Devamı

Önyargılı olmak ya da olmamak

24 Kasım 2015

Daha filmi izlemeden karar verilmişti,

“Ama, filmleri hiç komik olmuyor”

“Ama, bu seferki çok küfürlüymüş”

“Ama sponsorlar göze sokuluyormuş”

“Ama ucuza kaçmış, iki rolü de kendi oynamış”...

Böyle başlayıp uzayıp giden bir liste...

Oysa filmi izlediğinizde duyduklarınızın aslında ne kadar da gereksiz olduğunu anlıyorsunuz.

Başarıyı çekememezlikten mi, yoksa beğendiğimiz bir kişiye gereğinden fazla beklenti ve sorumluluk yüklemeye çalışmaktan mı, yoksa her ikisinden mi belli değil.

Yazının Devamı

İstanbul gecelerinden notlar

22 Kasım 2015

Gündem ağırlaştıkça, hepimizde kendimizi dışarı atma, her günü sanki son günümüzmüş gibi yaşama isteği var. İşte İstanbul’un hareketli gece hayatında bu haftanın öne çıkanları...

Galatasaray’daki İstanbul 74’teyiz. Demet Müftüoğlu Eşeli’nin Gail Albert Halaban için verdiği yemekte. Gail Albert Halaban adı size tanıdık gelmeyebilir. Oysa kendisi Tansa Mermerci Ekşioğlu’ndan Özlem Avcıoğlu’na birçok tanıdık ismin evine girip görüntüledi, “Out My Window” fotoğraf sergisi için. Hatta Halaban da şaşırdı, bu kadar kısa sürede böyle bir sergi gerçekleştirebildiğine. “Yıllar sürebilecek bir projeyi bu kadar hızlı gerçekleştirmemi sağladınız, bana evlerinizi açtınız” dedi teşekkür konuşmasında. Melkan Gürsel’den Ayşe Ege’ye, Ece Sükan’dan Seyhan Özdemir-Ferit Sarper’e uzanan bir kalabalıkta.



Gail Albert Halaban’ın “Out My Window” sergisinde yer alan bir ev fotoğrafı.

Gecenin finali belli

Sergi ve kutlama yemeği sonrasında soru aynı: “Nereye gidiyoruz?” Soho House diyenler, Soho House deyip de kendilerini Ece’de bulanlar ve bir de Harbiye’deki Klein’ı yeni keşfedenler ya da keşfetmek isteyenler olarak üçe ayrılıyor grup.

Yazının Devamı

AI Weiwei sergisi neden çok tanıdık?

21 Kasım 2015

Ülkesi tarafından defalarca cezalandırıldı, hücrelere kapatıldı, hiç anlam verilemeyen bir vergi cezasına çaptırıldı, vergi cezasını ödeyebilmek için bağış toplamak durumunda kaldı, pasaportuna el konuldu, yıllarca ailesini göremedi, Twitter’da düşündüklerini yazdı, ülkesinde Twitter tamamen yasaklandı...

Hayır, bir işadamından ya da siyasetçiden bahsetmiyoruz.

Çinli sanatçı, aktivist Ai Weiwei’in başına gelenlerden sadece birkaçı bu...

2008 Pekin Olimpiyatları için inşa edilen Kuş Yuvası adlı olimpiyat stadına danışmanlık yaparken insan hakları ihlallerine yakından şahit oluyor ve bu konuda eleştiriler yapmaya başladığı andan itibaren hayatı değişiyor. Belki de bu yüzden pasaportunu geri aldığında aileden biriymiş kadar sevindik.



Yazının Devamı

Olay yeri Paris etkisi

19 Kasım 2015

Londra Heathrow Havalimanı’na indiğimiz anda Paris’te hayatını kaybedenler için saygı duruşu yapılıyor.

Otele ulaştığımızda yurtdışında ilk defa bir otelin kapısında bavulların X ray’den geçirildiğini görüyorum.

Bizim günlük hayatımızda artık ne yazık ki kanıksadığımız şeyler Paris’te yaşanan korkunç olaylar nedeniyle şimdi bütün Avrupa’da etkili hale gelmiş durumda.

Avrupalılar şaşkın, seyahat planlarını iptal etmememize inanamıyor, “Bu kadar yüksek güvenlik alarmı olan bir dönemde nasıl hâlâ uçuyorsunuz?” diyorlar.

Bunları dinlerken en çok ne etkiliyor biliyor musunuz?

Bizde aynı korkunçlukta olaylar yaşandığında hiç tepkisiz kalan yabancılar, olay yeri Paris diye susmak bilmiyor.

Sanki insan hayatı söz konusuyken Ankara - Paris fark edermiş gibi.

En çok da bu canınızı acıtıyor, yabancıları dinlerken.

Yazının Devamı